Rivayetlerde Gençlerin Eğitimi Metodu

GİRİŞ: 11.03.2023 12:35      GÜNCELLEME: 11.03.2023 12:35
Rasthaber -  Gençleri topluma, dine faydalı birer fert olarak yetiştirmek herkesin görevi. Peki nasıl?

1- Kaynaklarda İmam Zaman'a (a.f.) ait olduğu belirtilen uzunca bir duada şöyle geçmektedir: “(Ey İlâhî!) …ve gençlerimize gözyaşı, tövbe ve günahları terk etmeyi…”[1] 

* Gençler için her zaman hayır dilemek; 

* Gençlerin eğitim ve terbiyesi için duanın gerekliliği; 

* Gençlikte tövbe ve gözyaşının önemi ve gerekliliği. 

2- Enes b. Malik'ten nakledilen bir rivayet göre: 

“Resul-i Ekrem'e (s.a.a.) hizmet eden Yahudi bir hizmetçi vardı. Bu Yahudi genç çok ağır hastalanınca Peygamber Efendimiz (s.a.a.) onu ziyaret etti ve ölüme hazırlanan gence Müslüman olmasını teklif etti. Genç de başucunda duran babasına bakınca babası ona: 

“Oğlum, Ebu'l-Kasım'a itaat et!” dedi. 

Hizmetkâr artık Müslüman olmuş ve dünyaya gözlerini yummuştu. Hz. Nebi (s.a.a.) o gencin yanından çıkarken; 

Allah'a hamdolsun ki, onu benim elimle ateşten kurtardı ve yanında bulunanlara arkadaşınızın namazını kılınız; diye buyurdu.”[2] 

* Eğiticinin, gençler için hayır dilemesinin gerekliliği; 

* Gençlerin hakkı bulmalarında anne-babaya itaat edilmesinin rolü; 

* Gençlerin hidayete kavuşmasında din büyüklerinin dikkat ve özen göstermelerinin gerekliliği; 

* Gençlerin dini ve Hakk'ı kabul etmeleri; 

* Eğitimcilerin gençlerle yakından irtibat hâlinde olması onların eğitim ve doğruyu bulmaları için ortam hazırlar. 

3- Allah'ın Resulü (s.a.a.) şöyle buyurdu: 

“Size yaşlılara karşı iyiliği tavsiye ediyorum ve gençlere karşı da şefkatli ve merhametli olun.”[3] 

* Gençlerle karşılaştığınızda onlara şefkat ve merhamet gözüyle bakmak; 

* İnsan yaşının değişik merhalelerindeki çeşitli özellikler; 

* Yaş merhalesinin özellikleriyle uyumlu eğitim yöntemlerinin seçilmesinin gerekliliği. 

4- İbn-i Abbas'tan nakledilen bir rivayet şu şekildedir: Fazıl b. Abbas, Arefe gününde Allah'ın Resulü'nün (s.a.a.) yanında dururken, etrafta olan kadınlara bakıyordu. Hz. Nebi (s.a.a.) bir kaç kez eliyle Fazıl'ın başını çevirdi, ancak o tekrar kadınlara bakmaya devam etti. Peygamber Efendimiz (s.a.a.) ona şöyle buyurdu: 

“Ey kardeşimin oğlu! Bugün öyle bir gündür ki herkes gözüne, kulağına ve diline hâkim olursa günahları bağışlanır.”[4] 

* Gençlerin hata ve yanlışları ile karşılaşıldığında onlara yumuşak ve iyi davranmak; 

* Gençlere din öğreti ve bilgileri sunularak, onların toplumsal ve ahlâkî sapmalardan âmân'da kalmasını (emniyette olmasını) sağlamak; 

* Gençlik ve cinsî çekicilikler; 

* Gençlerin cinsel sapmalarının en barizi, göz süzmek; 

* Gençlerin (cinsel) sürçme ve hatalarının ıslahının gerekliliği; 

* Gençlerin özel gün, saat ve mekânlara saygı ve ilgi göstermesinin gerekliliği; 

* Gençlerin dinî ve ahlâkî eğitiminin iyi verilmesi ve duçar olduğu yanlışların düzeltilmesinin hatırlatılması; 

* Cinsel sapkınlığın önünü almak için fiziksel müdahalenin gerekliliği. 

5- İmam Cafer-i Sâdık'a (a.s.) sordum: Gecenin kısa olduğu yaz aylarında gece namazını henüz gece yarısı olmamışken kılabilir miyiz? İmam (a.s.) buyurdu: Evet, ne kadar iyi bir fikir ve iyi bir uygulama, gençlerin uykuya karşı zaafı daha fazladır ve ben de sana bunu önerip, öğütlüyorum.[5] 

* Ergen ve gençlerinin uykularının fazla oluşu doğaldır; 

* İbadet vazifeleri, özellikle de müstehap amelleri gençler için kolaylaştırmak; 

* Din eğitiminde esneklik; 

* Gençlere kabiliyetleri doğrultusunda dinî müstehap amel ve sünnetlerin anlatılması ve onlara teşvikleri; 

* Din eğitiminde gelişim aşamalarına göre şahısların özelliklerine dikkat edilmesinin gerekliliği. 

6- Zurare şöyle anlatır: “Gençken İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s.) huzuruna çıktım. Bana müstehap namaz ve oruçtan bahsetti ve bu ibadetin zorluğu karşısında benim yüzümün ekşidiğini görünce şöyle buyurdu:Müstehap namaz ve oruç, farz olan namaz ve oruç gibi değildir ki, onları terk edersen helak olursun. Eğer onları terk ettiysen kazasını yerine getirirsin.”[6] 

* Gençler, dinî yükümlülükleri kabullenmekte zorluk çıkartmazlar; 

* Gençlere oruç ve müstehap amellerin öğretilmesi; 

* Gençleri müstehap amellere zorlamamak, bu konuda emir ve yasaklardan kaçınmak; 

* Gençlerin dine teşviki için dinin kolay yönlerinin beyanı; 

* Gençlerin eğitiminde dolaylı yöntemlerden istifade etmek; 

* Gençlere dinî emirlerin felsefî beyanının zarureti. 

7-İmam Cafer-i Sâdık (a.s.), “Biz size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi ayet-i kerimesi hakkında şöyle buyurdu:“Bu ayet on sekiz yaşındakiler hakkında bir sorgudur.”[7] 

* Artık on sekiz yaşında insanın teklifi tam olarak elindedir ve sorgulanabilir; 

* Ergenlik ve gençliğin başlangıcında onlara kolaylık ve yardım sağlama ve on sekiz yaşından önce sert davranmamak; 

* On sekiz yaş ve sonrasından gençlerin sorguya çekilmesi. 

8- İmam Cafer-i Sâdık (a.s.) Ebu Basir'e şöyle buyurdu:Ey Eba Muhammed! Bilmez misin Yüce Allah sizin gençlerinize lütufta bulunup, ihtiyarlarınıza da hayâ eder!? 

Kurbanın olayım! Nasıl yani gençlerimize ikramda bulunuyor ve yaşlılarımızdan hayâ ediyor? 

Allah, sizin gençlerinize gençliklerinin yüzü suyu hürmetine azap etmez ve yaşlılarınızı da bu hâlde olduklarından ötürü sorguya çekmez. 

Kurban olduğum, acaba bu yalnızca biz (Ehl-i Beyt taraftarları) için mi yoksa bütün tevhid ehli için mi? 

Allah'a ant olsun yalnızca bizim içindir, diğerleri için değil…”[8] 

* Allah'ın gençlere ikram ve lütfu; 

* Bu ikram ve lütfun kayıtsız şartsız olmadığı ve Ehl-i Beyt İmamları'nın (a.s.) önderliğine olan imana bağlı olduğu; 

* Allah Teâlâ'nın şii gençlerine karşı lütuf ve rahmetinin hatırlatılması, onların daha derin dinî eğitim almaları açısından önemli bir adımdır; 

* Şia gençlerinin itibar ve saygınlığının korunmasının gerekliliği; 

* Gençlerin eğitimleri doğrultusunda onların hissiyatından istifade etmek; 

* Gençlere karşı sevgi ve mahabbetin ortaya koyulması onların eğitimi için iyi bir yöntemdir; 

* Allah'ın müminlere olan ikram ve lütfunda Ehl-i Beyt (a.s.) inancının rolü. 

9- Hz. İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyuruyor:“Gençliğimde çok şiddetli bir şekilde ibadet ile meşgul olurdum. Bu durumu gören babam, beni bu işten alı koydu ve şöyle buyurdu:Ey oğul! Kendini bu kadar zorlama, ruhî ve psikolojik itidal ve dengeni koru. çünkü Allah, sevdiği kulunun az ibadetine de razıdır.”[9] 

* Gençlik ve yapılan işlerde aşırılık; 

* Gençlerin eğitim ve terbiyesinde kolaylaştırmanın gerekliliği; 

* Ebeveynlerin genci gözetmesi ve onları ifrat ve tefritten alıkoymasının gerekliliği; 

* Yapılan her işte ve hatta bu ibadet dahi olsa aşırıya gitme arzusundan sakınmak; 

* Çocukların din eğitimindeki en etkin faktörlerden birisi, anne ve babalar; 

* Allah'ın kullarına sevgisini beyan etmesinin, gençlerin doğru eğitimine zemin hazırlaması; 

* Gençlere karşı yaptığı işlerde sevgi ve şefkatin gerekliliği; 

* Az olmasına karşı yapılan şeyin kalitesinin önem ve değerinin gençlere hatırlatılması. 

10- “Gençlerinizi aşırı gidenlerden koruyun ki, onları da bozmasınlar.”[10] 

* Gençleri aşırıcı ve yoldan çıkmış kişi ve gruplardan uzak tutmanın gerekliliği; 

* Gençlerin efkâr ve düşüncede mutedil olmasının gerekliliği; 

* Ebeveynlerin, gençlerin kültürel ve fikirsel kaynaklarına dikkat edip, ilgi göstermelerinin gerekliliği; 

* Gençlerin kötü insanlarla muaşeret etmesinin, onların eğitimindeki olumsuz rolü. 

