(...)ABD 2015 yılında imzalanan KOEP (Kapsamlı Ortak Eylem
Planı) anlaşmasından çıktığı için görüşmelere doğrudan katılamayacak ve ABD
böylece müttefiklerinin görüşmelerle ilgili vereceği raporlarla yetinecek. ABD’nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley’in
ifadesiyle İranlılar bu süreçte Amerikalılarla ayrıca görüşmeyi reddettiler.
(...)İran ile ABD arasındaki görüşmelerden kesin ve somut
bir sonuç beklemek bunca tecrübeden sonra hayalcilik olur. Görünen o ki, İran
bu süreçte belli ve kalıcı garantiler alana kadar herhangi yeni bir taahhüt
altına girmeyecektir.
Taraflar görüşme masasına oturur ve birbirine geçici
tavizler verirse bile bu nihai sonuca varmak, anlaşmak olarak algılanmamalıdır ve gerçekte böyle
bir irade ve beklentileri de yoktur. (...)
Yirmi yıla yakın süreden beri devam edegelen nükleer görüşmeler
deneyimi gösterdi ki, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkta yaptırımlar ABD’nin
elindeki en etkili silahtır. Sabırlı
duruşu ve baskılara, kuşatmalara karşı direnişi ise İran’ın elindeki en etkili
silahtır.
Peki taraflar 29 Kasım’da Viyana’da başlayacak görüşmelerde masaya hangi taktik, plan ve beklentilerle oturacaklar?
Devamını okumak için tıklayın: https://rasthaber.com/tr/haber/yazar-haberleri/nukleer-gorusmelerde-planlar-ve-beklentiler-104558