Aynı gün Ankara’da terör örgütü PKK’nın üstlendiği bir terör
saldırısı meydana geldi. Uzmanlar, Türkiye’nin terörle mücadelesinin nasıl
devam edeceği ve hükümetin “terörü süpürme” siyaseti hakkında, süpürme değil
terörün tamamen bitirilmesi gerektiğini vurguladı. Uzmanlar görüşlerini şöyle
aktardı:
‘MÜCADELEYE BOŞLUK KONULAMAZ’
İstinye Üniversitesi Güvenlik ve Savunma Stratejileri
Uygulama ve Araştırma Merkezi (GÜVSAM) Başkanı Emekli Tuğgeneral Prof. Dr.
Fahri Erenel:
“Bu eylem PKK taraftarlarına moral olmak üzere planlanmış
bir eylemdir. Türkiye terörle mücadelede kendi sınırları içinde son derece
önemli mesafeler kat etti. Önceki günkü eylem bireyseldi. Ama önlenebilir
miydi? Belki önlenebilirdi ama tarihsel olarak terör eylemleri şunu gösteriyor:
Terör eylemlerini bir süre erteleyebilirsiniz ama bir boşluk ortaya koyduğunuz
anda bunun karşılığını alırsınız. Bugün PKK’ya katılanların sayısı yok denecek
kadar azdır. Diyarbakır Annelerinin sayısı her gün artıyor. “Öte yandan
Amerika, sözde Suriye Demokratik Güçleri adı altındaki yapısına desteğini her
geçen gün arttırıyor. Bu, teşkilatlanmış, arkasında Amerika gibi bir ülkenin
desteğini almış bir yapı. ‘
SÜPÜRÜRSEN UZUN MENZİLLİ SİLAHLA VURUR’
“Süpürme olmamalı, terör tamamen bitirilmeli. Daha önce de
bunun doğru olmadığını söylemiştim. Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki yeri hiç
uygun bir pozisyon değil. Terör örgütü süpürülürse sadece sınırdan
uzaklaştırılmış olur. Ama bu sefer de Ukrayna'da yaptığı gibi 250 km menzilli
füze verecektir PKK terör örgütünün eline.
“Artık M4 karayolu veya güneyi veya güvenli bölge
kavramların hiçbir önemi kalmadı. Burada hedefin doğrudan PKK terör örgütü
olması gerekiyor. PKK terör örgütünün bulunduğu hedeflere misliyle mukabelede
bulunulması gerekiyor. Artık hava harekatıyla da olacak şey değil. Bu doğrudan
doğruya Türk Silahlı Kuvvetleri elindeki gelişmiş sistemlerle Irak ve
Suriye’nin kuzeyi ve güneyindeki hedeflere harekat icra etmektir.”
‘İŞBİRLİĞİ İKİ ÜLKENİN LEHİNE’
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal:
“Suriye ile normalleşmeyi daha fazla uzatmanın anlamı yok.
Suriye ile ilişkilerin bozulmasının bize maliyeti yüksek oldu. Sığınmacıların
maliyeti ekonomimize ciddi zarar verdi. Artık Suriye ile kapsamlı ilişkilere
girmemiz gerekiyor. Sığınmacıların ülkelerine dönüşü konusunda bir mutabakat
imzalamalıyız.
“Suriye ile sadece PKK/PYD değil, cihatçı grupları da
kapsayan bir işbirliği yapmalıyız. Yaşadığımız sorunlar, yapılan açıklamalar
uzlaşmamıza engel değil. Suriye ile güvene dayalı işbirliği yapmalıyız.
Birlikte hareket edersek Suriye’yi tamamen terörden temizleriz. Bu güveni
sağlayabilmemiz için Türkiye’nin kontrolündeki bölgeleri birlikte yönetme
politikası izleyebiliriz. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad Çin’e gitti. Sıcak
ilişkiler kurdu. Yapılan açıklamalar ve gelişmeler, Suriye’nin ABD planlarına
kurban edilmeyeceğinin açık göstergesi. Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerini
normalleştirmesi, teröre karşı birlikte hareket etmesi iki ülkenin de
lehinedir.”
‘TERÖRÜN ARKASINDAki GÜÇ İFADE EDİLDİ’
Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Fuat
Gökçe:
“Türkiye kendisine yönelik terör tehdidine karşı acil
operasyonlar yapabilir. El Bab ve Tel Rıfat gibi yerlere harekat
gerçekleştirebilir. Ama teröre karşı köklü çözüm için yapılması gereken,
terörden zarar gören ülkelerin Türkiye, Suriye, Irak, İran’ın birlikte hareket
etmesi ve terör belasını tamamen temizleyecek adımlar atmasıdır.
