Direniş kolları
arasında 7 Ekim savaşı sonrasında gerçekleştirilen stratejik iş birliği,
direniş cephesinin yeni ve birleşik yüzünü ortaya çıkarmıştır. Aslında direniş
alanlarının birliği ilkesi Aksa Tufanı operasyonundan sonra en belirgin
özelliklerden biridir. Böylelikle direniş eksenine bağlı gruplar, Filistin'e
verdikleri desteğin sadece sözde bir destek olmadığını, direnişin sahada da kendini
ifade ettiğini çok iyi kanıtladı ve direnişin Filistin dışındaki kolları
arasında Ensarullah ve Hizbullah son derece etkili oldu.
3 GEMİ DAHA
İSABETLİ BİR ŞEKİLDE VURULDU
Yemen Ensarullah
Hareketi’nin askeri sözcüsü Yahya Seri dün, Kızıldeniz, Umman Denizi ve Babülmendep
Boğazı'nda 3 gemiye yönelik 3 askeri operasyon gerçekleştirildiğini açıkladı ve
şunları söyledi: ‘İlk operasyonda Kızıldeniz'in güneyindeki SC MONTREAL gemisi 2
İHA ile hedef alınırken, ikinci operasyonda ise Kızıldeniz'deki MAERSK KOWLOON
gemisi güdümlü füzeyle hedef alındı. Üçüncü operasyonda ise MOTARO gemisine
Kızıldeniz ve Babülmendep Boğazı'nda çok sayıda balistik füze isabet etti. Bu 3
gemi, işgal altındaki Filistin limanlarına giriş yasağı kararının ihlali
nedeniyle hedef alındı ve Siyonist rejimin saldırıları durana, Gazze ablukası
kaldırılana ve Lübnan'daki saldırılar durana kadar Ensarullah'ın operasyonları
da durmayacaktır.’
AŞKELON SANAYİ
BÖLGESİ DE HEDEF ALINDI
Yemen Ensarullah
Hareketi bir açıklama yayınlayarak, işgal altındaki toprakların güneyindeki
Aşkelon'a yönelik hassas İHA saldırısının sorumluluğunu da üstlendi. Tuğgeneral
Yahya Seri tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: ‘Yemen silahlı
kuvvetlerinin insansız hava aracı birimi, Filistin ve Lübnan'ın mazlum halkına
yardım etmek ve direnişe destek vermek amacıyla, gerilimin tırmanmasının
beşinci aşaması kapsamında özel bir askeri operasyon gerçekleştirdi ve işgal
altındaki Filistin'in güneyinde Aşkelon bölgesinde İsrail düşmanına ait sanayi
bölgesini hedef aldı ve çok sayıda İHA ile gerçekleştirilen operasyonda
belirlenen hedefler vuruldu. Silahlı kuvvetler, Siyonist düşmanın Gazze ve
Lübnan'daki suç ve cinayetlerine yanıt olarak askeri operasyonlarına devam
edecek ve bu operasyon Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırılar sona erinceye ve
Gazze ablukası kaldırılıncaya kadar durmayacaktır.’ Öte yandan İbrani medyası da
bu saldırıyı doğruladı.
HİZBULLAH
YEMENLİ DOSTLARIYLA KOORDİNELİ OLARAK ÇALIŞIYOR
Sahanın diğer
tarafında ise son 24 saatte Siyonistlere ağır ve acı darbeler indiren Lübnan
Hizbullah Hareketi var. Medya kaynakları ilk olarak Salı sabahı Lübnan
Hizbullah Hareketine ait insansız hava aracının işgal altındaki toprakların
kuzeyindeki Nahariya'ya saldırdığını açıkladı. El Cezire, konuyla ilgili olarak
şu ifadelerde bulundu: ‘Hizbullah'a ait insansız hava araçlarının sızmasının
ardından işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki Nahariya ve Batı Celile
bölgesinde sirenler çalmaya başladı.’ El-Arabiya da şunları bildirdi: ‘Bir
insansız hava aracının İsrail'in kuzeyindeki Nahariya ve Batı Celile hava
sahasına girip hedefini vurması sonucu bir tren istasyonu hasar gördü.’ Lübnan
Hizbullah Hareketi de konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer
verdi: ‘Bir saldırı uçağı filosuyla düşman İsrail askerlerinin Kasara Kefr
Giladi'deki toplanma merkezine ateş açarak hedefleri isabetli bir şekilde vurduk.’
