ABD'nin 46. Başkanı Joe Biden, Demokrat Parti adayı olarak
kazandığı seçimler sonrasında, görev süresi içerisinde insan haklarını dış
politikasının önceliği haline getireceğini vadettiği halde izlediği politikalar
hep tartışma konusu oldu.
Joe Biden, görev yaptığı süre içerisinde Birleşmiş Milletler
(BM) ve ona bağlı Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler Yakın
Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) başta
olmak üzere uluslararası kuruluşların insan hakları faaliyetlerini engelledi.
Siyonist İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü Gazze
Şeridi'nde 47 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği soykırım başta
olmak üzere birçok konuda eleştirilen Biden yönetimi, insan hakları
savunucularının tepkisini çekti.
Biden’ın açıkça ihlal ettiği insan haklarını koruyan
temel yasalar
Başkanlık döneminde Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve
Uluslararası Adalet Divanı kararlarını Rusya için uyguladığı ve mahkemeye delil
toplamaya destekte bulunduğu halde Siyonist İsrail konusunda aynı tutumu
sergilemedi ve soykırımı doğrulanmamış bilgiler olarak tanımladı.
Yönetimi süresince uluslararası normlar ve yasaları açıkça
ihlal etmeye devam ettiği gibi oval ofise geldiği ilk günlerde ABD’yi ABD yapan
değerleri muhafaza sözü veren Biden aynı zamanda kendi iç hukukunda yer alan
yasaları da ihlal etti.
Biden yönetimi küresel bir yasak olarak bilinen
anti-personel mayınlarını Ukrayna’ya gönderdiği gibi aynı zamanda Gazze’de
soykırım ve savaş hukuku ihlallerine rağmen İsrail hükümetine silah sevkiyatına
ve maddi yardımlara devam etti.
1961 Yasası (ABD Dış Yardım Yasası)
ABD’nin Siyonist İsrail yanlısı tutumuna tepki gösteren
Amerikalıların Filistin protestoları haftalarca devam etmesine rağmen Biden
yönetimi tüm bu tepkilere direnerek silah sevkiyatına ve maddi yardımlarına
devam etti. Biden yönetiminin bu tutumu 1961 yasası olarak da bilinen ABD’nin
Dış Yardım Yasası'nın 502B bölümünde insan hakları ile ilgili ilk maddesinin ve
aynı yasanın 116. bölümü a bendinin açık ihlalini teşkil etti. Yasada "Bir
ülke ABD'nin insani yardımlarının taşınmasını veya teslim edilmesini engelliyor
ya da kısıtlıyorsa ve bu durum Başkan’a bildirildiyse, o ülkeye hiçbir şekilde
yardım sağlanamaz" ifadesi yer almasına rağmen Biden ve yönetimi, insani
yardımları engellediği bilinen ve bunu itiraf eden İsrail konusunda bu maddeyi
açıkça ihlal etti.
Lahey Yasaları
"Lahey Yasaları" bir güvenlik biriminin insan
hakları ihlali işlediğine dair güvenilir bilgi olduğu bir durumda, ABD’nin
yardım sağlamasını yasaklar. ABD Savunma Bakanlığı tarafından sağlanan
yardımlara uygulanan Lahey Yasaları, ABD Savunma Bakanlığı "10 Birleşik
Devletler 362" numarası ile kodlanıyor.
Yasaya göre, ABD Savunma Bakanlığı fonları, bir güvenlik
biriminin insan hakları ihlali işlediğine dair Başkanın güvenilir bilgisi
varsa, bu birime yönelik "herhangi bir eğitim, ekipman veya diğer
yardımlar" için kullanılamaz.
1997 Ottowa Sözleşmesi
1997 Ottowa sözleşmesi olarak bilinen "Anti-Personel
Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin
Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme" 4 Aralık 1997
tarihinde imzalandı ve 1999 yılında yürürlüğe girdi.
ABD sözleşmeye taraf olmadı ancak 2022’de Biden yönetimi
anti-personel mayınlarının Kore Yarımadası dışında kullanılmasını yasaklarken
yine Biden yönetimi anti-personel mayınlarını Ukrayna’ya gönderdi.
Anti-personel mayınları 164 ülke tarafından görüşülerek sivil ve askeri
personel ayrımı yapmadığı için yasaklandığı halde Biden yönetimi bu yasağı
ihlal ederek anti-personel mayınları Ukrayna’ya 2024 yılı kasım ayında
gönderdi.
Birleşmiş Milletler ve bağlı kuruluşları
itibarsızlaştırma
Biden yönetimi, Birleşmiş Milletler'in üst düzey karar
organı konumundaki BM Güvenlik Konseyi'nde yapılan oylamalarda Gazze'de
ateşkese çağrı yapan kararlar dahil İsrail lehine 51 defa veto oyu verdi.
BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve
Bayındırlık Ajansı (UNRWA), 1950'den bu yana Filistinli mültecilere yardım
sağlarken 7 Ekim 2023 sonrasında tesisleri defalarca İsrail saldırılarının
hedefi oldu. Tel Aviv'in 28 Ekim 2024'te UNRWA hakkında yasaklama kararı
almasına Biden yönetimi sessiz kaldı.