11- Bihâru'l-Envâr'da geçen bir rivayet şu şekildedir: 

“Ensar'dan bir genç Peygamber Efendimizin (s.a.a.) kıldırdığı cemaat namazında hazır bulunmasına rağmen çok çirkin ve beğenilmeyen davranışlarda bulunuyordu. Büyükler bu konudan rahatsızlık duyup, çare aramak için Allah'ın Resulü'nün (s.a.a.) yanına gittiler. Peygamber (s.a.a.) bu kişilerin dikkatini o gencin yaptığı olumlu ve müsbet hareketlere yani namazı cemaatle ile kılışına çekerek; 

Bu iyi davranışı, bir gün o kötülüğü yok edecektir.”[11] 

* Gençlerin eğitiminde dar ve sabit bakış açısından uzak durmak; 

* Gençlerin eğitiminde iyi davranış ve sıfatların önem sırasına göre dizilmesinin zarureti; 

* Gençlerin namaz ve özellikle de cemaat namazlarına dikkat etmelerinin önemi;

* Namazın, doğru yoldan sapmanın önüne geçmesindeki etkisi. 

12- İmam Muhammed Bâkır (a.s.) buyurdular:“Babam Zeynu'l-Âbidîn (a.s.), ne zaman ilimle meşgul olan gençleri görse, onları yanlarına davet eder ve şöyle buyururlardı; Aferin sizlere! Sizler ilim (ve bilginin) emanetlerisiniz. şimdi bu camianın küçük ve delikanlı çocuklarısınız ama ümidimiz bu toplumun büyükleri olmanız.”[12] 

* Ergen ve gençlik döneminde ilim tahsil etmenin önemi; 

* Ergen ve gençlerin ilim tahsil etmeye teşvik edilmesi; 

* İlim gören ve okuyan gençlerin takdir edilip, saygı gösterilmesi; 

* Gençlere şahsiyet kazandırmak; 

* Ergen ve gençlerle irtibat kurmanın zarureti; 

* Gençleri teşvik edip, övmenin önemi. 

13- Ebu Cemile şöyle rivayet eder:“İmam Cafer-i Sâdık'ın (a.s.) yanına gittim ve Hazret bana şöyle buyurdu; 

Ey genç! Ne işle meşgulsün? 
Köle tüccarıyım. 
çyleyse sana bir öğüt vereyim ve ona mutlaka uy. Ahlâken ve bedenen kusurlu olan köleleri alma ve hatta bu işi daha sıkı tut (kusurlu köle şartını koy).”[13] 
* İmam'ın (a.s.) gençler ve onların meselelerine olan ilgisi; 

* Gençlerle iletişim ve meseleler hakkında onlarla konuşmak; 

* Gencin yaptığı işi hafife almamak; 

* Gençlerin ihtiyaç duyduğu ve dinî zaruretler olarak addedilen bilgileri onlara sunmak (ticaret ahkamı vb.). 

14-İmam Cafer-i Sâdık (a.s.) buyuruyor: 

“…Ramazan ayının gece ve gündüzleri kadınlarla beraber yatmak haramdı, ama (buna rağmen) bazı gençler eşleriyle beraber olmaya devam ettiler. Bunun üzerine Yüce Allah, şu ayet-i kerimeyi nazil etti; “Oruç gecesi kadınlarınıza cinsel yaklaşım size helal kılınmıştır…” 

* İslâm dininin gençleri isteklerine duyarsız kalmayışı; 

* Gençlerin cinsel arzularını karşılamasının zarureti; 

* Dinin tüm yönleriyle meseleleri ele alıp, eksik bir konu bırakmaması; 

* Eğitimde gençlerin cinsel ihtiyaçlarına dikkat edilmesi; 

* Cinsel meselelerde baskıcı olmamak; 

* Gençlik ve cinsel arzuların etkisi; 

* Doyurucu bilgi ve eğitimi veremeyen kanun ve kuralların genç psikolojisiyle her zaman çakışması. 

15- Bir rivayette şöyle geçer:“Allah katında eli açık, cömert ama günahkâr bir genç, başı secdeden kalkmayan cimri bir ihtiyardan daha sevimlidir.”[14] 

* Ahlâkî sıfatların önem sırasına göre dizilişi ve eğitimdeki rolleri; 

* Ahlâkî değerlerin, ibadetlerden daha üstün olması; 

* İbadetin yanında ahlâkî konularında olma koşulu; 

* Ahlâkî öğretilerde sevgi ve mahabbet ilkesi ile eğitim; 

* Sevgi ve alâka unsurları kullanılarak ahlâkî eğitimin verilmesi; 

* Ahlâkî değerlerin öğretilmesinde dolaylı yolların kullanılması. 

16- Mansur b. Hazım nakleder:“İmam Cafer-i Sâdık'a (a.s.) arz ettim: 

Gençliğimde Hay kabilesi gençleri ile Muhacere'ye gitmiştik. Asa ile birisine vurdum ve (darbenin şiddetinden) adam öldü. İmam, Mansur'un bu sözleri üzerine şöyle buyurdu; 
Bu cinayeti işlediğinde (bizim) imametimizi kabullenmiş miydin? 
Hayır. 
İmameti tanımamak, katletmekten daha kötüdür.”[15] 

* Ehl-i Beyt'in (a.s.) önderliğinin önem ve değeri; 

* Usul-i Din (İmamet gibi), gençlerin öğrenmekle yükümlü olduğu bir öğretidir.

