Küba Devlet Başkanı’nın röportajının önemli başlıkları şöyle:
Günümüz dünyasında koalisyonların değerlendirilmesi, mevcut dünya durumunun
analizine dayanmalıdır, bugün dünya çok boyutlu krizlerle karşı karşıyadır.
Dünya ambargo ve abluka politikasına başvurmuş ve bir anlamda savaş dilini
seçmiştir ve bu bizim istediğimiz değildir. Bizim istediğimiz, dünya barışına
ulaşılmasını garanti edebilecek anlaşmalara varılmasıdır.
Şu anda var olan küresel ekonomik sistemi değiştirmek gerekiyor çünkü bu
sistem eşitlikten uzak ve sömürüye dayalıdır. Çoğulculuğa, başkalarına karşı
anlayışa ve saygıya yol açan koalisyonlar kurmayı başarırsak, doğru yolu seçmiş
oluruz. Latin Amerika ve Karayipler'deki koalisyonlar, milyonlarca insan için
koşulları daha iyi hale getirdi. Fidel Castro bize elimizde olanı başkalarıyla
paylaşmayı öğretti, bence dünyanın geleceği böyle olmalıdır.
Silahlı çatışmaların nasıl başladığını her zaman biliyoruz ama savaşın ne
zaman ve nasıl biteceğini kestirmek gerçekten zor.
Bence Ukrayna'daki savaşın temeli çarpıtıldı, aslında Washington bu savaşın
temelini değiştirdi. Amerika, Ruslara karşı nefretini pekiştirmiş ve bu süreçte
savaşın ana nedenlerini gizli tutmuştur. Aslında bu savaşın asıl sebebi
Amerika'dır. Bu ülkenin tarihi ve davranışları hakkında çok şey biliyoruz.
Amerika'nın silahlarını satabilmesi ve gelirleriyle iç krizlerini
çözebilmesi için savaşa ihtiyacı var. Bu savaşta Avrupa ülkelerinin desteğini
kazanmaya çalışılıyor ama bu savaşa katılan herhangi bir ülke büyük bir
kaybeden olacaktır. Faşist ve anti-rasyonel fikirleri yaymaya çalışılıyor,
çatışmaların çözümü için savaş dilini bahane olarak kullandıklarını görüyoruz.
Amerika’nın davranışının ayırt edici özelliği, ahlaksızlığı ve hatta
kötülüğüdür.
Ukrayna sorununun çözümü için çatışan taraflar arasında diyaloğu
kolaylaştırıcı uluslararası düzeyde girişimler bulunmaktadır ve bu girişimlerin
uygulanması gerekmektedir. Çatışmayı derinleştirmek amacıyla savaş dilinin
sürdürülmesine ve Rusya'ya yönelik yaptırım politikasının sürdürülmesine
karşıyım. Gördüğümüz eğilim bir dünya savaşına doğru ilerliyor, böyle bir savaş
mümkün ve dünyada böyle bir savaşın olmasını engellemek herkesin görevidir.
Özellikle emperyalist bir gücün kendi toprakları dışında savaş ateşini yakması,
nefreti, bağnazlığı ve savaşı teşvik etmesi hiçbir zaman insani bir davranış olmamıştır.
Putin'in Ukrayna ile savaşın sebebi olmadığına inanıyorum, durum öyleydi ki
Rusya kuşatılmanın eşiğindeydi. Ayrıca Putin'in savaşı parlak bir zaferle
bitirme takıntısına sahip olduğuna inanmıyorum, ilkelerini savunmayı düşünüyor.
Putin ile diyalog mümkün, ülkeler Rusya'nın çıkarlarına saygı duyarak diyalog
yönünde adım atmanın ve sorunu çözmenin mümkün olduğuna inanıyor. Bence Putin
siyasi ve hayırsever bir kişilik, yani barışa doğru yol alan bir dünya
liderinin niteliklerine sahip.’
Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel ayrıca İran ile ilgili olarak da şunları
söyledi:
İranlılar Küba'nın kardeşidir, İran'la tarihi ilişkilerimizin temelini
oluşturan şey, her iki ülkenin de ablukaya ve ambargoya inatla direnmesidir.
İran'ın lideri olarak Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'ye büyük bir saygım var. O, analiz,
değerlendirme ve düşünmede güçlü bir şahsiyettir. Seyyid Ali Hamanei hekim ve
bilge bir şahsiyet ve halkını doğru yönetim ve kendi kaderini tayin etme konusunda
nasıl yönlendireceğini biliyor.
Sayın İbrahim Reisi ile ilişkilerimiz ayrıcalıklıdır, Küba'da ekonomik
kalkınma için ortak projelerde işbirliği yapıyoruz. Sayın Reisi’nin en kısa
zamanda Küba'ya ziyarette bulunmasını bekliyoruz, bu ziyaret tarihi
ilişkilerimizde bir dönüm noktası olacaktır. Bu yıl İran'a resmi bir ziyaret
yapmak istiyorum, biyolojik ve ilaç sektörü de dahil olmak üzere ilmi araştırma
alanında ortak planlarımız var. İran'ın teknoloji alanındaki ilerlemesi, bu
ülkenin kuşatma ve birçok kısıtlama altında olduğu düşünülürse çok önemli bir
konudur.
Arap dünyasına coğrafi uzaklığımıza rağmen Arap dünyası bize yakın bir
dünya ve Arap ülkeleri ile iyi ilişkilerimiz var. Uluslararası çevrelerde
işbirliği ve koordinasyon içerisindeyiz. Arap dünyasıyla derin ilişkilerimiz
olsa da bu ilişkiler daha da güçlendirilebilir.
Suriye’ye karşı olağanüstü duygular besliyoruz. İnanıyorum ki bu ülke, bu
ülkenin insanlarını yok etmeyi amaçlayan saldırganlarla ve işgalcilerle kararlılıkla
mücadele etti. Böylece yıllarca süren acımasız savaştan sonra hala birliğini
koruyor ve halkı bir arada kalıyor. Suriye cumhurbaşkanı, halkına hizmet etme
konusunda samimiyetle hareket etmekte ve bu yönde öncülük yapmaktadır.
Suriye'ye ve bu ülke halkına koşulsuz desteğimizi her zaman açıkladık.
İsrail'in bu ülkedeki depremden sadece birkaç gün sonra Suriye'ye askeri
operasyon düzenlemesine şiddetle karşı çıktık. Suriye halkına yönelik
yaptırımları ve batının bu ülkeye saldırılarını şiddetle kınıyoruz. Bu yıl Suriye'yi
ziyaret edebileceğimize inanıyorum.’