Özer, Valilik şeref defterini imzalayan Özer, burada yaptığı
açıklamada okulların ilk haftasını değerlendirdi. Alınana koronavirüs önlemleri
hakkında kafa karıştıran sorulara cevap verdi.
Bakan Özer yaptığı açıklamada "Vaka ve yakın temas
nedeniyle yüz yüze eğitime ara verilen sınıf sayısı oldukça düşük. Bu şunu
gösteriyor, şu anda COVID-19 salgını ortamında en güvenli ortam okullardır.
Milli Eğitim Bakanlığı olarak en son kapatılacak yerlerin okullar olduğu
irademiz aynen devam etmektedir." dedi. Bakan Özer ayrıca, 850 bin
derslikten sadece 198'sinde vaka ve yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara
verildiğini belirtti.
6 Eylül'de 81 ilde yüz yüze eğitime 57 bin 108 okulda
başlandığını söyledi. Bu okullarda 850 bin dersliğin bulunduğunu dile getiren
Özer, Sağlık Bakanlığı ile belirledikleri kriterler çerçevesinde tüm okullarda
bu kriterlere riayet edilerek bir haftayı tamamladıklarını dile getirdi.
Özer, 850 bin derslikten sadece 198'sinde vaka ve yakın
temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara verildiğini belirterek şöyle konuştu:
"Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu ile belirlediğimiz
kriterler, Kovid-19 salgınında okullarda yüz yüze eğitim devam ederken uyulması
gereken kuralların çoğu kıta Avrupa'sında, farklı ülkelerde uygulanan
kurallarla büyük oranda örtüşüyor. Bir haftalık süreçte gelinen nokta, sağlık
kurallarına uyduğumuz zaman süreci ne kadar başarılı şekilde yönetebileceğimizi
gösteriyor. Türkiye'de eğitim sisteminin ölçeği çok büyük. Yaklaşık 18 milyon
öğrencimiz, 1,2 milyon öğretmenimiz, 115 bin temizlik görevlimiz, 100 binin
üzerinde idari personelimizin olduğu, 20 milyona yakın insanımızın yer aldığı
eğitim sisteminden bahsediyoruz. Vaka ve yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime
ara verilen sınıf sayısı oldukça düşük. Bu şunu gösteriyor, şu anda Kovid-19
salgını ortamında en güvenli ortam okullardır. Milli Eğitim Bakanlığı olarak en
son kapatılacak yerlerin okullar olduğu irademiz aynen devam etmektedir. Diğer
taraftan bildiğiniz gibi virüs sadece okulları seçmiyor. İnsanların yaşadığı,
etkileşim içerisinde olduğu tüm mekanlarda virüsün yayılma potansiyeli
var."
Özer, okullarda belirlenen kriterleri harfiyen yerine
getirmeye çalıştıklarını, okul dışı ortamlarda da vatandaşların bunlara
uymasının büyük öneme sahip olduğunu söyledi. Okulların kapatılması veya
herhangi bir okulda vaka oluşmasının, okul içi ortamdan kaynaklanmadığını ifade
eden Özer, "Çoğu kez okul dışı ortamlardaki bulaştan kaynaklanıyor.
Kovid-19 salgınında yüz yüze eğitime devam etmesi ve 1,5 yıl aradan sonra bu
iradenin kararlılıkla uygulamasında sadece Milli Eğitim Bakanlığı olarak
bizlere görev düşmüyor, toplumun tüm kesimlerine görev düşüyor. Tüm
vatandaşlarımız Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş olan kurallara mutlaka
uyması gerekiyor ki okullarımızı sürekli açık tutalım, öğretmenlerimiz
öğrencileriyle birlikte olsun ve öğrencilerimiz de okulda arkadaşlarıyla hem
eğitim öğretime devam etsinler hem de psikososyal olarak özgüvenleri yerinde
süreçleri takip edebilsinler." diye konuştu.
"KALABALIK SINIFLAR İSTİSNAİ BİR DURUMDUR"
Bakanlık olarak il veya ilçeler bazında önlemler veya
istisnai kurallar getirmediklerini, okul ve vaka bazlı istisnalar
uyguladıklarına dikkati çeken Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kamuoyunda sıklıkla tartışılan 'kalabalık sınıflar'
konusu var. 850 bin dersliği yüzde 56'sında öğrenci sayısı 25'in altındadır. Bu
dersliklerin yüzde 18'inde de 26-30 arasında öğrenci sayısı bulunmaktadır.
Dolayısıyla kalabalık sınıflar istisnai bir durumdur, yaygın bir durum
değildir. İstisnai durumlarda istisnai kurallar uygulanır. Dolayısıyla Bakanlık
olarak tüm illerimize, valiliğimize, il milli eğitim müdürlüklerimize okul
bazlı kalabalık sınıflarla ilgili her türlü önlemi alma, ikili eğitime geçme
veya ders saati süresinde tasarrufta bulunma yetkisini verdik."
Şu anda 200'e yakın okulda önlemler çerçevesinde ikili
eğitime geçildiğini açıklayan Özer, "Kalabalık sınıflar, ağırlıklı olarak
arsa bulunamayan yerlerde veya depremdeki güçlendirme ve yıkım çalışmalarından
kaynaklanan gecikmelerden ortaya çıkan geçici bir durumdur. İnşallah bakanlık
olarak da süreci takip ediyoruz. Bu istisnai durumlarla ilgili de gerekli her
türlü önlemi almaya devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Özer, Mersin'de mesleki eğitim okullarında COVID-19
salgınında önemli çalışmalar yürütüldüğünü söyledi. Mesleki eğitim okullarının
COVID-19 salgınında maskeden dezenfektana, yüz koruyucu siperlikten tek
kullanımlık önlük ve tuluma kadar birçok ürün ürettiğini belirten Özer,
"Mesleki eğitim okullarımız, sadece işgücü piyasasının ihtiyacı olan insan
kaynağını yetiştirmediklerini, aynı zamanda olağanüstü koşullarda devletinin ve
milletinin yanında olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Burada Mersin'e özellikle
değinmemiz gerekiyor. Özellikle tek kullanımlık maske, önlük ve tulumda tüm
Türkiye'nin, bölgenin ihtiyacını karşılamada büyük bir katkı ve destek
verdiler. Bu süreçleri başarılı bir şekilde yürütenlere şükranlarımı
sunuyorum." diye konuştu.
Bakan Özer, Mersin İl Eğitim Değerlendirme Toplantısında,
bir haftalık eğitim öğretimdeki son durumu, eğitim yatırımlarını ve eğitimin
kalitesini arttırmaya yönelik çalışmaları değerlendireceklerini sözlerine
ekledi.
Özer, daha sonra beraberindekilerle basına kapalı olarak
gerçekleştirilen İl Eğitim Değerlendirme Toplantısı'na katıldı.