"ABD'nin stratejik petrol rezervlerinin 40 yılın en
düşük seviyesine gerilemesi", "Fransa'da artan enflasyon",
"İngiltere'nin Avrupa'ya gaz arzını kesme planı", "Ukraynalı
göçmen akını ile aynı zamanda yaşanan Almanya'da işsizliğin artması",
"6 bin Ukraynalı askerin esir düşmesi "son 24 saatte ve son
haftalarda Ukrayna krizindeki gelişmeler
arasında yer almakta ve bunun Batılı ülkelere etkisi ile ilgili bazı haberlerin
manşetleri de gözden kaçırılmamalıdır.
Batı'nın Rus petrol ve gazına bağımlılığı artık yeni bir
aşamaya girdi. ABD enerji bakanlığı verilerine göre ABD Stratejik Petrol
Rezervleri (SPR), Nisan 1986'dan bu yana en düşük seviye olan 24 Haziran'a
kadar 6.9 milyon varile düştü. Bu gelişme, benzin fiyatlarını arttırdı. ABD
stratejik petrol rezervlerinden ham petrolün serbest bırakılması da dahil olmak
üzere çeşitli şekillerde yakıt fiyatlarını düşürmeye çalışan Biden yönetimi
için bu durum yeni bir meydan okuma ortamı yarattı.
Amerikalılar şimdi de Ukrayna'daki gelişmelere gözleri
çevirmiş durumda çünkü galon başına 5 dolar artık ABD çağdaş tarihinde normal
arabaların kullandığı en pahalı yakıt fiyatı haline gelmiştir. Bu rakamlar ABD tarihindeki en pahalı normal araba yakıtı
olarak görülüyor. Son anketlere göre Amerikalıların yüzde 51'i yakıt alabilmeyi
Ukrayna'yı desteklemeye tercih ettiklerini dile getirdiler.
Öte yandan, dünyadaki kritik enerji durumu, İngiltere'nin
özel durumlarda dost ve müttefik tanımadığını göstermesine neden oldu.
Financial Times, Moskova ile gergin ilişkilerin ardından Avrupa'da gaz krizinin
artmasına ve büyümesine atıfta bulunan bir haberde, "Gaz krizinin
tırmanması durumunda İngiltere, Avrupa Birliği ile doğalgaz boru hattı
bağlantılarını kesecektir." ifadelerine yer verdi.
Ukrayna savaşının Batı üzerindeki yıkıcı etkilerine rağmen,
ABD Başkanı Joe Biden 30 Haziran 2022 Perşembe günü İsveç ve Finlandiya'yı
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) resmi olarak davet ettiğini duyurdu
ve şöyle bir açıklamada bulundu: " 800 milyon dolarlık yeni silahlar
Ukrayna'ya gönderilecek."
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da ülkesindeki artan yaşam
maliyetinden ve benzeri görülmemiş enflasyondan bahsetmeden Ukrayna'ya askeri
yardımda 1 milyar dolarlık bir artış olacağını duyurdu ve İngiltere'yi ABD'den
sonra ikinci en büyük askeri yardım yapan ülke haline getirdi.
Chicago Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü ve
"agresif gerçekçilik" savunucusu John Mersheimer,son zamanda National
Interest'teki makalesinde, Ukrayna krizinin kökünün ABD liderliğindeki Batı'nın
Ukrayna'yı bir set ve siper haline getirme çabası olduğunu yazdı ve şu ifadelere
yer verdi: "Tarih, ABD ve
müttefikleri hakkında Ukrayna'ya yönelik aptalca politikaları nedeniyle sert
yargılarda bulunacak" dedi.
Batı'nın çifte standartları, son dört ayda Ukrayna halkına
pek de bir şey kazandırmadı. Rusya ile müzakere eden Ukrayna ekibinin başkanı
David Arahamia, son zamanda Ukrayna ordusunun günde yaklaşık bin kayıp
verdiğini (öldürüldüğünü ve yaralandığını) ve günde tahminen 200 ila 500 kayıp
verdiğini itiraf etti. Ayrıca, yerinden edilmiş milyonlarca Ukraynalının durumu
daha da rahatsız edici hale geldi. Kanıtlar, Kiev'e mali, silah ve diplomatik
destek veren Batılı ülkelerin, Rusya'yı Ukrayna'da bir yıpratma savaşına
sokmaya çalıştıklarını gösteriyor. Aslında Batı'nın müdahaleci politikaları ve
Rusya'ya yaptırım politikaları dayatması, Batılı politikacıların yanlış
yaklaşımının bir sonucu olarak bugünlerde dünya halklarının ve hatta
Avrupalıların ve Amerikalıların maruz kaldığı çok büyük sorunlarının
sorumlusudur.