Ulusal-İslami Hareket Partisi lideri Abdul Raşid Dostum,
Cemiyet-i İslami şubesinin lideri Ata Muhammed Nur, Afgan Halkın Birlik Partisi
lideri Muhammed Mohaqiq, İslami Davet Partisi Lideri Abdul-Rab Resul Siyaf ve
eski Cumhurbaşkanı yardımcısı Yunus Kanuni, söz konusu siyasi ittifakın önemli
üyeleridirler.
Bu arda Afganistan Yüksek Ulusal Uzlaşma Konseyi başkanı
Abdullah Abdullah'ın eski sözcüsü Umit Meysem, dünyanın dört bir yanındaki
ülkelere Taliban kabinesini tanımama çağrısında bulunarak Afgan halkının
kadınlar ve azınlıkların haklarının sağlanması ve barışa ulaşmak isteğini
duyurdu.
Konsey liderleri ayrıca Afgan halkını "iç istibdat ve
yabancı saldırı ve işgale karşı kendilerini zor ve uzun vadeli bir direnişe
hazırlamaya" çağırdı.
Son haftalarda, IŞİD terör örgütünün ülkenin çeşitli
yerlerinde suç ve cinayetlerinin artmasıyla birlikte, Afgan halkı arasında
güvensizliğin yayılmasına ilişkin endişeler önemli şekilde artması ardından
Afganistan’da ulusal direniş yüksek konseyinin kurulma kararı alındı.
IŞİD teröristleri, geçen hafta Kunduz ve Kandahar illerinde
düzenlenen iki terör saldırısında yüzlerce Şii’yi öldürdü veya yaraladı; bu da
Afgan halkı arasında endişe ve korkunun yoğunlaşmasına sebep oldu.
Her ne kadar Taliban IŞİD’in Afganistan halkı ve bu gruba
ciddi tehdit sayılmadığını iddia etse de yaşanan gerçekler, terör grubu IŞİD’in
bu ülke halkına ciddi bir tehdit olduğunu gösteriyor.
Taliban grubu Afganistan’da tüm halk kesimleri için
güvenliği temin edebileceğini vaat etmesine rağmen bu grubun 14 Ağustos
tarihinde Kâbil’de kontrol sağlaması ardından Afganistan halkının beklediği
güvenlik Taliban’ın vaatlerine rağmen sağlanmadı ve bu konu da ülkede bazı
siyasi grup ve liderlerin Taliban yönetimine dayanmadan ülkede güvenliğin
sağlanması için girişimde bulunmalarına sebep oldu.
Taliban grubunun ülkenin çeşitli bölgelerinde güvenliği
sağlamak için yetersizliği dikkate alındığında ülkede cihadi eski 5 komutan
tarafından ulusal direniş yüksek konseyinin şekillenmesi de kendi ve etkin
oldukları bölgelerin güvenliğini sağlama amacı ile gerçekleşmiştir.
İki hafta üst üste Kunduz ve Kandahar illerinde Afgan Şii
camilerinde namaz kılanlara yapılan iki kanlı terör saldırısı, Taliban
hükümetinin ülkedeki konumunu ciddi şekilde zayıflatırken Afgan halkının
Taliban grubunun ülkede güvensizlikle mücadele vaatlerine olan inancını
kaybetti.
Afganistan’da bazı haber çevreleri, bu ülkede Yüksek Ulusal
Direniş Konseyi'nin kurulmasının amacının Taliban'a karşı koymak olduğunu
belirtse de aslında bu konsey Taliban grubunun güvenliğin sağlanmasından aciz
olduğunu dikkate alarak Taliban yönetiminden ayrı olarak güvensizlikle mücadele
ve güvenliği sağlama konusunda diğer yöntemleri uygulamaya çalışacaktır.
Görünüşe göre eğer Taliban yönetim Afganistan’da IŞİD terör
eylemlerini kontrol etmek için bir an önce bir yol bulamazsa, bu grubun halk
arasındaki konumunun zayıflamasına rağmen güvensizliklere yönelik itirazların
Taliban hükümetine karşı mücadele anlamı kazanma ihtimali vardır.
parstoday