İslam Kadınlarla İlgili Cahiliye Gelenek Göreneklerini Kaldırdı

Geçmiş zamanlarda bazı ümmetler arasında kadınlara zulüm eden çeşitli gelenek ve görenekler mevcuttu. İslam’ın gelişiyle bunların hepsi düzeltildi.
GİRİŞ: 15.09.2023 08:26      GÜNCELLEME: 15.09.2023 08:26
Rasthaber -  Bakara suresi 238-239. ayetleri: “Namazları ve orta namazı aksatmadan kılın, huşû içinde Allah’ın huzurunda durun.”

“Bir şeyden korkarsanız yaya veya binek üzerinde kılabilirsiniz. Korkunuz geçince Allah’ı, daha önce bilmediğinizi size öğrettiği gibi anın.”

Bu ayetlerle önceki ayetler arasındaki ilişki, eğer namazlarımızı korur samimi bir kalple yerine getirirsek, aileye verilen zararlar da dahil olmak üzere pek çok zarardan korunmuş oluruz. Yani namazın kılınması insanın koruması gibidir.

İmam Sadık (a.s) bir rivayetinde günlük kılınan namazların evde bulunan temiz bir çeşme gibi olduğunu ve günde beş kez insanın  vücudunu ve ruhunu kirlerden temizlediğini söyler.

Bir diğer nokta da namazın terk edilemeyecek ve her durumda kılınması gereken farzlardan biri olmasıdır. Namazın önemi öyle büyüktür ki rivayetlere göre, bir kimsenin namazı inkar etmesi dinin inkârı anlamına gelir. Kâfir olmakla eşdeğerdir. Bazen namazı terk etmek ihmalden olur ve günah olmasına rağmen kâfir olmak anlamına gelmez.

Bakara suresinin 239. ayeti korku (Havf) namazını emretmektedir. Savaş alanında savaşçıların düşmanla savaştıkları sırada kıldıkları namazdır. İslam yürürken, ata veya merkebe binerken bu namazın kılınabileceğini söyler. Denizde boğulan biriside işaret ile havf namazını kılabilir.

Bakara suresinin 240. ayeti aile ile ilgili yasalardan bahseder:  “İçinizden vefat edip de geride eşler bırakanlar, bir yıla kadar evlerinden çıkarılmaksızın eşlerinin geçimliğini vasiyet etsinler. Onlar çıkar giderlerse kendiliklerinden yaptıkları uygun şeylerde sizin için bir vebal yoktur. Allah izzet ve hikmet sahibidir.”

Geçmişte kadınlara haksızlık eden gelenek ve görenekler vardı. Mesela bir adam öldüğünde karısı da onunla birlikte gömülürdü, ya yeniden evlenmesine izin verilmezdi ya da bazen kadınları evde tutar ve dışarı çıkmasına izin vermezlerdi. İslam bunların hepsini ortadan kaldırmıştır.

Bu ayette iddetin hükmü (kocasından ayrılan veya vefat eden kadının evlenemeyeceği belirli süre) dört ay on gündür.  Kocanın –ölmeden önce– eşinin bir yıl evinde kalmasını ve nafakasının teminini vasiyet etmesi câiz veya müstehaptır, karısı ise bu vasiyeti uygulama konusunda serbesttir.

Hadi Abbasi Horosani’nin Kur’an tefsir toplantısındaki konuşmasından alıntıdır.

iqna

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM