PKK/PYD Elebaşı HTŞ Lideri’ne Sahip Çıktı

GİRİŞ: 04.02.2025 08:24      GÜNCELLEME: 04.02.2025 08:24
Rasthaber -  PKK/PYD elebaşı Abdi, HTŞ ile müzakerelerin sürdüğünü ve uluslararası koalisyonun da bu süreçte yer aldığını belirtti. Ademimerkeziyetçi yönetim talebini yineleyen Abdi, HTŞ Lideri Ahmed Şara’nın önceki radikal çizgisinden uzaklaştığını savundu. Abdi, ABD’nin Suriye’de kalması gerektiğini söyledi.

Terör örgütü PKK/PYD elebaşı Mazlum Abdi kod adlı Ferhat Abdi Şahin, Associated Press (AP)’ verdiği röportajda, Suriye’de ademimerkeziyetçi yönetim talep ettiklerini bir kez daha dile getirdi. HTŞ ile müzakerelerin devam ettiğine dikkat çeken Abdi, uluslararası koalisyonun da müzakere sürecinde yer aldığını belirtti. Abdi, röportajında Beşar Esad yönetiminin düşmesinden memnun olduklarını ifade ederek, “Yeni Suriye, BAAS partisi veya ideolojisi olmadan inşa edilmeli.”dedi.

TEMKİNLİ AÇIKLAMA YAPTI

ABD, İngiltere ve Fransa dâhil olmak üzere uluslararası koalisyon içerisinde yer alan devletlerin PKK/PYD ile Şam'daki yetkililer arasında görüşmelere arabuluculuk yaptığını belirten Abdi, görüşmelere ilişkin “detay veremeyeceğini” söyledi. PKK/PYD elebaşı, HTŞ Lideri Ahmed Şara’nın geçen hafta Şam’da düzenlenen “Zafer Konferansı”nda cumhurbaşkanı seçilmesi hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Abdi, devam eden müzakerelere dikkat çekerek, Zafer Konferansı’na katılmadıklarını belirtti. Terörist Abdi, “Sayın Ahmed Şara’nın devlet başkanı seçildiği toplantıya katılmadık. Bizi davet etmediler. Dolayısıyla içerisinde yer almadığımız bir konu hakkında yorum yapamayız.” ifadelerini kullandı.

Abdi, müzakerelerin sürdüğüne işaret ederek “Bu konudaki tutumumuz müzakerelerin sonuçlarına bağlı olacak.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

Mazlum Abdi, ABD'nin Suriye'den çekilme planlarından haberdar olmadıklarını belirterek “Kalmalarını istiyoruz.” dedi.

HTŞ LİDERİNE DESTEK

Abdi, HTŞ’nin selefi-cihatçı yapısı olsa da HTŞ Lideri’nin önceki tavırlarından uzaklaştığını savundu. Terörist Abdi, HTŞ'nin Suriye'yi İslami bir devlete dönüştürmeye çalışabileceğine dair endişelerin olduğunu, ancak son yıllarda Ahmed Şara’nın ve grubun önceki duruşundan uzaklaştığını ve bir arada yaşamayı öne çıkaran konuşmalar yaptığını hatırlattı.

HTŞ ile görüşmelerde “en önemli başlığın” PKK/PYD’nin çatı örgütü “Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nin konumu olduğunu” belirten Abdi, prensipte Savunma Bakanlığının ve Suriye'nin savunma stratejisinin bir parçası olmak istediklerini belirtti.

ADEMİMERKEZİYETÇİ YÖNETİM

“Merkezi olmayan bir devlet istiyoruz özerklik değil.” diyen Abdi, Suriye Kürtlerinin ülkeden ayrılmak veya Kürdistan Bölgesi’nin Irak’taki statüsünde olduğu gibi kendi özerk hükümet ve parlamentolarını kurmak istemediklerini söyledi. Abdi, “Kuzeydoğu Suriye halkının merkezi olmayan bir devlette yerel işlerini yönetmek istediğini” belirtti. Mazlum Abdi daha önce verdiği bir röportajda “merkezi olmayan devlet”i, “coğrafi ademimerkeziyetçi” yönetim olarak tanımlamıştı.