Hizbullah’ın bir
diğer açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi: ‘Azurit'te Siyonist
askerlerin toplanma merkezleri bir insansız hava aracı ile isabetli bir şekilde
vuruldu.’
ART ARDA
SALDIRILAR
Lübnan direnişi
Pazartesi günü yaptığı açıklamada şu ifadelerde bulundu: ‘Hizbullah
savaşçıları, el Hayam kasabasının güneyindeki düşmanın Merkava tankını güdümlü
füzeyle hedef aldı.
Siyonist rejimin
Merkava tankı füzeyle vurulduktan sonra alev aldı ve içindekiler öldü veya
yaralandı.’
Ayrıca İbrani
medyası da bir roketin Batı Celile'deki Ma’alot bölgesindeki bir hedefi
vurduğunu ve bunun çok sayıda can kaybına yol açtığını bildirdi ve Batı
Celile'deki Ma’alot’a roket isabet etmesi sonucu bir İsraillinin öldüğünü,
üçünün de yaralandığını ve yaralılardan birinin durumunun ağır olduğunu
belirtti. Bazı kaynaklar da ölü sayısının 2'ye çıktığını söyledi.
Yediot Aharonot
gazetesi de Lübnan'dan Yukarı Celile'deki bölgelere onlarca roket atıldığını ve
bu roketlerin Ma’alot kentindeki çok sayıda binaya isabet ettiğini bildirdi. İsrail
ordusu da Lübnan'dan Celile'ye doğru 50 roket atıldığını gözlemlediğini, bu
roketlerden bazılarının imha edildiğini açıkladı. Lübnan İslami Direnişi ise
yaptığı açıklamada Delton kasabasına düzenlenen roket saldırıları hakkında
bilgi verdi.
Tüm bu saldırılarda
kayıplar yaşandı ancak Siyonist rejim medyası, doğru istatistiklerin
yayınlanmasına izin verilmediğini söylüyor.
PRALAK BİR KARNE
Lübnan İslami
Direniş Operasyon Odası dün yaptığı açıklamada Siyonistlerin kayıplarına
ilişkin hayret verici ayrıntılı bir rapor yayınladı.
Bu açıklamaya göre,
Lübnan Hizbullah Hareketi füze birimi bir ay öncesinden bu yana 145 kilometre
derinliğe 103 atış operasyonu gerçekleştirirken, hava kuvvetleri de işgal
altındaki bölgelerin semalarına çeşitli tip ve büyüklükte 150 insansız hava aracı
fırlattı. Ayrıca kara çatışmalarının başlangıcından bu yana Lübnan Hizbullah
Hareketi, işgalci rejim ordusunun subay ve askerlerinden 90 kişiyi öldürdü,
750'den fazla kişiyi de yaraladı. İslami Direniş Operasyon Odası ayrıca, kara
çatışmaları sırasında 38 Merkava tankını, 4 askeri buldozeri, bir Hummer'ı, bir
zırhlı aracı ve bir askeri personel taşıyıcıyı tamamen imha ettiğini ve etkisiz
hale getirdiğini açıkladı. Kara çatışmasının başlangıcından bu yana 3 adet Hermes
450 İHA ve bir adet Hermes 900 İHA Hizbullah güçleri tarafından düşürüldü. İslami
Direniş Operasyon Odası ayrıca şu açıklamalarda bulundu: ‘Bu istatistik
işgalcilerin üs, bölge, kışla ve kasabalarındaki kayıplarını içermiyor. Karadaki çatışmalarda, cephe köylerinin
çevresi ve bazı mahalleler, düşmanın ilerleme çabalarına şahit olmuş ancak
işgalci rejim ordusu, cephe hattındaki köylerin hiçbirini tamamen ele geçirmeyi
başaramamıştır.’
