Gazze'deki savaşın üzerinden 64 gün geçti, savaşın
başlangıcından bu yana İsrail yetkilileri defalarca hedeflerinden birinin Hamas
lideri Yahya el-Sinvar’ı Gazze'de öldürmek olduğunu söyledi, hatta Netanyahu
geçtiğimiz günlerde İsrail askerlerinin Sinvar’ın evinin etrafını sardığını
iddia etti.
Bu bağlamda, bir zamanlar İsrail hapishanelerinde Yahya
Sinvar’ı sorgulayan İsrail Yurt İçi Gizli Servisi (Şin Bet) yetkililerinden Michael
Kobi, CNN'e şunları söyledi: ‘El-Sinvar’ı annesinden daha iyi tanıyorum ve onun
teslim olmayacağını biliyorum.
İsrailli bu yetkili şu ifadelerde bulundu: ‘Yahya Sinvar’a (o
dönem 28-29 yaşlarındaydı) neden evlenmiyor ve aile kurmuyorsun? diye sorduğumda,
“Hamas benim karım ve çocuğum, Hamas benim her şeyim” yanıtını verdi.
Yahya Sinvar, 1988'de iki İsrail askerini ve dört Filistinli
haini öldürmenin yanı sıra İsrail'e karşı askeri grup kurma suçlamasıyla dört
kez ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı ancak 2011 yılında Gilad Şalit'in
serbest bırakılması karşılığında bin Filistinliyle birlikte serbest bırakıldı.
Michael Kobe İbranice yayın yapan bir radyoya verdiği başka
bir röportajda şunları söyledi: ‘Yahya Sinvar’ı çok iyi tanırım. İnatçı,
kararlı, inancı sağlam bir adamdır ve İsrail'in yok edilmesi gerektiğine
inanır. Onun lügatinde teslimiyetin yeri yoktur ve son kurşununa kadar
savaşacaktır.’
El-Kudüs el-Arabi’nin internet sitesinde yer alan habere
göre İsrail kaynakları, bu Hamas liderini şöyle tanıtıyor: ‘Filistin'de bir
anlaşmaya varılıp varılmayacağına karar veren tek kişi odur. O, Hamas'ın askeri
kanadının tecrübeli ve usta üyelerinden oluşan, aralarında kardeşi Muhammed, Mervan
İsa ve Muhammed el-Deyf’in de bulunduğu, Hamas'ın tecrübeli üyelerinden oluşan küçük
bir gruba başkanlık ediyor ve bu grup Hamas'ın önceliklerini ilerletiyor ve bu
hareketin politikasını şekillendiriyor.’
İsrail medyasına göre Gazze dışındaki Hamas liderleri, diğer
ülkelerden gelen mesajların Sinvar ve onun Gazze'deki güçlerine iletilmesinden
sorumlu.
El-Kudüs el-Arabi İsrail medyasından naklen şunları yazdı: ‘El-Sinvar,
taleplerinde sert bir tutum sergiliyor, ancak bazı kaynaklar onun 7 Ekim'de
İsrail'e karşı büyük ve tarihi bir zafer elde ettiğine inanmasına rağmen esir
takası anlaşmasına varılması konusunda tutumunu yumuşattığını iddia ediyor. Bir
milyon insanın Gazze Şeridi'nin kuzeyinden güneyine doğru yerinden edilmesi,
üst düzey Hamas liderlerine yönelik suikast dalgası ve Gazze Şeridi'nin
yaşadığı zorluklar ve ordunun baskısı altında askeri kanadın karşılaştığı
zorluklar da dâhil olmak üzere son dönemdeki bazı olayların da bunda payı
olduğu görülüyor.
İsrail medyasına göre Yahya Sinvar’ın kardeşleri de Muhammed
el-Deyf gibi Han Yunus'ta doğdu ve büyük ihtimalle İsrail ordusunun Gazze'nin
kuzeyine karadan girişinden sonra bu bölgeyi terk etmişlerdi.
Binyamin Netanyahu da üç gün önce İsrail askerlerinin Yahya Sinvar’ın
evini kuşattığını ve İsrail ordusunun er ya da geç onu tutuklayacağını iddia
etmişti.
Ancak Yedioth Aharonot gazetesinin askeri ve siyasi analisti
Nahum Barnia, Netanyahu'nun iddialarıyla alay etti ve şunları yazdı: ‘Ordunun
el-Sinvar’ın evini kuşatması hakkındaki övünme, başbakanın bize anlattığı bir hikâyedir.
Savaş tüm şiddetiyle devam ediyor ve her gün Hamas'ın saldırıları ya da içerideki
yangınlar sonucu kayıplar veriyoruz.’