17- İmam Cafer-i Sâdık (a.s.) şöyle buyurdular:“Çocuk hayatının ilk yedi yılını oyun ile, diğer yedi yılını Kitap (Kur'ân) öğrenmek ile ve sonraki yedi yılını da, helal ve haramlar gibi şer'î hükümleri öğrenmek ile geçirmelidir.”[16] 

* Çocukluk ve gençlik dönemlerinde dinî eğitimin zarureti; 

* Gençlerin her türlü dinî hüküm ve buyrukları algılama yeteneği ve kapasitesi; 

* Sağlıklı bir eğitim için yaşam evrelerinin ayrılması; 

* Çocukların yedi yaşına kadar oyun oynayıp, bu ihtiyacı giderme gereksinimi. 

18- İmam Cafer-i Sâdık'tan (a.s.) şöyle nakledilmektedir:“Evladını altı yaşına gelene dek özgür bırak, daha sonra altı yıl ona (Kur'ân) okuma ve yazmasını öğret, daha sonraki yedi yıl boyunca da, onu yanından ayırma ve eğitimi ile ilgilen. Eğer terbiye kazandıysa ne ala, aksi hâlde onu özgür bırak.”[17] 

* Çocuğun eğitiminde anne-babanın sorumluluğu; 

* Anne-babanın vazifelerinden birisi, çocuklarına Kur'ân eğitimi vermek; 

* Çocukların anne-babanın gözetiminde olma zorunluluğu; 

* Eğitim ve terbiyenin her yaşa göre uygun olma zorunluluğu. 

19- Rumeyle şöyle rivayet eder;“Hz. Ali (a.s.) bir gencin yanından geçerken onun mırıldandığını duyar, ona: 

- Evlat! Kur'ân okusaydın daha iyi olurdu; diye buyurur ve genç de İmam'a (a.s): 

- Ey Emir! Öyle okuyacak kadar bilmiyorum. Bana onu öğrenmem de yardımcı olur musunuz? Deyince o Hazret (a.s.) gence: 

- Yanıma yaklaş; diye buyurdu. Genç, Hz. Ali'nin (a.s.) yanına yaklaşınca İmam onun kulağına usulca bir şeyler okudu ve o anda genç, bütün Kur'ân'ı kalbinde hissedip, hafız oldu.”[18] 

* Gençlerin Kur'ân ve tilâvet ile hidayete ulaşmalarının gerekliliği; 

* Gençlerin uygunsuz davranış ve alışkanlıklarının yerine olumlu alışkanlıkların aşılanması;

* Dinî konular ve kendilerinde olan yetenekler konusunda gençlere yardımcı olmak; 

* Gençlerin müziğe olan eğilimlerini Kur'ân-ı Kerim eğitimi ve kıraati ile değiştirmek; 

* Ergen ve gençlerin tüm sorunlarına doyurucu yanıtlar verme zorunluluğu. 

20-Allah'ın Resulü Muhammed Mustafa (s.a.a.) güzide (seçkin) sahabesi Ebuzer'e şöyle buyurdu:“Ey Ebuzer! Allah yetmiş iki iman ehlinin ecrini vermese, hiçbir genç dünya ve dünya güzelliklerini bırakıp, gençliklerini Allah yolunda kulluk için harcamazlar.”[19] 

* Gençlerin dinî eğitimlerinde etkili yöntemlerden birisi ikna ve müjdelemektir; 

* Gençlerin vazifelerinin dolaylı yollardan anlatılması; 

* Gençlere İslâmî değerlerin anlatılması; 

* İbadetin gençlik dönemi üzerindeki olumlu etkisi; 

* İbadetin, dünya sevgisinden kopmadaki rolü. 

21- Hz. Nebi (s.a.a.) buyurur ki:“Allah Teâlâ gencin ibadetini meleklerinin ibadetinden daha üstün tutar ve buyurur;şu kuluma bakın! Benim için kendi arzu ve isteklerini bir kenara itmekte.”[20] 

* Gençlerin daha fazla ibadet ehli olmaları için Allah Teâlâ'nın özel inayet ve teşviki; 

* Allah katında ibadetin ne denli önemli olduğunun gençlere bildirilmesi; 

* Gençlerin ibadet ve dinî faaliyetlere yeterince rağbet ettirilmesi; 

* Hata ve sapmalardan âmânda kalmak için ibadet ve din eğitiminin gerekliliği. 

22- Allah'ın Resulü (s.a.a.) şöyle buyurur: 

“Benim ümmetimin en iyisi, gençliğini Allah yolunda harcayan, kendini ve nefsini dünya lezzetlerinden alıkoyup, ahireti için çabalayandır. İşte bu kimsenin Allah katında mükâfatı, cennetin en üst dereceleridir.”[21] 

* Gençlik çağında Allah'a kulluk etmenin önemi; 

* Gençleri henüz o içlerinde bulundukları dönemde Allah'a yöneltmenin gerekliliği. 

23- Yine Allah'ın Resulü (s.a.a.) şöyle buyurur:“Tövbe iyidir; ama gençlerden olan daha da iyidir.”[22] 

* Gençleri tövbeye yöneltmenin zarureti ve bunun için en uygun olan yolların bulunması; 

* İyi olan şeylerin rağbet görüp yayılması için gençlere yardımcı olmak; 

* Gençlerin tövbe ehli olmaları için hoş ve etkili kelam ile yaklaşılması. 

