Hz. Ali’nin (a.s) Beyanında Muttakiler ve Özellikleri

GİRİŞ: 19.01.2023 10:18      GÜNCELLEME: 19.01.2023 10:18

Rasthaber -  Muttaki, takvalı, takva sahibi olmak demektedir. Kur’an-ı Kerim’e göre muttakiler; Allah’a, meleklerine, semavî kitap­larına, peygamberlerine ve ahiret gününe iman eden, hida­yet üzere olan, namazlarını kılan, zekâtlarını veren, malından Allah yolunda harcayan, fakirlere, yetimlere, yoksullara ve yakın akrabaya yardım eden, ahitlerini yerine getiren, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreden, özünde, sözünde amel ve davranışlarında dosdoğru olan,(1) insanlara iyilik ya­pan, darlıkta ve bollukta Allah için harcayan, öfkelerine sahip olan, insanları bağışlayan, kötülük yaptıkları veya nefislerine zulmettikleri zaman hemen Allah’ı hatırlayıp günahlarının bağışlanmasını dileyen, bile bile yaptığı kötülüklerde ısrar etmeyen,(2) malı ve canı ile Allah yolunda cihad eden,(3) Al­lah’tan bağışlanma dileyen,(4) Allah’tan ve kıyamet gününden korkan,(5) güzel ameller işleyen, Allah’ı görüyormuş gibi iba­det eden(6) Müslüman kimselerdir.

“Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için Rab­leri katında Naîm cennetleri vardır. Biz Müslümanları suçlular gibi kılar mıyız?”(7)

Buna göre bir insanın muttaki olabilmesi için; iman edip şirk, nifak ve küfürden sakınması; Allah-u Teâlâ’nın ve Hz. Pey­gamber’in (s.a.a) emirlerini yapması, yasaklamış oldukların­dan kaçınması, haramları, günahları terk etmesi, dünya ve ahirette nefsine zarar verecek şeyleri yapmaktan sakınması gerekmektedir. Yani sırat-ı mustakime girmesi; İslamî kural­lara (şeriata) uyması gerekmektedir.

Kur’an-ı Kerim’de insanların muttakilerden olması hususu üzerinde ısrarla durulmuş, cennet ve nimetlerinin muttakiler için hazırlandığını,(8) o nimetlerden ebedi istifade edecekleri­ni,(9) bunların onlar için daha hayırlı olduğunu(10) ve durumla­rının mücrimlerle aynı olmayacağı müjdelenmiştir:

“Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cenne­tin durumu şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de bağışlama vardır. Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içi­rilen kimselerin durumu gibi olur mu?”(11)

Ayrıca Allah-u Teâlâ yine Kur’an-ı Kerim’de, muttakileri ce­hennem azabından koruyacağını,(12) onların dostu olduğunu,(13) onları sevdiğini,(14) onlarla beraber olduğunu(15) ve onlar için güzel bir gelecek bulunduğunu,(16) onları ummadıkları yerden rızıklandıracağını, işlerinde kolaylık sağladığını ve onlar için daima bir çıkış yolu var ettiğini buyurmuştur.

 

“Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar. İşte bu, Allah’ın size indirdiği emridir. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah onun kötü­lüklerini örter ve onun mükâfatını büyütür.”(17)

Muttakilerin nasıl kişiler olduklarını ve nasıl olmaları gerekti­ğini Hz. Ali (a.s) ise şöyle buyurmaktadır:

1- Muttakilerin Siması:

Muttakiler, dünyada önemli faziletlere sahiptirler. Onların sözleri, konuşmaları doğru olur; yol yürürken alçakgönül­lü olurlar; gözlerini Allah-u Teâlâ’nın haram kıldıklarından korurlar; kulaklarını faydalı ilimler öğrenmeye vakfederler; hayatın zor ve dar günlerinde Allah-u Teâlâ’ya olan itikatleri aynı olur; cennetle buluşmak için (hayır amellerde yarışma­da) acele ederler ve cehennem azabından ise korkarlar.

Muttakiler, Allah-u Teâlâ’yı yüreklerinde büyük ve O’ndan gayrisini ise küçük görürler; cennet onlar için öyle yakındır ki; sanki kendileri onun nimetleri içerisinde yaşıyorlarmış gibi olurlar; cehennemin ise azabına ise görüyor ve yaşıyor­larmış gibi inanırlar; yürekleri mahzun, halk onların eziyetle­rinden emanda, bedenleri zayıf, istekleri az, nefisleri iffetli ve iffetleri ise pâk olur.

Muttakiler, âhiretin sonsuz asayiş ve saadetine erişmek için, geçici dünya hayatına sabrederler ve dünya onları aldatmak istemesine rağmen, onlar Allah-u Teâlâ’nın hazırlamış bu­yurduğu ahiret kazancının ardı sıra yürürler ve dünya on­ları kendi esiri yapmak istemesine rağmen, onlar canlarıyla fedakârlıkta bulunup kendilerini ve nefislerini azat ederler.