“Ayrıca Astana Süreci’nde daha hızlı adımlar atmak gerekir.
Tahran’da yapılan son liderler zirvesinde hedef belirlenmiştir. Terördür...
Arkasındaki güç de ifade edilmiştir. Üç lider de ABD’nin bölgeden gitmesini
istemiştir. Bu doğrultuda atılacak adımlar, Suriye ile Türkiye’nin sahada
birlikte hareket etmesi terörün tamamen bitirilmesi için önemlidir. Rusya da bu
süreçte bölge ülkesi olarak orada olmalı ve terörün bitirilmesi için destek
vermelidir. 1 Ekim’de Ankara’da yaşanan terör olayı mesaj vermek içindir.
Saldırı başarılı olmamıştır, engellenmiştir. Olayın Karabağ’da yaşanan
gelişmelerden sonra olması, Meclis’te İsveç’in NATO üyeliği öncesinde
gerçekleşmesi dikkat çekicidir. Bütün bu gelişmeler iyi analiz edilmelidir.”
‘PKK’NIN SONU GELİYOR’
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrasya Stratejik
Araştırmalar Merkezi (ASAM) Uzmanı Dr. Eray Güçlüer:
“PKK’nın bölgeden tamamen yok edilmesi için işbirliği
gerekiyor. Ancak aldığımız bilgilere göre özellikle rejim bu konuda istekli
değil. 7 Eylül’de de açıklama yapmıştım. Rejimin Türkiye ile işbirliğine
yanaşmaması 30 kilometre güvenlik kuşağı oluşturmaya itiyor Türkiye’yi. Türkiye’nin
kendi göbek bağını kendisinin kesmesine sebep oluyor. Türkiye PKK’yı stratejik
bir çember içine almış durumda. Irak operasyonları, doğuda, kuzeyde TSK ve MİT,
Batı’da İdlib, Güney’de Arap Aşiretleri PKK’yı sıkıştırdı. PKK alanda güç
kaybetti. Kaybettikleri teröristlerin yerine de koyamıyorlar. PKK’nın yavaş
yavaş sonu geliyor.”
SURİYE, RUSYA, İRAN’LA İŞBİRLİĞİYLE BİTİRİLİR
Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi Emekli Hava Kurmay
Albay İhsan Sefa:
“Bir kere güvenli bölge diye bir şey olmaz. Terörü
bitirmeden başınız dertten kurtulmaz. Yani öyle 30 kilometre gireceğim demekle
güvenli bölge olmaz. Eğer o güvenli bölgeye girmişsen bitir hepsini. Ama sen
gidiyorsun, onlar geri kaçıyor. Değil 30 kilometre, 100 kilometre güvenli bölge
de koysan adam geri kaçacak. Ondan sonra senin güvenli bölgeni taciz edecek.
Bunun çıktı mı? Bunun biricik çözümü Amerika’ya karşı dik durmaktır. Amerika’ya
dik durursan terörünü bitirirsin, dik durmazsan bitiremezsin. Çünkü terörün
desteklendiği kaynak Amerika’dır, Batı’dır. Buna tavrı koyarsan ve Asya'ya
doğru yönelirsen, Asya birliğini savunursan terör nasıl biter. Bakın bu çok
önemli. Türkiye Amerika’ya karşı dik durmadı. Amerika kendisi karşı kim dik
durursa ondan tırsmıştır. Dik durmayanın üzerine üzerine gitmiştir. Bunun
örnekleri var.”
“Püskürtmekle terör bitirilmez, tek çözüm terörü tamamen
bitirmektir. Onun içinde Suriye, Rusya ve İran’la işbirliği yapılmalı. O zaman
bölgeyi hem terör hem de Amerikan belasından kurtarırsın. “Terörün üç ana
unsuru var bitirilmesi için. Birincisi silahlı mücadele, ikincisi siyasi
otorite, üçüncüsü lojistik. Silahlı mücadeleyi başarıyla yürütüyoruz. Ama
bataklığı kurutamıyoruz. Çünkü o bataklığın her ne kadar insan kaynağını kesmiş
olsak da lojistik desteğini kesemedik. Amerika başta olmak üzere oraya insan
sağlamaya devam ediyor. İşte bu bataklığı kurutmanın yolu da Amerika'ya karşı,
lojistik destek sağlayanlara karşı dik durabilmek.
“Hükümetin elinde kozlar var ama bunları kullanacak irade
lazım. Nedir bu kozlar? NATO'dan çıkacağız. Rusya'yla daha sıkı işbirliği
yapacağız. Avrasya'yla daha iyi işbirliği yapacağız. Şanghay İşbirliği
Örgütü’ne gireceğiz. BRICS’e gireceğiz. Bunlar Türkiye’nin elindeki kozlardır/aydınlık