24- Hz. Musa (as) oldukça güzel namaz kılan bir gencin yanından geçtikten sonra şöyle buyurdular:“Bundan daha güzel bir namaz görmedim. Allah da Hz. Musa'ya (a.s.) şöyle vahyetti; Namaz kılmakta ne kadar gönlü ve eli açıksa zekâtını vermekte de bir o kadar cimridir! Zekâtını verene kadar onun namazını kabul etmiyorum. çünkü bu ikisi yan yanadırlar.”[23] 

* Masumlar'ın (a.s.) gençlere olan dikkatleri; 

* Gençlerin doğru ve yanlış durumlarına karşı dikkat; 

* Amellerin kabulünde zekâtın önemi; 

* Eğitimde değişik boyutlara dikkat etmenin önemi. 

25- Peygamber Efendimiz (s.a.a.) şöyle buyurmuşlardır:“Yüce Allah'ın kendisini görevlendirdiği gençler olmasa, hiçbir yaşlıya ikram ve ihtiramda bulunulmaz.”[24]

* İslâm kültürü ve âdâb-ı muaşerette (görgü kurallarında) gençlere, yaşlılara karşı saygılı olmayı öğretmek; 

* Allah'ın gençlerin yaptığı güzel şeyler karşısında yaptıklarının kadrini bilmesi ve bu amellerine olumlu cevap vermesi;

* Genç neslin eğitiminin zarureti; 

* Yapılan amellerin gerçek neticelerinin açıklanması; iyi işlere teşvik ve iknada önemli bir yöntemdir; 

* Yapılan dinî amel ve eylemler bu dünyada da yeterli etkiye sahiptir. 

26- Resulullah şöyle buyuruyor;“Hiçbir genç, yaşı çok olduğundan ötürü bir yaşlıya ikram ve ihtiramda bulunmaz; ancak Allah Teâlâ ona minnet etmedikçe (ve onu bu şekilde diğerlerinin ihtiramına yönlendirir.)”[25] 

* Gençlik dönemine ait hasenat ve güzel işler bu dünyada cevap bulmaktadır; 

* Gençler, yaşlılara ihtiram etmekle kazanacakları artıları, olumlulukları ile teşvik edilmelidirler; 

* Başkasına yapılan iyilik, aslında kendine yapılmış bir iyiliktir. 

27- İmam Cafer-i Sâdık (a.s.) babası İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s.) şöyle naklediyor:“Ben-i İsrail'e mensup bir adamın çok sevdiği yetişkin bir oğlu vardı. Adam, gece uykuya daldığında rüyasında oğlunun yakın bir arkadaşını görür ve ona oğlunun düğün gecesi öleceğini söyler. Düğün gecesiyle birlikte oğlunun ölüm haberini bekleyen baba, sabah olduğunda oğlunun hayatta olduğunu görünce (sevinçle) oğluna; 

Ey Oğul! Gece boyunca hayırlı bir amel işledin mi? diye sorar. Genç de; 

Hayır, ama gece fakir birisi kapımı çaldı ve ben de bana hazırlanmış olan akşam yemeğini ona verdim. 

(Evlat!) Bu yaptığından ötürü bela, senden defoldu.”[26] 

* Yapılan amellerin bu dünyada karşılık bulduğunu anlatmak gençler için bir teşviktir; 

* İnsanoğlunun işlediği hayırlı ameller, bu dünyada da cevap bulmaktadır; 

* Ahlâkî öğreti ve hikâyelerden ders almasını iyi bilmek gerekir. 

28- İmam Cafer-i Sâdık (a.s.):“Gençliğini İslâm yolunda harcayan kimse için kıyamet gününde bir nur vardır.”[27] 

* Gençlik döneminde sahip olunan dindarlığın önem ve değeri; 

* Gençleri ulaşabilecekleri iyi neticeler ile dindarlığa teşvik etmek. 

29- Bir rivayette şöyle geçer:“Kim gençliğinde iyi bir kul olursa, Allah Teâlâ ona yaşlılığında hikmet öğretir. Nitekim Âlemlerin Rabbi olan Allah, yüce kitabı Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurur; 

“Güçlü çağına erip, olgunlaşınca Biz ona hikmet ve ilim verdik. İşte güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız.” 

* Gençlik dönemi yapılan ibadet, İlâhî hikmetin kendisine bahşedilmesi için bir zeminedir; 

* Yüce Allah, gençlerin yaptığı çabaları bu dünyada cevapsız bırakmaz; 

* Gençlik dönemindeki dindarlığın önem ve değeri. 

30- Emîru'l-Mü'minîn Ali (a.s.) şöyle buyuruyor; 

“Ne zaman bir çocuğu azarlarsan, onun bazı yaptığı hataları görmemezlikten gel. Aksi takdirde düşmanlık ve inadına sebep olursun.”[28] 

* Genç için bütün yolları kesinlikle kapatmamalı; 

* Çocuk ve Gençlerin azarlanmasının, yaptıkları hatalar ile aynı paralelde olmasına dikkat etmeli; 

* Çocukların hata ve yanlışlarının tembihinde ileri gitmekten sakınmak; 

* Çocukların duçar oldukları bazı hataların kökünde aldıkları yanlış eğitim metodları vardır; 

* Genç ruhunun oldukça kırılgan ve hassas olması; 

* Haddinden fazla ceza vermek, ergen ve gençlerin eğitimini olumsuz yönde etkiler; 

* Hesaplanarak doğru verilmiş bir ceza, çocukları daha fazla yanlış yola gitmekten alıkoyar. 

31- İmam Muhammed Bâkır (a.s.) buyuruyor ki:“Eğer gençler arasında şia bir genç bulursam ve onun dinî bilince sahip olmadığını görürsem önce onu edep ederim.”[29] 

32- İmam Cafer-i Sâdık (a.s.) şöyle buyurur;“Eğer gençlerin arasında şia bir genç bulursam ve o dinî bilgiye de sahip değilse ona güzelce eğitirim.”[30] 

33- İmam Musa-i Kâzım (a.s.) buyurur ki:“Eğer şia gençlerinden bir genç bulursam ve dinî bilince sahip olmadığını görürsem onu kılıçla tenbih ederim (uyarırım).”[31] 

* Gençlerin dinî eğitiminin önem ve zarureti; 

* Gençlik evresi, dinî meselelerin öğrenilmesi için en münasip zaman; 

* Bilgelik, dinî eğitim ve öğretimde dinin en önemli hedeflerindendir; 

* Din eğitimde idrak edip, anlamanın önem ve ehemmiyeti; 

* Gençlere dinî eğitimde bedensel cezanın izni; 

* Gençlere dinî meselelerin eğitiminde gözdağı vermek, disiplin açısından etkili yöntemlerden birisidir; 

* Gençler için İslâm hukuku ve fıkhının eğitim zorunluluğu.

34- Peygamber Efendimiz (s.a.a.) şöyle buyurmuşlardır:“Hasan ve Hüseyin Cennet gençlerinin efendileridir.”[32] 

* Gençlere değerli örnek ve olguların benimsetilmesi. 

35- Yine Allah'ın Resulü (s.a.a.) şöyle buyurmaktadırlar: “Sizin en iyi gençleriniz kendilerini yaşlılara benzetenler ve en kötü yaşlılarınız ise kendilerini gençlere benzetenlerdir.”[33] 

* Gençlik döneminde çiğ ve kötü hareketlerden uzak durmanın yararı; 

* İstek ve ihtiyaçların değişik dönemlerdeki farklılığı; 

* Gençlerin yaşlı ve oturaklı insanları örnek almalarının sağlanması; 

* Gençlerin örnek alması için en iyi ve en kötülerin anlatılması. 

36- Peygamber Efendimiz (s.a.a.) şöyle buyurmuşlardır:“Gerçekten Allah, yirmi yaşında olup seksen yaşında gibi (olgun) görünenleri sever ve altmış yaşında olup, yirmi yaşında gibi davrananlardan da nefret eder.”[34] 

37- Ehl-i Beyt'in (a.s.) pak ve temiz öğretilerinden birinde şöyle buyrulmaktadır:“Sizin en iyi gençleriniz, olgun kişileriniz gibi yaşayanlardır ve en kötü ihtiyarlarınız da gençleriniz gibi yaşayanlardır.”[35] 

* Gençlik yıllarının verdiği sorumsuzluktan kaçınmanın zarureti; 

* Gençlerin eğitiminde Allah sevgisi kullanılarak faydalanılması. 

38- Bir rivayete göre:“Hz. İsa Mesih (a.s.), ne zaman gençlerin yanından geçse onlara: 

“Ne güzel ekinlersiniz ama henüz hasat vaktiniz gelmemiş” buyururken, ne zaman ihtiyarların yanından geçse onlara da: 
“Artık tarlanın hasat vakti geldi çattı. şimdi yalnızca mahsulü toplamak için beklemek gerek” derdi.”[36] 

* Gençlerin eğitiminde ima ve dolaylı yolların kullanılması; 

* Gençlere, fırsatların elden kaçtığına ve gençliklerinden iyice faydalanmalarına dikkat çekmek; 

* İma ve hatırlatmalarda dolaylı yolların kullanılması. 

39- İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmaktadır:“Dünya yok olmaya ve gençlik de ihtiyarlığa ne kadar da yakındır.”[37] 

* Gençlik dönemi, oldukça hızlı geçen bir evredir; 

* Gençlik dönemini ganimet saymanın gerekliliği; 

* Gençlerin en iyi şekilde bu dönemden yaralanmaları için gençliğin oldukça çabuk geçtiğinin hatırlatılması ve ima edilmesi; 

* Gençlerin eğitiminde ima ve dolaylı yolların kullanılması. 

40- Müminlerin Emiri İmam Ali (a.s.) bir konuşmasında etrafındakilere şöyle sormaktadır:“Acaba (bu) yeni yetme gençler, kendilerini kambur edecek olan ihtiyarlıktan başka bir şeyi mi bekliyorlar?”[38] 

* Gençlik çağı çarçabuk geçer; 

* Gençlere, içinde bulundukları bu çağın göz açıp kapayana değin çabucak geçtiğine dair dikkatlerinin çekilmesi; 

* Gençlerin, gençliklerinden en iyi şekilde faydalanmalarının öğretilmesi. 

41- Peygamber Efendimiz (s.a.a.) buyurmaktalar:“Allah'ın her gece yeryüzüne inen bir meleği vardır ve (o melek) şöyle seslenir; “Ey yirmi yaşında olanlar çalışın ve ciddi olun.”[39] 

* Gençlerin gayretli, çalışkan ve ciddi olmalarının gerekliliği; 

* Gençlerin işlerinde ciddiyete sahip olmaları gerektiğine inanmaları; 

* Gençlerin doğruyu bulmaları ve hidayete ermeleri için Allah Teâlâ'nın işlerde ciddiyet istediğinin anlatılması ve bu bir meleke hâline getirilmesi; 

* Gençleri dolaylı yollardan kullanılarak ikna etmek ve uyarmak. 

