İslam'da Uyku Adabı

GİRİŞ: 17.12.2023 12:57      GÜNCELLEME: 17.12.2023 12:57
Rasthaber -  Sabahın başlangıcı (tan yerinin ağarması) ile güneşin doğuşu arasında, akşam ve yatsı arasında ve ikindiden sonra uyumak mekruhtur. Öğleden önce, hava sıcak olduğu vakit ve öğle namazından sonra ikindiye kadar uyumak öğle istirahatidir ve sünnettir.


İmam Ali b. Hüseyin (a.s) Ebu Hemze-i Somali’ye şöyle buyurmuştur: “Güneş doğmadan önce uyuma. Ben bunu senin için istemiyorum, zira Hak Teala kullarının rızkını bu vakitte taksim eder ve her kim bu vakitte uykuda olursa, rızktan mahrum kalır." 

 

Peygamber Efendimiz’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: “Yeryüzü üç şeyden dolayı Allah’a doğru nale ve feryat eder:

 

1-Yeryüzüne dökülen haram kandan dolayı

2-Zinadan dolayı dökülen gusülden

3-Güneş doğmadan önce onun üzerinde  uyumaktan

 

İmam Cafer Sadık (a.s)şöyle buyurmuştur: “Sabah uykusu (güneş doğmadan önceki uyku) uğursuzdur ve rızkın çoğalmasını engeller, rengi sarartır, yüzü çirkinleştirir. Bu uyku uğursuzluktur. Doğrulukla Hak Teala rızkı tanyerinin ağarması ile güneşin doğuşu arasında taksim eder. Şu halde bu uykudan kaçının.” Sonra şöyle buyurdular: “Kebap tavuk (zahiren bıldırcın eti olmalı) ve kudret helvası bu vakitte Ben-i İsrail’e nazil oluyordu.Her kim bu vakitte uyuyor idiyse onun hakkı nazil olmuyordu.

 

Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her kim tanyeri ağardıktan sonra güneş doğuncaya kadar kendi namaz yerinde oturursa (zikir veya ibadetle meşgul olursa), Allah onu cehennem ateşinde uzak tutar.” 

                

 Başka bir hadiste “Kâbe evini hac eden kimsenin sevabını alır ve günahları bağışlanır” diye buyurmuştur.

 

İmam Rıza (a.s) bir şâhısa: “Yarın güneş doğduktan sonra gel ki, ben sabah namazından sonra uyuyorum” diye buyurmuştur.

 

 Başka bir rivayette şöyle nakledilmiştir: Bir şahıs Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) huzuruna geldi, “Ben güçlü bir hafızaya sahiptim. Şimdi ise, bana unutkanlık hâkim olmuştur” diye arz etti. Allah Resulü: “Acaba istirahat uykusu (öğleden önce veya sonraki uyku) uyuyordun da şimdi terk mi ettin?” Adam: “Evet” dedi. Peygamberimiz: “Tekrar öğle uykusu uyumaya devam et” diye buyurdu. Adam da öyle yaptı ve hafızasını geri kazandı.

 

Başka bir rivayette şöyle nakledilmiştir: “İstirahat (öğle) uykusu uyuyun ki, şeytan bunu yapmaz. Öğle uykusu uyanmak ve gece ibadeti için iyi bir yardımcıdır.” 

 

Uykudan Önce Abdest Almak

 

Her kim abdest alır yatağına giderse, onun için mescit hükmünde olur. Eğer yataktayken abdestsiz olduğunu hatırlarsa, yorgana teyemmüm etsin. Eğer abdestli veya teyemmüm ile uyursa, Allah’ı andığı sürece namaz kılıyor gibidir.

Hz. Emir-ul Mumininden (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Bir Müslüman cünüp halindeyken uyumasın ve abdestli olmadıkça uyumasın. Eğer gusül veya abdest için su bulamazsa, toprağa teyemmüm etsin. Zira müminin ruhunu uyku esnasında arşa götürürler ve Hak Teala onu kabul eder ona bereket gönderir. Sonra eğer eceli yetişmişse, onu kendi rahmet hazinelerine bırakır. Eğer yetişmemişse, kendi meleklerinin eminleriyle onun bedenine geri döndürür.”    