ABD, İsrail'e ilişkin BM Güvenlik Kurulu karar tasarılarında
51 defa veto yetkisini kullanırken, İsrail'in soykırım sürecinde Biden yönetimi
tarafından Gazze'de ateşkes yapılmasına yönelik 6 karar tasarısı veto edildi.
"Biden'ı Terk Et" hareketi
Kendisine oy verenler tarafından cezalandırılmak istenen ve
insan hakları karnesine eklediği ihlallerle aday olduğu başkanlık seçimlerinde
"Biden’ı Terk Et" hareketiyle adaylıktan çektirilen Biden, ABD’de
yaşayan aktivistler tarafından cezalandırıldı.
Minnesota, Michigan, Pensilvanya, Arizona ve Wisconsin gibi
bir çok eyalette örgütlenen Amerikalılar, Biden yönetimine tepkilerini sokakta
ve sandıkta gösterdiler.
AbandonBiden hareketinin kurucusu Hassan Abdel Salam, AA
muhabirine verdiği mülakatta, "AbondonBiden hareketiyle bir stratejimiz
var ve bu strateji Başkan'ı veya Başkan Yardımcısı'nı cezalandırmak ve sonra
bunun suçunu veya itibarını üstlenmek. Bu hareketle birlikte Biden’a ateşkes
çağrısı yaparak yola çıktık. Ateşkes çağrısı yapmak için ona 31 Ekim'e kadar
mühlet verdik. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki politika, soykırımı, işgali,
parçalanmanın eşiğindeki masum bir halka yönelik bu bombardımanı
destekliyor." ifadelerine yer vermişti.
Biden yönetimi, İsrail ordusuna "sponsor"
olmakla suçlandı
İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırımına "sponsor"
olmakla suçlanan Biden yönetimi, 7 Ekim 2023'ten sonra Gazze, Batı Şeria,
Lübnan, İran, Suriye ve Yemen'e saldıran İsrail ordusuna 22 milyar dolardan
fazla maddi destek sağladı.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsüne göre,
ABD, İsrail ordusuna ait silahların yüzde 69'unu sağlarken, Gazze'deki soykırım
sürecinde bu oran yüzde 78'e çıktı.
ABD'de Biden yönetimi, İsrail'e Demir Kubbe sistemi için
füzeler dahil güdümlü füzeler, uçak bombaları, güdümsüz bombaları hassas
güdümlü silahlara dönüştüren Müşterek Doğrudan Taarruz Mühimmatı (JDAM)
kitleri, CH-53 ağır yük helikopterleri, KC-46 havadan yakıt ikmal tankerleri,
AH-64 Apache helikopterlerinden atılabilen lazer güdümlü "Hellfire"
füzeleri, 155 milimetrelik top mermileri, sığınak delici mühimmat ve zırhlı
araçlar tedarik etti.
Siyonist İsrail ile sadece 2024 yılında 100 silah anlaşması
yapan Biden yönetimi, doğrudan mali askeri yardımların bu şekilde ABD silah
endüstrisine dönmesini sağladı.
Filistin destekçilerine karşı şiddet, Netanyahu'ya alkış
New York'taki Columbia Üniversitesi'nde başlayan ve pek çok
üniversiteye yayılan gösterilerde, İsrail'in Gazze'deki soykırımına karşı çıkan
öğrenciler ve akademisyenlere karşı ABD polisinin sert güç kullandığı görüldü.
Columbia Üniversitesi'nde başlayan Filistin'e destek
gösterileri ülkede 50'den fazla üniversiteye yayılırken, çoğu öğrenci ve
fakülte mensubu 3 bin 100'den fazla kişi gözaltına alındı.
Uluslararası Ceza Mahkemesinin tutuklama kararı talebi
sonrası İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD meclisinde konuşturulması
da Biden döneminde akıllara kazınan sahnelerden olurken, Netanyahu'nun
konuşması 56 kez ayakta alkışlandı.
Netanyahu'nun konuşmasının hem Demokratlar hem
Cumhuriyetçiler tarafından alkışlanması ise bu iki partinin İsrail politikası
konusunda bir fark olmadığı şeklinde değerlendirildi.
Amerikalı Müslümanlar tarafından ısrarla haftalarca
affedilmesi yönünde protestolar düzenlenen Biolog Dr. Aafia Siddiqui ve
Amerikalı alim Marcellus Williams gibi isimlere özel af yetkisini kullanmayan
Biden, görev süresinin sona ermesine dakikalar kala aile üyelerinden James B.
Biden, Sara Jones Biden, Valerie Biden Owens, John T. Owens ve Francis W.
Biden'ı affetme yetkisini kullandı.
Biden, 2 Aralık 2024'te vergi kaçırmak ve usulsüz silah
edinmekten suçlu bulunan oğlu Hunter Biden'ı da affetmişti/milligazete