42- Fahr-i Kâinat Muhammed Mustafa'dan (s.a.a.) şöyle nakledilmiştir:“Ne zaman sabah etsen akşam için üzülme ve ne zaman akşam etsen sabah için kaygılanma, bunların yerine sağlığında hastalığın için ve gençliğinde de ihtiyarlığın için çabala...”[40] 

* Gençliğin oldukça değerli bir hazine olduğunun bilinmesi ve bu çağın ihtiyarlık için faydalanılmasının önemi. 

43- İmam Cafer-i Sâdık (a.s.) şöyle buyurmakta:“Genç birisi ve yaşlı bir adam, Allah'ın Resulü'nün (s.a.a.) huzuruna çıkmış ve genç hemen söze başlamıştı, Peygamber (s.a.a.) şöyle buyurdu:çnce büyükler, önce büyükler.”[41] 

* Gençlerin büyüklere hürmet etmesinin önemi; 

* Büyükler ile gençler arasındaki ahlâkî değerlerin eğitim ve terbiyesi; 

* Gençlerin uygunsuz davranışlarına sert karşılık vermekten uzak durmak ve onları yüz yüze uygun bir biçimde uyarmak; 

* Gençlerin eğitim ve terbiyesinde eğitim yöntemlerinin kullanılması. 

44- Allah'ın Resulü (s.a.a.) buyururlar ki:“Kadınlarınız ahlâksız ve gençleriniz yoldan çıktığı zaman sizin hâliniz nice olur? Siz hâlâ iyiliği emretmeyip, kötülükten sakındırmıyor musunuz?” (derken içlerinden birisi) 

Acaba böyle bir zaman gelecek mi? deyince Allah'ın Resulü; 
Bundan daha kötü bir zaman da gelecek;diye buyurdular.”[42] 

* Emr-i bi'l-ma'ruf ve nehy-i ani'l-münker'i terk etmek gençler ve kadınların fitne-fesada düşmesine sebep olur; 

* Peygamber Efendimiz (s.a.a.), kadın ve gençlerin fesada düşmelerinden kaygılıdırlar; 

* Kadın ve gençlerin fesada düşmeleri ile mücadele edilmesi; 

* Kadın ve gençlerin fesat ve kötü yola düşebilmeleri. 

45- Ehl-i Beyt'in (a.s.) pak ve temiz öğretilerinden birisinde şöyle buyrulmaktadır:“Hastalıktan önce sağlıkta ve yaşlanmadan önce gençlikte çalışın”[43] 

* Gençlere, gençlik çağını bir ganimet olarak saymalarının öğretilmesi; 

* İhtiyarlık için gençlikten faydalanılması; 

* Gençler için çalışıp, çabalamanın önemi. 

46- Ehl-i Beyt İmamları'nın üçüncüsü olan İmam Hüseyin (a.s.) gençlere şöyle seslenir;“Ey gençlik grubu! Takva sahibi olun ve (şu sizlere) önderlik etmek isteyenlerin peşinden gitmeyin. Onları terk edin (ve bu şekilde) riyasetten düşmelerini sağlayın.”[44] 

* Toplumsal siyasî düzende gençlerin etkisi; 

* Gençlerin büyükler etrafında toplanma eğilimi; 

* Gençlerin, özellikle yetkililerin yaptıkları ve sonuçları hakkında siyasal eğitim ve bilinçlerinin arttırılması. 

47- Nehc'ul Belaga'da İmam Ali'ye (a.s.) ait Hikmetler Sözler arasında şu buyruk yer almaktadır:“Gençleri mübahase ve sohbete, orta yaşlıları düşünmeye ve ihtiyarları da sesiz kalmaya davet edin.”[45] 

* Eğitimde bireysel ayrılık ve farklılıklara dikkat etmenin önemi; 

* Eğitimde çocuk ve gençlerin mübahase ve ikili diyalog içerisinde olmalarının gerekliliği; 

* Gençlerin eğitiminde onların düşünülmesinin önemi. 

48- Allah'ın Resulü (s.a.a.) şöyle buyurur:“Allah katında hiç bir şey tövbekâr bir gençten daha sevimli değildir.”[46] 

49- Yine Peygamber Efendimizden (s.a.a.) nakledilir:“Gerçekten Yüce Allah, tövbe eden genci sever.”[47] 

* Gencin tövbesi daha değerlidir; 

* Gençlerin eğitiminde dolaylı yolların kullanılması; 

* Gençlere dinî ve mânevî değerlerin öğretilmesi; 

* Günahkâr gençlerin tövbeye teşvik edilip, yönlendirilmesi; 

* Allah'ın özel ilgi ve mahabbeti ile gençlere ümit verilip motive edilmesi; 

* Gençlerin eğitiminde özür kabul etmenin önemi. 

50 - Bu konu hakkında bir diğer rivayette de şöyle geçmektedir:“şüphesiz Allah, gençliğini O'na itaat ile geçiren genci sever.”[48] 

* Allah katında gençlerin dindarlığının değeri; 

* Gençlerin güzel amellere teşviki için dolaylı yolların kullanılması; 

* Gençlerin dindarlığa yönlendirilip, teşvik edilmesinin önemi; 

* Gençlik döneminden dindarlık için faydalanılmasının zarureti; 

* Gençlerin güzel ameller doğrultusunda eğitilmesinde duygusal yön ve yöntemlerin kullanılması. 

