İdlib'in büyük kısmına 2019'un başından bu yana, Türkiye
destekli muhalif gruplarla savaşan El Kaide bağlantılı Hayat Tahrir el Şam
(HTŞ) hakim. Türkiye, HTŞ’yi geçen yıl terör örgütü listesine almıştı. Bu karar
Resmi Gazete’de yayımlandı.
BBC Türkçe’nin Suriyeli muhaliflerin internet haber sitesi
Enab Baladi'de yer alan haberden aktardığına göre; aylar süren çatışmaların
ardından, Suriye ordusunun operasyonlarına karşılık vermek için masaya oturan
Suriyeli silahlı muhalifler ve HTŞ uzlaştı.
TÜRKİYE’NİN TERÖR ÖRGÜTÜ LİSTESİNDEKİ HTŞ İLE TÜRKİYE
DESTEKLİ ÖSO BİRLİKTE SAVAŞACAK
Varılan uzlaşı sonucu silahlı muhaliflerin oluşturduğu
Türkiye destekli ÖSO'dan yüzlerce savaşçı, HTŞ'nin hakim olduğu ve Suriye
ordusunun operasyonlarının yoğunlaştığı güney ve batı bölgelerine giderek
savaşa katıldı.
ÖSO sözcüsü Yusuf Hammud, İdlib'de bulunan Ulusal Kurtuluş
Cephesi ve ÖSO'yla yapılan görüşmeler sonucunda 2. ve 3. tümenden yaklaşık bin
savaşçının İdlib'in güneyine ve batısına yönlendirildiğini söyledi.
HTŞ'den yapılan açıklamada da, operasyonların Halep'in
güneyini de kapsadığını ve ÖSO'nun cephede ön saflarda savaşacağı belirtildi.
Suriye ordusuna ait savaş uçaklarının bombaladığı Halep'in
güneyindeki Zammar bölgesi, tarımın yapıldığı ve İdlib'in gıda ihtiyacının
büyük oranda sağlandığı bölge.
Aynı zamanda Halep ve Şam arasındaki ulaşımı sağlayan kritik
önemdeki M5 karayolunun üzerinde. M5 karayolunun devamındaki Sarakib ve Maarat
Numan'da da Suriye ordusunun operasyonları son birkaç haftada yoğunluk kazandı.
3 MİLYON NÜFUSLU İDLİB'DE GÖÇ DALGASINDAN ENDİŞE EDİLİYOR
Suriye’de muhaliflerin elindeki son bölge olan İdlib'de,
2018 boyunca varılan ateşkes anlaşmaları sonucunda Şam yönetiminin kontrolü
yeniden ele aldığı eski muhalif bölgelerinden gelenler ve aileleri yerleştiği
için nüfus 2018 sonunda 3 milyonun üzerine çıkmıştı.
Türkiye, İdlib'deki operasyonların bu üç milyon kişiyi göçe
zorlayacağını ve gelecek bir göç dalgasının Avrupa'yı da etkileyeceğini
savunuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hem Rusya'ya hem Avrupa
ülkelerine göç dalgasına engel olma çağrısı yapıyor.
Kasım ayı başından itibaren yoğunlaşan saldırılarda 248 bin
İdlibli yerinden edildi.
RUSYA İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ ATEŞKES ANLAŞMASINDAN BU YANA
DÜZENLENEN 3. OPERASYON
Türkiye ve Rusya, İdlib'de HTŞ'nin ve terör örgütü olarak
kabul edilen diğer radikal grupların varlığına son verilmesi için Eylül 2018'de
bir anlaşma imzalamış, anlaşma sonrası ateşkes ilan edilmişti.
Ateşkesin ihlâl edilmemesi ve radikal örgütlerin alan kazanmaması
için Rusya, Türkiye ve İran İdlib'de "silahtan arındırılmış bölge"
ilan edilen alanda gözlem noktaları oluşturmuştu.
Anlaşma sağlandığı sırada bölgede HTŞ'nin hakimiyeti
sınırlıydı. Ancak birkaç ay sonra HTŞ, Türkiye destekli silahlı muhalefetle
çatışmaya girerek büyük oranda İdlib'de kontrolü eline aldı.
Yıl boyunca Suriye ordusu, Rusya'nın da desteğiyle zaman
zaman İdlib'in güneyinde operasyonlar düzenleyerek bazı bölgeleri ele geçirdi.
Suriye ordusunun Mayıs ayında başlattığı ilk geniş çaplı
operasyon sırasında da HTŞ, ÖSO’yu yardıma çağırmıştı. Operasyon, Ağustos
sonunda sona erdi. Bu operasyon sırasında Türkiye'nin bir gözlem noktası da
Suriye ordusunun kontrol altına aldığı bölgede kaldı.
Yaklaşık bir buçuk ay sonra Türkiye, Suriye'nin
kuzeydoğusunda Barış Pınarı Harekâtı'nı başlattı. Operasyon, 22 Ekim'de Erdoğan
ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki görüşmeyle sona erdi.
Erdoğan ve Putin'in 22 Ekim'deki 6 saatten uzun süren
görüşmesi sırasında, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da, İdlib'e giderek
Suriye ordusu askerleriyle poz verdi.
Bundan tam iki gün sonra, 24 Ekim'de Suriye ordusu İdlib'in
güneybatısında yeni bir operasyon başlattı. Çoğunlukla HTŞ'nin hedef alındığı,
Halep ve Lazkiye'yi birbirine bağlayan M4 otoyolunu da kapsayan bu operasyona
Rusya'nın savaş uçakları da havadan destek verdi.
Esad'a bağlı güçler bu operasyonda ciddi bir ilerleme sağlamadı.
Kasım ayı başında operasyon yön değiştirerek İdlib'in
güneybatısına doğru kaydı. Burası, Halep'i Şam'a bağlayan M5 karayolunun yer
aldığı bölge.
Zaman zaman yoğunlaşan hava ve kara operasyonları, herhangi
bir resmi ilan olmadan yürütüldü. Muhalif gruplar, Suriye'nin diğer
bölgelerinden gelerek çadırlarda kalan sivillerin de hedef alındığını söyledi.
19 Aralık'ta Suriye yönetimi, "İdlib Şafağı 2"
operasyonunu başlattığını resmi olarak duyurdu ve özellikle Maarat Numan ve
çevresinde saldırılar yoğunlaştı. 19 Aralık'tan sonra daha fazla sayıda
Suriyeli, çatışmalardan kaçarak Türkiye sınırına yöneldi.
Bu operasyonlar sırasında Türkiye'ye ait bir gözlem noktası
daha Esad güçlerinin kontrol altına aldığı bölgede kaldı.