Direniş, hava
savunma kuvvetinin son 4 gün içerisinde 30 adet İHA fırlattığını vurgulayarak,
bu İHA’ların fırlatılma sürecinin kesintisiz devam ettiğini ve Tel Aviv'in
güney kesimlerinden 145 kilometre derinliğe ulaştığını vurguladı. Ayrıca bu
birkaç gün içinde hava savunma birimi İsrail uçaklarına beş adet karadan havaya
füze ateşledi.
BAALBEK’İN
SAVUNMASIZ HALKI ÖLDÜRÜLÜYOR
Meydanın diğer
tarafında ise bir güvenlik kaynağı el-Arabi el-Cedid'e şunları söyledi: ‘İşgalciler
Pazartesi günü Baalbek el-Harmel vilayetinde 40'tan fazla saldırı gerçekleştirdi
ve bu bölge birden fazla aile ve sivil katliamına şahit oldu. Şehit, yaralı ve
yıkımların sayılmasının zorluğu nedeniyle bu sayı belki daha fazla da olabilir.
Ambulans ve yardım araçlarının rahatlıkla ulaşması, yardım, ilaç ve gıda
göndermesi mümkün değil ama ilgili yetkililer onlara her türlü kolaylığı
sağlamaya çalışıyor.
Baalbek el-Harmel
valisi Beşir Hızır şunları söyledi: ‘Pazartesi günü, Baalbek'teki saldırıların
başlangıcından bu yana en şiddetli gündü. 67 şehit ve 120'den fazla yaralı var.
Baalbek'teki saldırılara ilişkin ilk istatistikler bunlar, enkaz altında
kurbanları arama çalışmaları sürüyor ve herhangi bir gelişme yok ve akıbetleri bilinmiyor.’
El-Meyadin muhabiri
de işgalci rejimin Bekaa'nın köy ve kasabalarına yönelik ağır saldırıları
sonucunda şehit sayısının 60'ın üzerinde, yaralı sayısının ise 100'e
yaklaştığını açıkladı.
İSRAİL İŞTE
BÖYLE YERE ÇAKILDI
Bölgedeki askeri konular uzmanı Albay Hatem Kerim el-Fellahi, el-Cezire’ye
verdiği röportajda şunları söyledi: ‘Hizbullah, Siyonist rejim ordusunun
saflarına ağır kayıplar yaşatmak amacıyla Siyonist rejim ordusunun Güney
Lübnan'daki kara kuvvetleriyle mücadele için düzenli bir savunma planı
hazırlamıştı ve şu anda şahit olduğumuz şey budur. Savunma süreci askeri
bilimlerde çok önemli bir konudur, Siyonist rejim ordusunun Lübnan'ın güneyinde
birkaç haftadır yaşadığı ağır kayıpların birkaç nedeni var ve bu nedenler
şunlardır; Güney Lübnan'ın coğrafi yapısı Gazze Şeridi'nden farklıdır ve ayrıca
Gazze sokaklarında uzun süren savaş nedeniyle birçok İsrail ordusu tugayı
nefessiz kalmıştır’. Bu bölgesel konular uzmanı, Hizbullah'ın akıllı
stratejisine ve Siyonist rejim ordusunun kara kuvvetlerinin zayıf noktalarının
doğru kullanılmasına değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Şu anda İsrail ordusunun
10 bin askeri bulunan 5 askeri tümeni Güney Lübnan'a katıldı. Kanıtlar, İsrail
ordusunun güney Lübnan'daki kayıplarının genellikle Hizbullah güçleriyle
doğrudan çatışmalar veya Lübnan direnişinin roket ve havan saldırıları sonucu
olduğunu gösteriyor.’