Cumhuriyet’ten Mustafa Kemal Erdemol bugün köşesine ‘IŞİD H’yi
taşıdı. Taliban ve IŞİD arasındaki benzerlik ve farklılıklara değinen Erdemol
bu iki örgütün temelde birbirinden farkı olmadığını dile getirdi.
Erdemol’un ‘Biri diğerinden daha iyi değil ama farklılar’
başlığıyla kaleme aldığı yazısından satır başları şöyle:
IŞİD'in Afganistan'da da Pakistan'da da ciddi bir desteği
olduğu biliniyor. IŞİD, Afganistan'ın Horasan eyaletinde Taliban içerisindeki
çatışmaların da bir sonucu olarak 2015'te Taliban'dan kaçanların yanı sıra
bağımsız cihatçıların da içinde yer aldığı bir şube açmıştı. Hem bölgenin adı,
hem de Taliban tarafından öldürülen bir liderlerinin soyadı olması nedeniyle bu
şube IŞİD Horasan olarak biliniyor. Liderliğini Pakistan Taliban hareketinin
eski lideri Hafız Said Han'ın yaptığı IŞİD-H'ye
Afganistan'ın Nuristan, Kunar, Kandahar, Khost, Ghazni, Wardak, Helmand,
Kunduz, Logar ile Nangarhar illerinden, ayrıca
Pakistan'ın Bajaur , Orakzai, Kurram, Hayber ve Veziristan bölgelerinden
çok sayıda cihatçının katıldığı biliniyor. Taliban’ın o dönemdeki lideri Molla
Ahtar Muhammed Mansur’un, Taliban militanlarını bünyesine almaması için IŞİD
H’ye mektup yazdığı ancak mektubun dikkate alınmaması üzerine Taliban ile IŞİD
H’’nin 2015’de çok kanlı bir çatışma yaşadıkları da biliniyor.
IŞİD Horasan'a Pakistan'daki Lashkar-e-Janjawi Alami, Cund
Allah, Lashkar-e-Islam gibi mezhepçi grupların destek vermesi hayli önemlidir.
Bu grupların desteğiyle, lojistik, istihbarat alanlarında çok rahat hareket
etme şansına sahip oldu örgüt. IŞİD
H'nin bilinen ilk saldırısı 18 Nisan 2015'te
Nangarhar eyaletinin başkenti Celalabad'da gerçekleştirdiği saldırıdır.
Bir bankada maaş kuyruğunda bekleyenlere yönelik bu eylemde 33 kişi ölmüştü. Bu
katliamın öneminin kendisi gibi kanlı bir örgüt olan Taliban'ın eylemlilikteki
tekelini kırmaktı denir IŞİD -H için. Toprak kaybetmekten, savaşçılarının
kendisini bırakmaktan korkan Taliban tüm çabalarına karşın IŞİD H'yi
durduramadı. Örgüt, Celalabad saldrısından sonra Kabil'de, Pakistan'ın Peşaver
eyaletinde toplu cinayetler işlemeyi sürdürdü.
Kesinlikle mezhepçi bir anlayışı var. Bu nedenle azınlıklara
ama özellikle Hazara Şii'lerine karşı dinmez bir kin besliyor. Kasım 2015'te
Gazne ilinin Gilan ilçesinde ikisi kadın, biri çocuk yedi Hazara Şii'sini
kaçırarak öldürmüştü. 23 Temmuz 2016'da
Kabil'deki De Mazang Meydanı'ndaki Hazara topluluğuna yapılan çifte intihar
saldırısında da 80'den fazla kişiyi katletmişti. Örgütün o dönemdeki lideri Ebu
Ömer Horasani eylemin gerekçesini Afgan Şiilerinin Suriye'de Beşar Esad
yönetimine destek vermesi olarak açıklamıştı. Aralık 2017'nin sonlarında
Kabil'deki Şii Kültür Merkezi'ne düzenlenen intihar saldırısında da yaklaşık 40
kişi öldü. Bu saldırının da gerekçesi aynıydı. Aynı yılın Ekim ayının
başlarında, IŞİD-H mensupları Kabil'deki Dashti Barchi'nin batı bölgesinde
bulunan Şii İmam Zaman Camii'ni de hedef aldı, saldırıda 30 Hazara Şii mensubu
hayatını kaybetti. 22 Mart 2018'de de
Şiilerin Nevruz törenlerine de saldırdı örgüt, 30 kişiyi katletti. 2018 Ağustos ayında, Paktia eyaletindeki
Gardez kasabasının Havace Hassan
semtindeki Sahib al-Zaman Camii'ne bir saldırı düzenledi, çoğu Şii 25'ten fazla
kişiyi öldürdü. 2019 yılında örgüt kendi içinde tasfiyeler, örgütten ayrılmalar
gibi sorunlar yaşasa da 17 Ağustos'ta Kabil'in Şii mahallesinde bir düğün
salonunu hedef aldı, 63 kişiyi öldürdü.
Bu iki örgütün biri diğerinden daha iyi değil. Şimdi
meşruiyet kaygısındaki Taliban'ı şirin göstermek isteyenler IŞİD H'nin
eylemlerini buna gerekçe yapabilirler. Bu elbette büyük yanılgı olur.
Unutmayalım ki, Taliban da mezhepçi, eli kanlı bir örgüttü