Fransız bilim insanının gönderdiği fotoğraflarda fark
edildi
Dr. Cengiz Saltaoğlu, yazıtın ilk olarak Paris Üniversitesi’nden,
iç savaş ve terör nedeniyle bölgede güvenliğin ortadan kalktığı 2011 yılına dek
Sura Antik Kenti’nde kazı çalışmalarına katılan ve bu tarihten sonra oradan
ayrılmak zorunda kalan Fransız bilim insanı, Geç Antik Çağ uzmanı Ali Othman tarafından,
bölgede antik kentteki IŞİD yıkımını belgeleyen yerel bağlantılarının kendisine
gönderdiği fotoğraflarda fark edildiğini belirtti.
Saltaoğlu, "IŞİD'den sonra kentte herhangi bir bilimsel
çalışma olmuyor. Bu nedenle araştırmacılar, bölgedeki yerel bağlantılardan
Antik Kent’teki durumu kendilerine iletmeleri için yardım istiyorlar. Yerel
kişiler de Antik Kent’te olabildiğince, terör ortamında yapabildikleri ölçüde,
güvenlik tehdidi altında cep telefonlarıyla görüntülemeler yapıyorlar. Ali
Othman, 2013-2015 arasında çekilen fotoğrafları incelerken, 2015 yılında bu
fotoğrafların birinde, bir yasadışı kazı çukurunda rastlantı sonucu ortaya
çıkmış bir antik sütun kırığında, yani bir sütun parçası üzerinde, bölgede daha
önce örneğine rastlanmamış bir yazı sistemiyle olan bir yazıt görüyor"
dedi.
Yazıt üzerinde yapılan yoğun incelemeler ışığında Türk oyma
(runik) yazı sistemine başvuran araştırmacılar, karşılaştırmalar sonucunda
yazıtın tarihte Türk oyma yazısının Güney Sibirya, Yenisey bölgesinde
kullanıldığı bilinen bir türüyle yazılmış olduğunu saptadı ve yazıtın
okunabilmesi için Türklük bilimcilere çağrıda bulundu.
'Yazıtta Batı Hun komutanlarından biri yer alıyor'
Cengiz Saltaoğlu, yazıtta Batı Hun İmparatorluğu’nun
komutanlarından Kurçik’in adının geçtiğini belirtti.
Saltaoğlu, şöyle devam etti:
"Tabii yazıtta geçen bazı metinsel veriler var, örneğin
kişi adı gibi, ‘Apa Kurçik’ diye. Bölgeye 395-396 yıllarında Kafkaslar
üzerinden yapılmış Hun akınının önderlerinden birinin adı. Burada ‘Apa’, Batı
Hun komutanı Kurçik’in, Eski Türkçede, Orhun yazıtlarında da, ‘yüksek bir
rütbe’ anlamında geçen askeri sanına karşılık geliyor. Batı Hun Türkçesi
‘Kurçik’ adı bu akından söz eden eski Batı kaynaklarında, Yunanca uyarlaması ve
yazımıyla ‘Kursik’ biçiminde kayıtlı bulunuyor" dedi. Bu yazıtın,
Türklerin ‘Hun’ adı altında 4’üncü yüzyılda Orta Doğu’da bulunduğuna ilişkin
önemli bir kanıt olduğuna dikkat çeken Saltaoğlu, "Avrupa Hunları’ndan
kalmış, şu ana dek açığa çıkmış, bilinen ilk yazıt. Aynı zamanda, Türkçenin şu
an için bilinen en eski yazılı belgesi konumunda."
Saltaoğlu, yazıtın içeriğinden yaptığı çıkarımları ise şöyle
değerlendirdi:
“Yazıtın içeriğinden de söz edersem, Kurçik adında, yüksek
rütbeli askeri bir kişiliğin, yani, bir Batı Hun komutanının ölümüyle ilgili
bir yazıt. ‘Bırakır sadık yoldaşları (onu) huzurlu uykuya’ diye bir içeriği var
komutan Kurçik için.
O çağda, Orta Doğuya Kafkaslar üzerinden inen 395-396 Batı,
yani, Avrupa Hunları akını sırasında oradaki çatışmalarda ölüp oraya gömülmüş
bir Hun komutanı (olasılıkla, bu akından söz eden tarihsel kaynaklardaki Hun
başbuğu Kursik) olduğunu düşünüyorum yazıtın içeriğine bakarak. Yazıtın, en son
fotoğraflarının çekildiği 2013-2015 yılından sonra varlığını koruyup korumadığı
henüz bilinemiyor çünkü henüz bölgeye araştırmacılar ve kazıbilimciler girip
çalışamadılar. Büyük olasılıkla hala antik kentte duruyordur fakat bir biçimde
ve bir nedenle yok edilmiş olsaydı bile, artık belgelenmiş olduğu için, bilim
dünyası ve bizim açımızdan var olan, gerçek olan ve olacak bir yazıt."