[1] Kef'amî, İbrahim b. Ali; Misbah-i Kef'amî s. 280. 

[2] İbn-i Hanbel, Ahmed; Musned-i İbn-i Hanbel, C. 3, s. 227. 

[3] Muttekıy El-Hindî, Ali bin Hisâmeddîn; Kenzu'l-A'mâl, C. 3, s. 179, Hadis No 6050. 

[4] İbn-i Sa'ad, Muhammed; El-Tabakatu'l-Kübra, C. 4, s. 54. 

[5] Hurru'l-Âmilî, Muhammed bin Hasan, Vesâilu'ş-şîa, C.3, s.184. 

[6] Kuleynî, Muhammed b. Yâkub b. İshak; El-Kâfî, C. 3, s. 442. 

[7] Hurru'l-Âmilî, Muhammed bin Hasan, Vesâilu'ş-şîa, C. 11, s 382. 

[8] Kuleynî, Muhammed b. Yâkub b. İshak; El-Kâfî, C. 8, s. 34. 

[9] Kuleynî, Muhammed b. Yâkub b. İshak; El-Kâfî, C. 2, s. 87. 

[10] Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru'l-Envâr, C. 76, s. 225. 

[11] a.g.e., C. 82, s. 198. 

[12] Kummî, Abbas; Envâru'l-Behiyye, s. 118. 

[13] Kuleynî, Muhammed b. Yâkub b. İshak; El-Kâfî, C. 5, s. 212. 

[14] Nuri, Hüseyin; Müstedreku'l-Vesâil, C. 7, s. 15. 

[15] Kuleynî, Muhammed b. Yâkub b. İshak; El-Kâfî, C. 7, s. 376. 

[16] Kuleynî, Muhammed b. Yâkub b. İshak; El-Kâfî, C. 6, s. 47. 

[17] Hurru'l-Âmilî, Muhammed bin Hasan; Vesâilu'ş-şîa, C. 21, s. 475. 

[18] Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru'l-Envâr, C. 42, s. 17. 

[19] Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru'l-Envâr, C. 74, s. 84. 

[20] Muttekıy El-Hindî, Ali bin Hisâmeddîn; Kenzu'l-A'mâl, C.15, s. 776, Hadis No; 43057. 

[21] Mişkini, Ali; Mevaizu'l-Adediyye, s. 34. 

[22] Verram, ez-Zahid Ebu'l-Huseyn; Tenbîhu'l-Havâtir ve Nuzhetu'n-Nevâzir, C. 2, s. 118. 

[23] Nuri, Hüseyin; Müstedreku'l-Vesâil, C. 7, s. 17. 

[24] Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru'l-Envâr, C. 72, s. 137. 

[25] Nuri, Hüseyin; Müstedreku'l-Vesâil, C. 8, s. 392. 

[26] Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru'l-Envâr, C. 14, s. 502. 

[27] Sadûk, Muhammed bin Ali; Men Lâ Yahzuru'l-Fakîh, C. 1, s. 130. 

[28] İbn-i Ebi'l-Hadid; Nehcu'l-Belaga şerhi, C. 2, s. 333. 

[29] Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru'l-Envâr, C. 1, s. 214. 

[30] Temimî, Magribî; Deâimu'l-İslâm, C. 1, s. 80. 

[31] İbn-i Babeveyh; Fıkhu'r-Rıza (a.s.), s. 337. 

[32] Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru'l-Envâr, C. 37, s. 39. 

[33] Muttekıy El-Hindî, Ali bin Hisâmeddîn; Kenzu'l-A'mâl, C. 15, s. 776. 

[34] Muttekıy El-Hindî, Ali bin Hisâmeddîn; Kenzu'l-A'mâl, C. 3, s. 525. 

[35] Deylemî; İrşâdu'l-Kulûb, s. 41. 

[36] Verram, ez-Zahid Ebu'l-Huseyn; Tenbîhu'l-Havâtir ve Nuzhetu'n-Nevâzir, C. 1, s. 45. 

[37] Amedî, Abdulvahid; Gureru'l-Hikem, C. 2, s. 754. 

[38] a.g.e., C. 6, s. 200, Hadis No 10034. 

[39] Nuri, Hüseyin; Müstedreku'l-Vesâil, C. 12, s. 157. 

[40] Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru'l-Envâr, C. 77, s. 181. 

[41] Nuri, Hüseyin, Müstedreku'l-Vesâil, C. 8, s. 392. 

[42] Kuleynî, Muhammed b. Yâkub b. İshak; El-Kâfî, C. 5, s. 59, 14. Rivayet. 

[43] Deylemî; İrşâdu'l-Kulûb, s. 49. 

[44] Meclisî, Muhammed Bâkır; Bihâru'l-Envâr, C. 24, s. 246. 

[45] İbn-i Ebi'l-Hadid; Nehcu'l-Belaga şerhi, C. 20, s. 285. 

[46] a.g.e., C. 11, s. 181. 

[47] Muttekıy El-Hindî, Ali bin Hisâmeddîn; Kenzu'l-A'mâl, C. 4, s. 209, Hadis No 10185. 

[48] a.g.e., C. 15, s. 776, Hadis No 43060.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM