İşgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kenti merkezli
Al-Haq isimli insan hakları örgütünün hukuk danışmanı avukat Ahmed Abofoul, 20
Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla Siyonist İsrail'in Gazze'ye yönelik
saldırılarında öldürülen çocuklar ve uluslararası örgütlerin çocuk ölümlerine
ilişkin tutumunu değerlendirdi.
Gazze'de sağlık sisteminin çöktüğünü belirten Abofoul,
"Hastaneler, koridorlarda yatan yaralılarla tıka basa dolu. Doktorlar
yaralılar arasında öncelik sıralaması yapmak zorunda kalıyor. Morglar da dolu
ve doktorlar anestezi olmadan ameliyat yapıyor. Acımasız bombardımandan kaçıp,
sığınacak yer arayan yüz binlerce insan aşırı kalabalık okullara tıkılmış
durumda ki buralarda da taşan tuvaletler nedeniyle salgın hastalık riski
var" şeklinde konuştu.
Abofoul, şu anda Gazze'de kaç kişinin hayatını
kaybettiğinin, bunların kaçının çocuk olduğunun belirlenmesinin giderek
güçleştiğine işaret ederek, "Sağlık sistemi çökmeden önce bildiğimiz şey,
İsrail'in Gazze'de her 4 dakikada 1 Filistinliyi öldürdüğüydü. Save the
Children'a göre, İsrail'in Gazze'de sadece 3 hafta içinde öldürdüğü çocuk
sayısı, 2019'dan bu yana dünyadaki çatışma bölgelerinde öldürülen yıllık çocuk
sayısını aştı. İsrail, şu anda saatte ortalama 6 çocuk ve 4 kadın
öldürüyor" ifadesini kullandı.
Siyonist İsrail'in Gazze'de bugüne dek bin 50'den fazla
katliam gerçekleştirerek, aileleri tüm akrabalarıyla nüfus kayıtlarından
sildiğini aktaran Abofoul, şöyle devam etti:
"İsrail 125'in üzerinde sağlık tesisini hedef aldı,
yaklaşık 20 hastane hizmet dışı kaldı. Savaşın ilk haftasında Gazze'yi, ABD'nin
Afganistan'ı bir yıl boyunca bombaladığından daha fazla bombaladı. İlk 25 günde
Rusya'nın Ukrayna'da 1,5 yılda öldürdüğünden daha fazla sivili öldürdü. Bir ay
içinde Gazze'ye iki Hiroşima nükleer bombasına eşdeğer bomba attı. İşgal ordusu,
Gazze'de kişi başına 10 kilogram patlayıcıya eşdeğer bombardıman
gerçekleştirdiğini itiraf etti. İsrail şu ana kadar Sırpların Bosnalı
Müslümanlara yönelik soykırımında öldürülenden daha fazlasını Gazze'de öldürdü.
Bu bir soykırım. Buna artık son verilmeli."
"İsrail çocuk ve kadınları kasıtlı olarak hedef
alıyor"
Abofoul, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin savaş
zamanlarında çocuklara yönelik 6 ağır ihlalden bahsettiğine dikkati çekerek,
"İsrail bu ihlallerden 3'ünü, 'Çocukların öldürülmesi ve sakat
bırakılması, okullara veya hastanelere saldırılar ve çocukların insani yardıma
erişiminin engellenmesi' Gazze'ye yönelik saldırılarında kasıtlı ve sistematik
olarak işledi." diye konuştu.
Silahlı kuvvetler ve silahlı grupların, uluslararası
insancıl hukuk uyarınca, çatışma dönemlerinde savunmasız durumda olan çocuklar
başta olmak üzere sivilleri koruyucu tedbirler almakla yükümlü olduğunu
vurgulayan Abofoul, "Sivil altyapı, özellikle de hastaneler, uluslararası
insancıl hukukta özel koruma statüsüne sahip. İşgalci İsrail ordusu henüz bu
korunan yerlerin bu özel korumayı kaybettiğine dair ciddi veya ikna edici
kanıtlar sunmadı." ifadesini kullandı.
