Terör elebaşı, “Federasyon istemiyoruz.” dese de planlama ve
karar alma ile ilgili faaliyetlerin bir merkezden yürütülmediği “âdem-i
merkeziyetçi” bir sistem talep ederek yerel yönetimdeki yetkilerinin artırılmasını
istedi. Abdi, Suriye’nin kuzeydoğusunda işgal ettikleri bölgeler için “âdem-i
merkeziyetçi yönetim” taleplerinin ülkenin bütünlüğüne aykırı olmadığını ve
bunun Suriye için en uygun seçenek olduğunu savundu.
YEREL YÖNETİM TALEBİ
Abdi sözlerine şöyle devam etti:
“Âdem-i merkeziyetçi yönetim bizim ana talebimiz ancak
Suriye yönetiminin farklı bir görüşü var. Onlar merkezi bir yönetim istiyor.
Bizim talebimiz açık, bu talep üzerinde çalışmalıyız. Âdem-i merkeziyetçilik
Suriye topraklarının bütünlüğüne aykırı değil, bu nedenle Suriye toplumunun
çeşitliliği göz önüne alındığında, bunun, birleştirmenin en iyi yolu olduğuna
inanıyoruz. 10 yıldır normal bir şekilde işleyen askeri ve sivil kurumlarımız var.
Bu nedenle bu kurumları Şam'daki yeni Suriye yönetimiyle kendi özgünlüklerini
koruyacak şekilde ilişkilendirmek için çalışıyoruz.
PETROLDEN PAY İSTEDİ
“Kontrolümüz altındaki bölgelerde petrol kaynaklarımız var
ve bu zenginliğin tüm Suriye vilayetlerine adil bir şekilde dağıtılması
koşuluyla bu dosyayı merkezi yönetime devretmeye açığız. Kuzeydoğu Suriye'de
arzuladığımız deneyim ile Irak Kürdistan Bölgesi arasında hiçbir benzerlik yok.
Durum farklı çünkü Irak federal bir devlet ve Kürdistan Bölgesi de öyle, biz
ise şu anda federalizm talep etmiyoruz. Talebimiz ulusal bazda âdem-i
merkeziyetçilik değil, coğrafi adem-i merkeziyetçilik.”
ENTEGRASYONA ‘BLOK’ ŞARTI
HTŞ Lideri Ahmed eş-Şera’nın PKK/PYD ile yürütülen
müzakereleri olumlu olarak nitelediğini hatırlatan terör elebaşı, HTŞ ile
askeri-idari bir komite oluşturmaya karar verdiklerini bildirdi. Abdi şunları
söyledi:
“Suriye'de kapsamlı bir ateşkes, güvenlik ve istikrar
olduğunda, o zaman silah bırakma seçeneği mevcut olacak. Sürekli Türk
saldırıları ışığında yakın gelecekte barış için bir ufuk yok. Ahmed eş-Şera’nın
görüşlerinin olumlu olduğu yönündeki yorumumun arkasındayım. Yeni Suriye
yönetimi ve SDG, güçler arasında herhangi bir anlaşmazlık ve çatışmadan
kaçınmak için istişare, diyalog ve koordinasyon yoluyla farklılıkları çözmeye
çalışıyor. Yaptığımız toplantı genel olarak olumluydu. Toprak bütünlüğü,
güvenlik ve istikrarın korunması ve genel olarak kurumların uyumunun
sürdürülmesine ilişkin ana hatlar üzerinde mutabık kaldık. Toplantı gerektiren
pek çok pratik mesele var, bu nedenle ayrıntıları incelemek ve her iki tarafı
da tatmin edecek bir anlaşmaya varmak için askeri-idari bir komite oluşturmaya
karar verdik. Eş-Şera siyasi çözüme ve genel olarak siyasi sürece açıktı.
Eş-Şera’nın açıklamaları genel olarak olumluydu. Ancak sözlerden ziyade
eylemleri izlememiz gerekiyor.
“SDG'nin Suriye Savunma Bakanlığı tarafından belirlenen
kanun ve yönetmeliklere göre faaliyet gösteren askeri bir blok olarak Savunma
Bakanlığına bağlanmasına açığız. Detaylar konusunda (yeni yönetimle) ise
anlaşamadık.
ABD’DEN ANKARA’YA BASKI BEKLİYORLAR
Ankara ile aralarındaki görüş ayrılıklarına ilişkin olarak
Abdi, “Türkiye ile ateşkes anlaşmasına” varmak istediklerini ancak Türkiye'nin
sınırlarındaki “Kürt varlığına” karşı çıkmaya kararlı olduğunu söyledi. Bu
konuda “ABD yönetiminin arabuluculuğuna” işaret eden Abdi, ABD Başkanı seçilen
Donald Trump yönetiminin, bölgelerine yönelik “Türk saldırısının
durdurulmasıyla ilgili 2019'da aldığı kararlara uyacağına” güvendiklerini ve
“bir sonraki ABD yönetiminin bu yönde baskı yapacağını” beklediklerini söyledi.
Abdi bu beklentisinin, ABD’de bir sonraki yönetimde Suriye dosyasından sorumlu
yetkililerle kurduğu iletişime dayandığını ve yetkililerin kendisine “bu konuda
Türkiye ile iletişim kuracakları” bilgisini verdiğini belirtti. Terör elebaşı,
ABD güçlerinin “sonsuza kadar burada kalmayacaklarını ancak yakın gelecekte
çekilmenin de söz konusu olmadığını” ifade ettiklerini bildirdi.
Abdi, Türkiye'nin SDG'ye ihtiyaç duymadan DEAŞ’la mücadele
etme taleplerine ilişkin, “Türkiye bunu 2019'dan beri istiyor ama bu talebi
uygulayacak bir zemin yok, DEAŞ tutukluları için 28 hapishanemiz var ve tüm
bileşenler bu konuda Türk tarafıyla çalışmaya hazır değil.” diyerek
uluslararası koalisyonun da bunu kabul etmeyeceğini iddia etti.
ÂDEM-İ MERKEZİYETÇİLİK NEDİR?
Devlet yönetiminde yetkilerin azaltılarak, merkezi
otoriteden yerel yönetimlere devredilmesi anlamına gelen âdem-i
merkeziyetçilik, yerel birimlere daha fazla özerklik sağlıyor. Coğrafi bazda
âdem-i merkeziyetçilikte ise yetkiler bölgelerin coğrafi özelliklerine göre
dağıtılıyor/aydınlık