2- Muttakilerin Gecesi:

Muttakiler, gece namazla meşgul olurlar, Kur’an’ı kaygı ve tefekkürle okurlar; Kur’an ile kalplerini mahzun eder ve onda kendi dertlerine derman ararlar. Kur’an’ın cennete teş­vik eden ayetlerine yetiştiklerinde ona yürekten yüz çevirip (insanı cennete varis kılacak amellere) rağbet ederler ve cen­netin nimetleri gözlerinin önünde onları bekliyormuş gibi mutlu olurlar. Cehennemi anlatan ayetlerine yetiştiklerinde ise, kalp kulağıyla ona dikkat ederler; alevli ateşin dalgaları kulaklarında yankılanıyormuş gibi olurlar ve ondan (insanı cehenneme götürecek kötü amellerden) uzaklaşmaya çaba gösterirler. Böylece muttakiler, rükûa ve secdeye giderek Al­lah-u Teâlâ’dan kendilerini cehennem ateşinden azat etmesini (cehennem ateşiyle azaplandırmamasını) talep ederler.

3- Muttakilerin Gündüzü:

Muttakiler, gündüz sabırlıdırlar, bilginler gibidirler ve takva ile hayır iş yapanlardır. Allah-u Teâlâ’nın azabının korkusun­dan tıraşlanmış ok gibi zayıf olurlar ki; görenler onları hasta sanırlar ama onlar hasta değillerdir. Hayır amellerini az sa­yarlar; amellerin azlığından hoşnut olmazlar ve daha çok ha­yır amel yapmak için çok çaba gösterirler.

Muttakiler, kendi nefislerini kınarlar; yaptıkları hataların azap getirmesinden daima korku içerisinde olurlar; başkaları onları methettiğinde ise, endişeye düşerler ve derler ki: “Ben kendimi başkalarından daha iyi tanıyorum; Rabbim beni, benden daha iyi tanımaktadır; ey Rabbim! Beni methettikleri sıfatlardan muhakeme etme. Zira beni methedenler günahla­rımdan bihaberdirler. Allah’ım! Onların bilmediği ve benim ise bildiğim günahlarımı bağışla.”

4- Muttakilerin Nişaneleri:

Muttakilerin zahirî ve batinî çeşitli nişaneleri vardır ki, o nişa­nelerden bazılarına kısaca değinmeliyiz:

Muttakiler, dindarlıkta güçlü; yumuşak huylu; yakinle dolu imana sahip; ilim öğrenmede hırslı; helal rızk kazanmada is­tekli ve hidayet yolunda ise şâd olurlar.

Muttakiler, hayır ameller yaparlar; gündüzlerini Allah-u Teâlâ’ya şükür etmekle geceler, gecelerini ise Allah-u Teâlâ’yı yâd etmekle gündüz ederler; gaflete düşme korkusundan Al­lah-u Teâlâ’ya sığınırlar ve Allah-u Teâlâ’nın kendilerine ver­miş olduğu rahmetten ve faziletten dolayı da hoşnut olurlar; nefislerinin isteklerine uymamak için kendilerine mukayyet olurlar ve Allah-u Teâlâ’ya sığınırlar.

Muttakilerin hataları az; kalpleri yumuşak; nefisleri kâni (faz­lasını istemeyen); yiyecekleri az; işleri kolay; dinleri mahfuz; harama karşı şehvetleri ölü; halk onların hayır işler yapaca­ğından ümitli ve eziyetlerinden ise emanda olur.

Muttakiler, zorluklara karşı metanetli; musibetlere karşı da­yanıklı; nimetlere karşı şükürlü; dostlarının hatalarını affedip gizleyen; başkalarının hayır amellerini aşikâr edip öne çıka­ran; başkalarını incitecek kötü sözlerden uzak duran; kelâmı yumuşak üslup ile söyleyen; başkalarına kötü lâkapla seslen­meyen; komşularına eziyet etmeyen; başkalarının musibetle­rine sevinmeyen; kötü ve haram işlerde (maddî ve manevî) katkı sunmayan; hakkın hududundan çıkmayan; düşmanları­na bile zulüm yapmayan ve günaha bulaşmayı ise sevmeyen kimselerdir.

Muttakilerin sükût etmeleri hayrı tefekkür etmek için; gü­nahkârlardan uzak durmaları (tekebbür değil) günahlardan sakınmak için; müminlere muhabbet göstermeleri (gösteriş ve hile değil) Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olur ve kendilerine zulüm yapıldığında ise, Allah-u Teâlâ intikam alıncaya kadar sabrederler.(18)

-------------------------------------------------------------

1- Bakara, 3, 5, 14, 177.

2- Al-i İmran, 134, 135.

3- Tevbe, 44.

4- Zâriyat, 17, 18.

5- Enbiya, 48, 49.

6- Zariyat, 15, 16.

7- Kalem, 34, 35.

8- Al-i İmran, 133.

9- Ra’d, 35.

10- Furkan, 15.

11- Muhammed, 15.

12- Tur, 18.

13- Câsiye, 19.

14- Al-i İmran, 76.

15- Tevbe, 36.

16- Sâd, 49.

17- Talâk, 2, 5.

18- Nehcü’l-Belağa, s. 403- 407, Muhammed Deştî Tahkikli.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM