İran'ın işbirliği yapmadığının söylenmesi çok garip, zira
İran dünyadaki nükleer tesislerin sadece yüzde 3'üne sahip olmasına rağmen
Ajansın İran'daki doğrulama faaliyetleri yüzde 22'sini oluşturuyor. Ajans'ın
İran'ın nükleer faaliyetlerini doğrulaması için yıllık yaklaşık 22 milyon
dolara mal oluyor.
Ajans'ın 2024 yılında 2.345 denetim günü oldu ve bu sayıyı
iş günlerine bölersek, her gün yaklaşık 40 Ajans müfettişi İran'ın nükleer
tesislerinde bulunuyordu.
Ajans raporunda yer alan iddialar, 20 yıl önce yapılan
iddialarla ilgili konulardır. Tüm bu iddialar, Ajansın tüm geçmiş
faaliyetlerinin nihai değerlendirmesi olarak 2015'te bir rapora yansıdı ve kurul,
Aralık 2015'te tüm bu geçmiş faaliyetlerin kapatıldığını ilan etti ve 2025'ten
itibaren geçmişten hiçbir sorun kalmadı’ vurgusunda bulundu.
Birkaç yerde uranyum
izlerine rastlandığı iddiası nükleer faaliyetin kanıtı değildir. Güvenlik
güçlerimiz bazı yerlerde casusluk faaliyetlerini belirledi ve bunları Ajansa da
ilettiği üzere bazı uranyum izlerinin sabotajdan kaynaklanmış olması da mümkün.
Ajansın artık İran'ın nükleer faaliyetini barışçıl ilan
edemeyeceği söyleniyor, bu iddia da asılsızdır. Ne yazık ki, rapordaki bazı
olumsuz noktaları suistimal ederek, üç Avrupa ülkesi ABD ile birlikte bir karar
hazırlıyor ve bunu üye ülkeler arasında yayıyorlar.’
İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı temsilcisi şunları vurguladı: Bu kararın temeli aslında teknik ve hukuki değil, politiktir ve bu ülkeler onaylanması için baskı yapmaktadır. Eğer karar onaylanırsa, İran sert bir şekilde tepkisini verecektir ve bizim çeşitli araçlarımız var. Bu ülkelerin uygunsuz eylemlerine karşılık vereceğiz/tesnim