Suriye'de HTŞ-Dürzi Çatışması: İsrail Yeni İşgal İçin Ellerini Ovuşturuyor

GİRİŞ: 03.03.2025 20:10      GÜNCELLEME: 03.03.2025 20:10
Rasthaber -  Şam'ın banliyösünde HTŞ güçleriyle Dürziler arasında çatışma çıktı. İsrail, bu gerilim üzerinden ülkenin güneyini işgal etme hazırlıklarına başladı. Bazı Dürzi liderler, İsrail müdahalesine yeşil ışık yakmış durumda.

Suriye'de bu hafta sonu yaşananlar, "Esad gitti demokrasi geldi" naralarının altının ne kadar boş olduğunu, ülkenin bir barut fıçısının üzerinde durduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Dahası, bu kırılganlığın, İsrail'e nasıl komşu ülkenin iç işlerine karışma, hatta başkenti işgal etme tehditleri savurma olanağı sunduğu da görüldü.

Suriye'de yaşayan Dürziler, HTŞ yönetimindeki hükümet güçleriyle çatıştı. Cihatçılara eskiden beri karşı olan fakat sınırlı bir bölge dışında küçük bir azınlık durumundaki Dürzilerin bazı liderleri, mevcut siyasi dengelerde İsrail'le yakınlaşmayı tercih etti. İsrail hükümeti, kendi sınırına yakın bölgelerdeki Dürzileri koruma bahanesini, bu bölgeleri Suriye'den koparmak ve İsrail'e katmak için kullanmaya çabalıyor.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Suriye'nin yeni yöneticilerine bağlı güçler ile Dürzi topluluğundan yerel silahlı kişiler arasında çıkan çatışmalarda bir kişi öldü, dokuz kişi yaralandı.

Cumartesi günkü olay, çoğunluğu Dürzi ve Hıristiyan azınlık sakinlerinin yaşadığı, Şam yakınlarındaki yoğun nüfuslu bir banliyö olan Ceramana'da meydana geldi.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, "yeni otoriteye bağlı güvenlik güçleri ile bölgeyi korumakla görevli yerel silahlı adamlar arasındaki çatışmalarda bir kişinin öldüğünü ve Ceramana'dan dokuz kişinin yaralandığını" bildirdi.

Ceramana, Suriye'de Şam'a bağlı, Şam'ın merkezinin 10 kilometre güneydoğusunda bulunan bir ilçe. Bölgede Hristiyan ve Dürzi nüfusu ağırlıkta.

Gözlemevi'ne göre, gerginlikler geçtiğimiz Cuma günü, bir anlaşmazlığın Ceramana'daki bir kontrol noktasında bir güvenlik gücü üyesinin öldürülmesi ve bir diğerinin yaralanmasıyla başladı.

Suriye'nin resmi haber ajansı SANA'nın aktardığına göre, yerel güvenlik şefi Albay Hüssam el Tahan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, olay günü bir kontrol noktasının, yakınlarını ziyaret etmek için bölgeye giren Savunma Bakanlığı personelini durdurduğunu bildirdi.

Tahan, personelin silahlarını teslim ettikten sonra saldırıya uğradıklarını ve "araçlarının doğrudan ateşle hedef alındığını" ve bunun sonucunda can kayıplarının yaşandığını kaydetti.

Ceramanalı Dürziler ise, yaptıkları bir açıklamada, olayla ilgili sorumlu olduğu kanıtlanan herkesi "adaletle yüzleşmek üzere ilgili makamlara" teslim edeceklerini ifade etti.

İsrail ordusuna Dürzi yerleşimini savunmaya hazırlanma emri verildi

Dürzilerin İslamcı yönetimle gerilimini İsrail yeni bir işgal fırsatına çevirme hazırlığında.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz Cumartesi günü Suriye'nin yeni yöneticilerini "Dürzilere zarar vermemeleri" konusunda uyardı ve orduya "hazırlanmaları ve kesin ve net bir uyarı göndermeleri" emri verildiğini ekledi: "Rejim Dürzilere zarar verirse sonuçlarına katlanacaktır."

İsrail Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, orduya Şam'ın banliyölerindeki Dürzi yerleşimini savunmaya hazırlanmaları talimatı verildiği ve korumaya yemin ettiği azınlığın Suriye güçleri tarafından "saldırı altında" olduğu belirtildi.

Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Katz'ın emrine atıfta bulunulan açıklama, İsrail'in geçen hafta sonu komşu Suriye'nin yeni hükümetinin güçlerinin Şam'ın güneyindeki bölgeye girmemesi gerektiği yönündeki "uyarısı"nın ardından geldi.

Cumartesi günkü açıklama, İsrail güçlerinin yeni yetkililerin on yıldan uzun süren iç savaştan sonra kontrolü sağlamlaştırmaya çalışırken Suriye'ye daha fazla girebileceğini gösteriyor. İsrail güçleri yakın zamanda bir tampon bölgede ve yakınlardaki stratejik Şeyh Dağı'nda mevziler kurmuştu. İsrail birlikleri ile Suriye'nin yeni güçleri arasında büyük bir çatışma yaşanmadı.

