Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından Viyana’da
düzenlenen Eylül ayındaki Yönetim Kurulu toplantısında Büyükelçi Haddur yaptığı
açıklamada şunları söyledi:
Tanınmış tarafların izlediği kafa karışıklığı yolu, Suriye
üzerinde daha fazla baskı yapmayı hedeflediğini, bu tanınmış tarafların
saldırgan ve başarısız politikalarının bir sonucu olarak yaşadığı tüm zor
koşullara rağmen gereken tüm uluslararası yükümlülükleri yerine getirdiğini
belirtti.
Büyükelçi Haddur ayrıca, nükleer yetenekleriyle işgal
varlığının, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması ve Ajans ile
yapılan kapsamlı güvenceler anlaşmasının çerçevesi dışında kalmasının, nükleer
silahların yayılmasının önlenmesi sistemi için ciddi bir tehlike oluşturduğunu
vurgulayarak, Orta Doğu’da nükleer silahlardan arınmış bir bölge kurulması
çağrısında bulunan tüm girişimleri reddetmesinin, bölgedeki güvenlik ve
istikrarı tehdit ettiğini, ayrıca, işgalci varlığın tüm nükleer tesislerini
Ajansın güvencelerine tabi tutmayı reddetmesi, onu bölgesel ve uluslararası
barış ve güvenlik için bir tehdit haline getirdiğini ve tüm bunların ışığında,
anlaşmaya uyulmaması durumlarından bahsetmeye yetkili olamayacağını dile
getirdi.
Büyükelçi Haddur, Konsey huzurunda yaptığı açıklamada, Atom
Enerjisi Ajansı Genel Müdürü’nün Tahran’a yaptığı ziyaretin sonuçlarını ve ajans
ile İran arasındaki, çözüm bekleyen sorunların çözümüne yönelik nitel bir adımı
temsil eden ortak açıklamayı memnuniyetle karşılayarak, ajansın kendisine
verilen görevleri tam tarafsızlık, bağımsızlık, nesnellik ve profesyonellik ile
yerine getirmeye devam etmesi ve egemen ülkeleri hedef alan siyasi gündemleri
uygulamaya yönelik dış baskılara kurban gitmemesi konusundaki arzusunu dile
getirdi.
Büyükelçi Haddur, Amerika Birleşik Devletleri’nin İran ile
nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak ve hiçbir meşru gerekçe olmaksızın
çekilmesinin Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararının açık bir ihlali
olduğunu yineleyerek, Viyana müzakerelerinin temsil ettiği siyasi sürecin
yakında başarıyla taçlanarak tüm tarafların anlaşmaya dönmesini sağlayacağını
umduğunu belirtti.
Haddur, Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın kapsamlı bir şekilde
uygulanmasının sadece İran’a bağlı olmadığını, başta İran’a uygulanan
yaptırımların kaldırılması ve bu plandan kaynaklanan ekonomik kazanımlar olmak
üzere diğer tüm tarafların yükümlülüklerinin yerine getirilmesiyle eşleşmesi
gerektiğini belirtti.