AB'nin üst düzey makamının bu açıklamaları Washington'un
Avrupalı ortaklarının bile Afganistan gelişmelerinin ve Joe Biden hükümetinin
kararının ardından Amerika hükümetine yönelik güvenlerinin sarsıldığını
gösteriyor.
Aslında, Biden'ın Trump döneminden sonra transatlantik
ilişkileri canlandırmaya ilişkin daha önceki açıklamalarına ve vaatlerine
rağmen, ABD'nin Demokrat başkanı sadece NATO'lu Avrupalıların ve genel olarak
Batı birliklerinin Afganistan'dan çekilmesi konusundaki görüşlerine değil, aynı
zamanda Afganistan'ın kötü yönetimine de dikkat etmedi. Amerikan güçlerinin ve
Batılıların ülkeden çekilmesi büyük bir kaosa neden oldu ve sonunda bu skandal
karar ABD askeri varlığını ve dolayısıyla Afganistan'daki NATO varlığını sona
erdirdi.
Avrupalıların bakış açısından, Afganistan deneyimi, AB'nin
Afganistan krizi gibi krizlere derhal müdahale etmek için sadece kendine dayalı
hızlı tepki gücünü göstermesi ve uygulaması gerektiğini değil, aynı zamanda
Amerika'ya uymakta bölgesel meseleler ve uluslararası alanda çok dikkatli davranması
gerektiğini gösterdi.
AB dış politika sorumlusu Joseph Borrell Perşembe günü yaptığı
açıklamada, Batı'nın Afganistan'dan alelacele bir şekilde çekilmesinin, hızlı
bir tepki gücünün oluşturulması da dahil olmak üzere ortak bir savunma gücü
inşa etme çabalarını hızlandırmak için muhtemelen bir katalizör olacağını
söyledi.
Borrell ayrıca Pazartesi günü AB hükümetlerini Afganistan
gibi gelecekteki krizlere daha iyi hazırlanmak için bir Avrupa Çevik Kuvvetleri
kurmaya çağırdı.
Aslında Biden, yalnızca ABD'nin çıkarlarına, özellikle de
Afganistan'dan çekilmenin ve Afganistan'dan kaçmanın sonuçları ne olursa olsun,
ABD'ye günde 300 milyon dolara mal olduğunu ileri sürerek bitmeyen savaşı sona
erdirme ve Afganistan bataklığından kurtulma meselesine dayanarak bu çekilme
kararını aldı.
Washington'un Afganistan'da birkaç bin askeri bulunan
NATO'daki Avrupalı müttefikleri, özellikle Afgan hükümetinin çöküşü, Taliban
egemenliği ve ülkede nihai huzursuzluk ve Taliban gibi grupların faaliyetlerini artırarak terörizmin
yayılması gibi sonuçlardan defalarca söz ederken ve IŞİD ile el-Kaide'den söz
ederken böyle bir girişim Amerika tarafından gerçekleştirildi.
Bu hususta göze çarpan bir diğer konu da, ABD'nin
Afganistan'dan skandal bir şekilde çekilmesinden önce, Avrupa ve ABD'nin
çatışma halinde olmasıdır. Son dönemde bir NATO zirvesinde, Demokrat Başkan Joe
Biden, bu askeri örgütün Avrupalı üyelerinin askeri bütçesinin artırılmasının
yanı sıra NATO harcamalarından daha fazla pay almaları çağrısında bulundu. Bu
talepler her zaman eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından dile getirildi ve
transatlantik ilişkilerde büyük bir gerginliğe neden oldu.
Aynı zamanda, Trump'ın NATO'ya ve onun varlık felsefesine
yönelik sayısız eleştirisi, Avrupa'nın Yeşil Kıta'ya yönelik güvenlik
taahhütlerini yerine getirmede ABD'ye karşı artan bir güvensizliğine yol açtı.
Bu gelişmeler, son yıllarda Avrupa Ortak
Ordusu ve Avrupa Hızlı Tepki Gücü de dahil olmak üzere, AB'ne, özellikle Fransa
ve Almanya'ya yönelik gelebilecek olası ciddi krizlere anında yanıt vermek için
Avrupa'nın bağımsız savunma yeteneklerini inşa etme taleplerine yol açmıştır.
Şimdi Afganistan'daki kriz ve Biden hükümetinin bu konudaki
feci performansı, bir kez daha Avrupa'nın hareket bağımsızlığına ve Avrupa'nın
askeri kapasitesinin yaratılmasına duyulan ihtiyacı artırdı.
Bununla birlikte, Avrupa'nın on yıllardır Amerika Birleşik
Devletleri'ne bağlılığı nedeniyle, özellikle güvenlik ve askeri konularda
birçok şüphe söz konusudur.
2004 ile 2009 yılları arasında NATO Genel Sekreteri olan
Jaap de Hoop Scheffer şöyle diyor "Avrupalıların Biden'ın Afganistan'dan
çekilmesine yönelik eleştirileri oldukça doğru ve aynı zamanda da alakasızdı, çünkü" biz Avrupalılar ABD'ye
bağımlı hale gelmişiz. "
ParsToday