Bakanlık açıklamasında "Suriye'deki radikal İslamcı terörist rejimin Dürzilere zarar vermesine izin vermeyeceğiz. Rejim Dürzilere zarar verirse, biz de ona zarar veririz" ifadeleri kullanıldı.

İsrail'le yakınlaşan Suriyeli Dürziler kimdir, Şara yönetiminden ne istiyor?

Lübnan, İsrail ve İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nde yaşayan Dürziler, Suriye nüfusunun yaklaşık yüzde üçünü oluşturuyor.

Suriye Dürzileri, çoğunlukla ülkenin güneyindeki, Süveyda vilayetine bağlı Cebel Dürzi veya Havran kentlerinde yaşıyor. Bu alan güney Suriye'de Ürdün sınırına yakın bir yerde bulunuyor.

Suriye'deki Dürziler, iç savaş sırasında genellikle o zamanki devlet başkanı Beşar Esad'a bağlı kaldılar, ancak yönetimiyle de tam anlamıyla anlaşamadı.

Birçoğu orduda veya yerel güvenlik birimlerinde görev yaparken, 2018 yılında IŞİD'in elinde büyük bir katliam yaşadılar. Savaştan sonraki dönemdeyse Esad yönetimine karşı tavırlar almaya başladılar.

Esad düştüğünde, Dürziler, Şam'daki yeni yöneticilere karşı kendini konumlandırmaya çalıştı. Birçok azınlık topluluğu gibi Dürziler de Suriye'nin yeni lideri Ahmed Şara ve yeni yetkililerin "hoşgörülü olup olmayacağını" yakından izlediler. Şara'nın selefi cihatçı grubu Heyet Tahrir'uş Şam (HTŞ) ve önceki adıyla El Nusra Cephesi, İdlib'de Dürzilere ve diğer azınlık gruplarına karşı saldırgan bir tutum takınmıştı.

Suriye'nin yeni yönetimi, bugün çeşitli grupları kucaklamaya ve daha açık bir ulusal diyaloğu teşvik etmeye çalıştığını iddia ederken, Dürzilerin bir bölümü yeni koşullarda yaşadığı tedirginliğini İsrail müdahalesiyle atlatma çabası içerisinde.

Bazı Dürzi liderler Şara ile görüşürken, diğerleri Süveyda'da daha fazla özerk bir sistem yaratmak istiyor. Son olarak, güneyde yeni bir Dürzi koalisyonu, Süveyda Askeri Konseyi ortaya çıktı. Bu, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun güney Suriye'nin silahsızlandırılmasından bahsettiği sırada gerçekleşti. İsrail hükümetinde Suriye'deki Dürziler ve Kürtlerle daha fazla işbirliği yapılması yönünde Şara yönetimine baskı yapan sesler var.

Süveyda Askeri Konseyi'nin kuruluşu ve İsrail'e mesaj

Geçtiğimiz haftanın başlarında, Suriye'nin güneyinde bulunan Süveyda vilayetindeki Dürzi militanlar, "Süveyda Askeri Konseyi" adı verilen yeni bir askeri örgütün kurulduğunu duyurdu. Konsey, misyonlarının Dürzi bölgelerini "aşırılıkçı teröristlerden ve silah kaçakçılığından" korumayı kapsayacağını duyurdu.

"Ayrılıkçılık veya vatana ihanet" suçlamalarına karşı önceden önlem almak için, devrilen Beşar Esad yönetiminin ordusunda üst düzey bir subay olan ve önceki on yılda firar edip Esad karşıtı faaliyetlerde bulunan Tarık el Şufi, konseyin kendisini Suriye ulusal ordusunun bir yapı taşı olarak gördüğünü ve ancak yalnızca laik, demokratik ve modern bir Suriye güvence altına alındığında yenilenen orduya katılacağını duyurdu.

Şufi ayrıca yeni konsey hakkında iki önemli ipucu verdi. Şufi'nin açıklamalarına göre, konsey, Dürzi lider Hikmet el Hicri liderliğindeki yerel dini yönetimle koordinasyon halinde kuruldu ve belirsiz bir "uluslararası koalisyon" tarafından destekleniyor.

Şufi, Netanyahu'nun geçtiğimiz haftaki açıklamalarına ilişkin yorumlarda bulunarak, Güney Suriye'nin askerden arındırılmasını talep etti ve Dürzi toplumuna yönelik herhangi bir tehdit konusunda uyardı.

Şufi, Dürzi toplumunda yabancı müdahaleyi reddetmeyen tek kişi değildi. Süveyda'nın şu anki ruhani lideri Hicri de bu hafta Suriye lideri Ahmed Şara'yı dolaylı olarak kınadı.