Abofoul, eldeki tüm verilerin Siyonist İsrail'in çocuk ve
kadınları kasıtlı olarak hedef aldığına işaret ettiğinin altını çizerek,
şunları dile getirdi:
"İsrail'in çoğu kadın ve çocuk olmak üzere korunan
sivilleri, hastaneleri, ambulansları, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı
(UNRWA) okullarını, fırınları, UNRWA gıda depoları ve su rezervlerini
sistematik olarak hedef alması, insanların Gazze Şeridi'ni terk etmesi için
kasıtlı aç bırakma politikasına işaret ediyor. Bunlar aç bırakma, zorla
yerinden etme, etnik temizlik ve işkence de dahil olmak üzere bir dizi savaş
suçu ve insanlığa karşı suçtur. Bu, gözlerimizin önünde gelişen ve sık sık
ciddi soykırım belirtileri gösteren bir başka Nekbe."
"Tarih, İsrail'in çocuklara yönelik işlediği suçları
normalleştirenleri affetmeyecek"
Gazze nüfusunun yüzde 50'sinden fazlasının çocuk olduğunu
kaydeden Abofoul, "Gazze'deki çocukların çoğu, İsrail'in önceki bir ya da
birkaç saldırısını zaten deneyimledi. Bazıları daha önce de yaralandı ve
ebeveynlerini veya sevdiklerini kaybetti. Dünyada hiçbir çocuk böyle bir acı
çekmemeli. Filistinli çocukların bunları yaşamak zorunda kalması insanlık için
utanç verici bir leke olarak kalacak." görüşünü paylaştı.
Abofoul, Gazze'deki sağlık personelinin Filistinli çocuklar
için "Ailesi Hayatta Olmayan Yaralı Çocuk" (Wounded Child No
Surviving Family) ifadesinin kısaltması "WCNSF" ifadesini kullanmaya
başladığını anımsatarak, "Bu var olmaması gereken bir kısaltma. Hiç kimse
bunu hak etmez. Bu tür bir zulmün ve insan hayatını hiçe saymanın hiçbir haklı
gerekçesi olamaz. Ebeveynlerini ya da ailelerini kaybeden çocuklar için kalbim
acıyor. Filistinli çocukların katlanmak zorunda kaldığı acılar hayal edilemez
ve insanlık dışı" dedi.
Filistinli çocukların ağır travma geçirdiğine de değinen
Abofoul, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son saldırıdan önce hazırlanan çeşitli raporlarda,
Gazze Şeridi'ndeki çocukların yüzde 91'inden fazlasının bir tür travma yaşadığı
ortaya konmuştu. Tek başına bu oran bile insanlığın bilincini sarsmaya
yetmeliydi ancak ne yazık ki Filistinlilerin çektiği acılar normalleştirilmiş
ve hoş görülmüş gibi görünüyor. Tarih, İsrail'in çocuklara yönelik işlediği
suçları normalleştiren ve rasyonelleştirenleri affetmeyecek çünkü bu kişilerin
de ellerinde Filistinli çocukların kanı var."
"BM Filistinli çocukları korumakta utanç verici şekilde
başarısız oldu"
Abofoul, başta BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) olmak üzere
BM'nin farklı organlarının silahlı çatışmalar sırasında çocukları koruma
sorumluluğunu yerine getiremediğine vurgu yaparak, "BM Filistinli
çocukları korumakta utanç verici şekilde başarısız oldu" görüşünü
paylaştı.
BM'nin çatışmalarda çocuk haklarını ihlal eden ülkelere
ilişkin hazırladığı kara listeye İsrail'i dahil etmeyi reddettiğini ancak söz
konusu listede Rusya'nın yer aldığını dile getiren Abofoul, sözlerini şöyle
tamamladı:
"BM'nin çatışmalarda çocuk haklarını ihlal eden
ülkelere ilişkin yıllık kara listesinde İsrail'in hala yer almaması tam
anlamıyla skandal. BM sadece Filistinlileri ve çocuklarını hayal kırıklığına
uğratmakla kalmıyor, aynı zamanda kutsal görev ve sorumluluğunu da utanç verici
şekilde yerine getirmiyor. BM'nin Filistinli çocukları dünyadaki diğer çocuklar
gibi koruma konusundaki başarısızlığı ve isteksizliği, güvenilirliğini ve
etkinliğini sorgulanır hale getiriyor."/trt