‘ABD SURİYE’DE KALMALI’

Abdi, ABD askerlerinin DEAŞ’la mücadelede ihtiyaç duyuldukları için Suriye'de kalmaları gerektiğini söyledi. 2019'da Başkan Donald Trump, planları durdurmadan önce kuzeydoğudan kısmi ABD asker çekme kararı aldı. Abdi, “Onların (ABD askerlerinin) kalma nedeni hala mevcut çünkü DEAŞ hala güçlü.” dedi.

“Koalisyonun çekilmemesini umuyoruz.” diyen Abdi, ABD'nin Suriye'den çekilme planlarından haberdar olmadıklarını ekledi. “Kalmalarını istiyoruz.” diyerek bu konudaki düşüncelerini dile getirdi.

PKK/PYD’DEN TEPKİ AÇIKLAMASI

Terör örgütü PKK/PYD’nin Suriye’nin kuzey ve doğusunda işgal ettiği bölgede ilan ettiği sözde Özerk Yönetim, önceki gün HTŞ liderliğinde yapılan ‘Zafer Konferansı’ ve kongrede alınan bazı kararlara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Yapılan yazılı açıklamada kongre biçimi eleştirildi ve kararlara “ortak” olamadıkları için tepki gösterildi/aydınlık

YORUMLAR

asç / İnsan ve İman Gereği 5 gün önce
Öncelikle insan olmalı ve adaletin tarafında durmalısınız. Mazlumlara sahip çıkmak, sadece bir erdem değil, aynı zamanda insan olmanın ve iman sahibi bir birey olmanın en temel sorumluluklarından biridir. Zulme sessiz kalmak, zalimin safında yer almak demektir. Bu yüzden, kim olursa olsun, nerede olursa olsun mazlumun yanında durmak, hak ve adalet için mücadele etmek, insanlık onurunun ve vicdanın gereğidir. Peki, mazlum Kürtlere karşı bu kadar nefret ve düşmanlık neden? Onlar yıllardır siyasi, sosyal ve kültürel hakları gasp edilmiş, kimlikleri yok sayılmış, dilleri yasaklanmış, özgürlükleri ellerinden alınmış bir halktır. Bu halkın yaşadığı acılar inkâr edilemez bir gerçektir. Ancak ne yazık ki, kâfir ABD ve diğer emperyalist güçler, onların mazlumiyetini kendi kötü emellerine alet etmekte ve çıkarları doğrultusunda kullanmaktadır. Fakat burada sorulması gereken asıl soru şudur: Bir halkın mazlumiyetinin kötü niyetli güçler tarafından suistimal edilmesi, o halkın yaşadığı zulmü haklı mı çıkarır? Mazlumu sömürenlerin varlığı, mazlumun haklarını elinden almayı meşru mu kılar? Elbette ki hayır! Mazlumun yanında durmak, ona zulmedenlere karşı durmayı gerektirir; onu ezmeye çalışanlara değil, onu suistimal edenlere karşı mücadele etmeyi gerektirir. Bölgede sadece Kürtler değil, farklı kimliklere sahip birçok insan da siyasi, sosyal ve kültürel haklarından mahrum bırakılmıştır. Ancak özellikle Kürt halkı, uzun yıllar boyunca baskıya ve ayrımcılığa maruz kalmış, asimilasyona zorlanmış ve varlık mücadelesi vermek zorunda bırakılmıştır. Onların hak mücadelesini görmezden gelmek, hatta onları düşman görmek, insanlığa, vicdana ve erdeme ihanet etmektir. Bir insanın ırkı, dili, kimliği ne olursa olsun, zulme uğruyorsa onun yanında yer almak, insanlığın ve adaletin gereğidir. Bilinmelidir ki, mazlumlara düşmanlık etmek sadece bireysel bir nefret meselesi değil, aynı zamanda insanlık değerlerine, vicdana ve medeniyete karşı işlenen büyük bir suçtur. Bir halkın haklarını elinden almak, onları baskı altında tutmak, kendi kimliklerini yaşamasını engellemek, yalnızca o halka değil, insanlık onuruna zarar verir. Ve unutulmamalıdır ki, zulme rıza göstermek, en büyük ihanettir—hem insanlığa hem de imana. Adalet olmadan barış olmaz. Barış olmadan huzur olmaz. Ve insanca, adilce bir yaşam olmadan medeniyet olmaz. Bu gerçekleri unutmayın ve vicdanınıza kulak verin!

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM