Kaani: "Bu yıl Kudüs Günü'nü suçlu Siyonist rejimin
Amerika'nın desteğiyle ezilen Filistin halkına karşı en vahşi suçlarını
işlediği bir dönemde kutluyoruz. Öte yandan ezilen Filistin halkı, topyekûn ve
eşi benzeri görülmemiş bir direnişle otoritesini kanıtlamıştır.
Tuğgeneral Kaani, "Şehit Seyyid Hasan Nasrallah, Şehit
İsmail Heniyye ve Şehit Seyyid İbrahim Reisi gibi büyük şehitlerimizin anısını
saygıyla anmak yerinde olacaktır; geçtiğimiz yıl ve bugün bu programda konuşan
üç değerli şahsiyet, ilahi rahmetin en yüksek makamlarda misafiridir. Ayrıca
Filistin, Lübnan ve diğer cephelerde Yemen, Irak, Suriye ve İran İslam
Cumhuriyeti'ndeki direnişe destek verirken hayatlarını feda eden tüm asil
şehitlerimizi de anmalıyız." ifadelerini kullandı.
Tuğgeneral Kaani, "Bu direniş sahnelerinden biri de
Filistin halkına destek olmak için müzakere meydanında yaşandı. Filistin
halkının meşru haklarını güvence altına almak için Filistinli kardeşlerimizle
müzakere meydanında ve savaş meydanında kararlı duruşunu sürdürmesiydi."
söylediğini aktardı.
Tuğgeneral Kaani, "Aksa Tufanı yeni bir olguyu ortaya
koydu. Aksa Tufanı'ndaki sahaların birliği, direniş cephesinin gücünü tüm
dünyaya gösteren bir olguya dönüştü. Ayrıca dünyadaki tüm Müslüman milletleri
ve özgür milletleri ön plana çıkarmak, Aksa Tufanı'nda sergilenen yeni
olgulardan biriydi." açıkladı.
Ayrıca, "Aksa Tufanı bir kez daha samimi direnişiyle
ilahi vaadin gerçekleştiğini göstermiş, hakkın batıla nasıl galip geldiğini
göstermiştir. Filistin'den Lübnan'a kadar uzanan ve çeşitli bölgelerdeki özgür
ulusların da desteğiyle sürdürülen bu direniş süreci şunu göstermiştir ki;
düşman direnişle çatışmasını artırdıkça direniş de daha fazla güç ve kudret
kazanmaktadır. Bu dönemde savaş meydanlarında yaşanan değerli sahneler,
Siyonist rejimin suçlarının ve Amerikan desteğinin direnişi hiçbir zaman
sınırlayamadığını ortaya koydu. Aksine direniş daha da güçlendi."
açıklamasında bulundu.
Tuğgeneral Kaani şöyle devam etti: "Bugün Filistin'deki
direniş şüphesiz Aksa Tufanı dönemindekinden daha güçlüdür. Hiç şüphe yok ki
Siyonist rejimin işlediği suçlar insanların evlerinin yıkılması, değerli
şahsiyetlerin şehit edilmesi gibi tahribatlara yol açmıştır ve bu gerçekler göz
ardı edilemez. Ancak yakından bakıldığında, direnişin zayıflamadığı, hatta daha
da derinleşip güçlendiği anlaşılıyor.
Bunun sebebi, Siyonist rejimin 15 ay süren suçları boyunca
direnişin azalmaması, aksine her geçen gün daha da güçlenmesi ve kapsamının tüm
dünyaya yayılmasıdır."
Ayrıca, "İslam ümmetinin Kudüs Günü'nün derinliği ve
değerine, mukaddes şehir Kudüs'ün savunulmasına her zamankinden daha fazla ilgi
ve alaka duyduğu bir zamanda Kudüs Günü'nü kutluyoruz. Aynı şekilde dünyanın
özgür ulusları da bu değerli kavrama her zamankinden daha fazla aşina olmuş
durumdalar ve ezilen Filistin halkını savunmak için sokaklara çıkmaya hazırlar.
Bu, Kudüs'ün ve mazlum Filistin halkının meşruiyetinin yattığını ve bu hakikat
yolunun kesin zafere kadar devam edeceğini göstermektedir." diye sözlerine
ekledi.
Tuğgeneral Kaani, "Düşman, suç yoluyla dünya
milletlerinin ve insanlarının kalbinde yer edinemeyeceğini bilmelidir. Bilakis
kendilerini daha da aşağılıyorlar. İslam Cumhuriyeti, geçmişte olduğu gibi
bugün de Filistin halkının yanındadır ve Kudüs-ü Şerif'i savunmaktadır, tıpkı
Aksa Tufanı'nda ve öncesinde yaptığı gibidir ve farklı tedbirlerle, ister
Direniş Cephesi Mücahitlerini destekleyip desteklemek, isterse Gerçek Vaat 1 ve
2 Operasyonları gibi doğrudan operasyonlar yürütmek yoluyla, bölgedeki mazlum
Filistin halkını ve İslami direnişi desteklemeye devam ediyor."
ifadelerini kullandı.
Kudüs Gücü Komutanı, İslam Cumhuriyeti'nin sarsılmaz bir
dimdik ayakta olduğunu ve bu gücün, Allah'ın izniyle Kutsal Kudüs'ün nihai
zaferi ve kurtuluşu sağlanana kadar devam edeceğini belirterek sözlerini
tamamladı.