Muteber bir hadiste nakledildiğine göre, bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.a) kendi ashabına şöyle buyurdu: “Sizlerden hangi biriniz bütün yıl oruç tutuyor?” Selman “Ben” dedi. Allah Resulü: “Sizlerden hangi biriniz geceyi ihya ediyor (gece uyumayarak ibadet ediyor)?” Yine Selman: “Ben” dedi. Peygamberimiz: “Sizlerden hangi biriniz her gün Kur’an-ı Kerim’i hatmediyor?” Selman: “Ben” dedi. Sonra Ömer sinirlendi ve: “Bu Farsdan bir kişidir. Bizler ki, Kureyş’teniz ve bize karşı iftihar etmek istiyor. Ve yalan söylüyor; çoğu günler oruç tutmuyor; çoğu geceler uyuyor ve gününün çoğunda ise, sessiz duruyor” dedi. Allah Resulü: “O, aynı Lokman Hekim’e benzer. Ondan sor ki, cevabını söylesin” dedi. Ömer sordu ve Selman şöyle buyurdu: “Yılın orucuna gelince, ben bir ayda üç gün oruç tutuyorum ve Hak Teala buyuruyor ki: “Her kim bir iyilik  yaparsa, ona on katı kadar sevap veririm.” Bu bir yıl oruç miktarında oluyor. Bununla birlikte Şaban ayında oruç tutuyorum ve Ramazan ayına ekliyorum (Ramazan ayı ile Şaban ayı arasında boşluk bırakmıyor). Geceyi ihya etmeye (uyanık kalmaya) gelince, abdestli olarak uyuyorum. Peygamber Efendimiz’den (s.a.a) şöyle buyurduğunu duydum: “Her kim abdestli olarak uyursa, bütün geceyi ibadetle ihya etmiş gibidir.” Kur’an-ı Kerim’i her üç günde bir hatmetmeye gelince, üç defa “Gul huvallahu ehed” i okuyorum. Peygamber Efendimiz’ün (s.a.a) Hz. Emir-ul Muminine (a.s) şöyle buyurduğunu duydum: “Ya Ali! Ümmet içinde senin gibisi “Gul huvallah”gibidir. Her kim “Gul huvallah” ı bir defa okursa, Kur’anın üçte birini okumuş gibidir. Her kim iki defa okursa, Kur’anın üçte ikisini okumuş gibidir ve her kim üç defa okursa, Kur’anı hatmetmiş gibidir. Her kim seni dilde severse, imanın üçte biri onda kâmil olmuştur. Her kim seni dilde ve kalpte severse ve kendi eliyle sana yardım ederse, imanın tamamı onda kâmil olmuştur. Ya Ali! Beni doğruluğa gönderen Allah’ın hakkı için yemin olsun ki, eğer yeryüzü ehli seni arş ehli gibi sevecek olsaydılar, Allah hiç kimseye cehennem ateşi ile azap etmezdi.” Sonra Ömer sanki ağzına taş koymuşlar gibi sakin oldu.

 

Uyumak İçin Uygun Mekânlar ve Uykudan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

 

Peygamber Efendimiz (s.a.a) üç kişiye lanet etmiştir: Yalnız başına bir şey yiyen kimseye, yalnız başına yolculuğa çıkan kimseye ve yalnız başına evde uyuyan kimseye. Ve“Yalnız başına uyuyan kimsenin deli olmasından korkulur” diye buyurmuşlardır.

 

İmam Musa Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim bir evde veya bir çölde yalnız uyuyacaksa, şunu söylesin:

 

اَلّلهُمَّ انِس وَحشَتی وَأَعِنّی عَلی وحدَتی.

 

“Allahumme anis vehşeti ve einni ela vehdeti.”

 

Başka bir hadiste rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz (s.a.a) duvarı olmayan bir evin tavanında uyumayı yasaklamıştır ve şöyle buyurmuştur: “Her kim duvarı olmayan tavanda uyursa, Allah’ın emanının dışına çıkar.

 

Muteber hadislerde İmam Cafer Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Bir kimsenin tavanda yalnız uyuması veya duvarı olmayan bir tavanda uyuması mekruhtur ve bu konuda erkek ve kadın her ikiside eşittir.” “Eğer üç tarafı duvar olursa, nasıldır?” diye sordular. İmam: “Hayır, her dört tarafının da duvarı olmalıdır” diye buyurdu.

 

 Bazı rivayetlerde “Duvarın yüksekliğinin ölçüsü iki zıra (bir metre) olmalıdır” diye beyan edilmiştir.

 

Hz. Emir-ul Muminin (a.s) yol üzerinde uyumayı yasaklamıştır.  Peygamber Efendimiz (s.a.a) bir kimsenin yağlı ve yiyeceğe bulaşmış ellerle uyumasını nehy etmiştir: “Eğer böyle yaparsa ve şeytan ona musallat olursa veya deli olursa, kendisinden başkasını suçlamasın. Uyku vaktinde çocuklarınızın el ve ağzını yıkayınız. Eğer yapmazsanız, şeytan onları koklar ve onları uykuda korkutur” diye buyurmuştur. Hz. Emir-ul Muminin (a.s): “Uyumadan önce helâya gitmeli ve sonra uyumalıdır” diye buyurmuştur.

 

Uyumanın Adabı

 

Sağ tarafa ve kıbleye doğru uyumak sağ elini yüzünün sağ tarafına koymak sünnettir. Sol tarafa ve ya yüzüstü uyumak mekruhtur.

Hz. Emir-ul Muminin (a.s) şöyle buyurmuştur: “Uyku dört kısımdır: Peygamberler sırtüstü uyurlar. Onların gözleri uykuya dalmaz ve rablerinin vahyinin beklentisi içindedirler. Mümin kıbleye doğru ve sağ tarafına uyur. Padişahlar ve onların evlatları yedikleri şeylerin yaraması için sol tarafa doğru uyurlar. Şeytan ve onun kardeşleri, her deli ve bağımlı yüz üste düşmüş bir şekilde uyur.”

 

Muteber olan Başka bir hadiste şöyle buyurmuştur: “Bir insan yüz üste uyumamalıdır. Yüz üste uyuyan bir kimseyi gördüğünüzde onu uyandırın ve o şekilde bırakmayın. Bir kimse ne zaman uyumak isterse, elini yüzünün sağ tarafının altına koymalıdır. Gerçekten de bu uykudan uyanıp uyanmayacağını bilemez.”

YORUMLAR

REKLAM