Hicri, "Şimdiye kadar mevcut liderliğin ülkeyi yönetme veya ülkeyi doğru şekilde birleştirme yeteneğini görmedik" ifadelerini kullandı. Ardından, sürecin "güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü ile sivil bir devlete yol açmasını sağlamak" için açıkça uluslararası müdahale çağrısında bulundu.

Dürziler iç savaş döneminde ne yaşadı, tavırları neydi?

Mart 2011'de Suriye'de patlak veren cihatçı ayaklanma, ülkedeki Dürzi toplumunu da etkiledi.

İslamcı gruplar tarafından yönetilen ayaklanma, Dürziler arasında Suriye'nin laik bir devlet olarak geleceği konusunda büyük korkular yaratmıştı.

Mart 2011'de Suriye'nin güneyindeki Deraa'da da patlak veren İslamcı ayaklanma, onların kalesi olan Hauran'a kadar uzanmamıştı. Dürzilerin büyük çoğunluğu, Rima Flehan, Munteha el Etreş, Cebir el Şufi gibi bazı entelektüellerin ve önde gelen kişilerin ayaklanmaya verdiği desteğe rağmen Esad yönetimine sadık kaldı.

Cihatçı ayaklanmanın liderleri, Suriye ordusundaki Dürzi askerlerin büyük çoğunluğu Esad'a bağlı kaldığı için saflarına Dürzileri dahil etmekte zorlandılar.

Ayaklanmanın İslamcı karakteri ve cihatçı örgütlerin yükselişi nedeniyle birçok Dürzi, Esad yönetimine destek verdi.

IŞİD ve El Nusra'nın Dürzi katliamları

Dürzilerin cihatçı İslam korkusu, Haziran 2015'te, Suriye'nin kuzeyindeki İdlib'e yakın küçük bir köyde, bugünkü Heyet Tahrir'uş Şam'ın (HTŞ) eski adı olan El Nusra'ya bağlı İslami cihatçı militanlar tarafından onlarca Dürzi'nin katledilmesiyle doğrulandı. Dürzilerin, Esad'a olan sadakatleri, cihatçıların hedef aldıkları İsmaililer ve Aleviler gibi farklı bir mezhebe sahip olmaları, Sünni cihatçı saldırganlığına karşı konumlarını iki kat daha tehlikeli hale getirdi.

Bu dönemde, Dürziler arasında Meşyakat el Akil olarak bilinen manevi liderlik Esad'a bağlı kalırken, popüler bir dini lider olan Şeyh Vahid el Balus ise, Dürzilerin yoğun olarak yaşadığı Cebel el Dürzi bölgesini cihatçılardan korumayı amaçlayan, Esad yönetiminden bağımsız bir protesto hareketi kurdu. Balus, Eylül 2015'te suikasta uğrarken, birçok kesim suikastın Esad'a bağlı ajanlar tarafından yapıldığını iddia ediyordu. Ancak, Balus'un ölümü Dürzîlerin Esad'a karşı tutumunda ciddi bir değişime yol açmadı. Cihatçı ayaklanmanın patlak vermesinden ve kanlı bir iç savaşa yol açmasından beş yıl sonra, birçok Dürzi, Esad yönetiminin "kötünün iyisi" olduğu ve çöküşünün devletin kendisinin dağılmasına yol açma tehdidinde bulunduğu sonucuna vardı.

Hizbullah savaşçıları, İran yanlısı milisler ve Rus hava kuvvetleri tarafından desteklenen Suriye ordusunun zaferi, Dürziler'e dönük cihatçı örgütlerin tehdidini uzun bir süre ortadan kaldırmıştı. Ancak, Temmuz 2018'de IŞİD tarafından tüm Dürzi köylerine bir baskın düzenlendi ve bu eylem yaklaşık 260 Dürzi vatandaşın ölümüne ve örgüt tarafından 30 kadın ve çocuğun kaçırılmasına yol açtı.

2015 sonrası yaşanan zorluklar ve İsrail'in fırsatçılığı

Saldırı, 2015 yılında başlayan Suriye ordusuna katılmayı reddeden Dürzilerin sayısının arttığı bir dönemde gerçekleşmişti.

Bazı kesimlerin iddiasına göre, Esad yönetimi, orduya katılmayı reddeden Dürzileri korumayarak toplu olarak cezalandırıyordu. 2015 yılı, bu açıdan Dürzilerin uğradığı ağır kayıplar nedeniyle Esad'la Cebel Dürzi nüfusu arasındaki ilişkide kritik bir dönüm noktası oldu.

Bölgedeki ekonomik ve sosyal koşulların git gide kötüleşmesinin de sorunları eklenmesi, İsrail'in fırsatçılığını getirdi. 2020 yılından itibaren İsrail Dürzileri bölge için bağış toplama girişimleri başlattı. Bu, İsrail'in Ürdün, İsrail'den Suriye'ye yardım ulaştırmak için bir ara istasyon görevi gördü. Bu destek, İsrail'in Suriyeli Dürziler üzerine nüfuzunu büyütmesini sağladı.

 

sol

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM