Yetim Malı Yemek (Günah-ı Kebire)

GİRİŞ: 10.05.2020 09:36      GÜNCELLEME: 10.05.2020 09:36

Rasthaber -  Yetim malı yemek yani buluğ çağına ulaşmamış ve babası vefat etmiş kimsenin malını yemektir.

“Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir."[1]

Tefsir-i Kebir'de şöyle zikredilmiştir: Kıyamet günü yetim malı yiyen kimse mahşere geldiğinde karınlarından dışarı doğru çıkan bir ateş olacaktır. Bu nişane ile bütün mahşer ahalisi onu yetim malı yiyen olarak tanıyacaktır.

''Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helali haramla) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtır.”[2]

“Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar hakkında endişeye kapılanlar, (yetimler hakkında da) ürperip korksunlar. Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.”[3]

Kim kendisinden sonra yetim kalacak olan evlatlarının zulüm görüp haklarının ayaklar altına alınmasını istemiyorsa diğer yetimlere karşı tutumunda Allah’tan korkmalı, takvaya riayet etmeli ve onların haklarına saygı göstermelidir.

Misli İle Telafi Edilecektir

Hz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Allah (c.c) yetim malı yemeye dünyevi ve uhrevi olmak üzere iki azap vaat etmiştir. Uhrevi azap cehennem ateşidir. Dünyevi azap ise kim diğerlerinin yetimlerine zulmeder ve onların malını heba ederse onun da yetimlerine aynısı olacaktır.[4]

Hz. İmam Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilir: Kim zulmederse Allah (c.c) onun kendisine, evlatlarına ya da torunlarına zulmedecek birini musallat eder.[5]

Allah’ın, zalimin evlatlarına bir başka zalimi musallat etmesinin anlamı onun evlatlarına zulmetmek isteyen birine mani ve engel olmamasıdır. Çünkü evlatlara zulmün yapılmasına mani olmak Allah'ın babaya bir lütuf ve ihsanıdır. Yetimlere karşı zalim olan bir baba bu lütuftan mahrumdur.

Hz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: Eğer baba salih olursa Allah onun salih olması nedeniyle evlatlarını korur.

"Duvara gelince, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara ait bir hazine vardı; babalan ise iyi bir kimse idi. Rabbin istedi ki, o iki çocuk güçlü çağlarına erişsinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hâzinelerini çıkarsınlar.”[6]

Buna göre babanın salih olması Allah'ın onun çocuklarına karşı lütufkâr olmasına neden olur. Aynı şekilde zalim olması da bu lütfün kesilmesine neden teşkil eder.[7]

Alacaklının Ölümü ve Küçük Çocuklar

Eğer bir kimsenin alacaklısı ölür de geride evlatları olursa borcunu onlara iade etmezse haksız yere yetim malı yiyenlerden olur. Zira babanın vefatıyla mal evlatlarına intikal olur.

Dehşet Verici Bir Hadise

Azrail kâfirin canını almaya geldiği zaman elinde ateşten şişler vardır. O şişlerle kâfirin canını alır. Cehennem gürültü ile seslenir. Hz. İmam Ali (a.s) Resulullah’a (s.a.a) sordu: Senin ümmetinden bu azap ile ölecek olan biri var mı? Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: Evet, üç grup Müslüman bu şekilde can verecektir. Zulmeden yönetici, haksız yere yetim malı yiyen ve yalancı şahitlik yapan.[8]

Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Ben ve bir yetimin bakımını üstlenen kişi (işaret ve orta parmaklarını birleştirerek) şu iki parmağım gibi cennette birlikte olacağız. Yani ben ve onun arasında hiçbir mani olmayacaktır.[9]

Bir yetim ağladığında Allah’ın arşı titrer. O zaman Allah (c.c) meleklerine şöyle buyurur: Ey meleklerim! Siz şahit olun ki kim onu susturur, gönlünü alıp sevindirirse ben de kıyamet günü onun gönlünü alacağım.

Merhametle yetimin başını okşamanın etkilerinden birisi de kalpteki taşlık ve katı kalplilik hastalığının giderilmesidir.

Çocukların Velileri

Erkek çocuğu on beş kız çocuğu dokuz yaşım doldurmadığı sürece kendi mallarında hiçbir tasarruf yetkisine sahip değillerdir. Malının yetkisi velisine mahsustur. Dini açıdan birinci derecede yetkili veli baba ya da baba tarafından dedesidir. Anne, anne tarafından dede, kardeşler, amca ve diğerlerinin velilik hakkı yoktur.

İkinci derecede ise yani baba veya dedesi ölmüşse şer'i veli baba ya da dedenin vasi tayin ettiği kimsedir.

Üçüncü derecede yani baba ve dedenin olmaması ve vasi de tayin edilmemesi durumunda çocuğun vesayeti adil müminlere aittir.

Yetimin İşlerinde Dikkat Edilmelidir

Yetimin vesayetini alan kimse, yetime yararı olabilecek her türlü muamele ve işlemi yapmaya yetkilidir. Takip edeceği yol orta yol olmalı ve çocuğun toplumsal statü ve şanına göre hareket etmelidir.

Hz. Peygamberden (s.a.a) yetimlere karşı vazife ve görevlerini sordular. Allah (c.c) bu ayeti nazil ederek onlarla nasıl yaşanması gerektiğini beyan etti:

"Sana yetimleri soruyorlar. De ki: "Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışıp (birlikte yaşar)sanız (sakıncası yok). (Onlar da) sizin kardeşleredir. Allah, bozguncuyu yapıcı olandan ayırır."[10]

Vasi Zenginse Ücret Almasın

Yetimin velisi zengin ve kendi yaşantında kimseye muhtaç değilse yetimin bakımından dolay, ücret almaması ihtiyata daha uygundur.

"(Velilerden) kim zengin ise (yetim malından yemeğe) tenezzül etmesin."[11]

Reşit Olmadan Malı Teslim Edilmez

Çocuk reşit olmadığı sürece sahip olduğu mal kullanımına verilmez. Eğer vasi bu hükme muhalefet eder yani malı reşit olmasından önce iade eder ve mal da telef olursa sorumludur. Reşit olduktan sonra telef olan malın bedelini çocuğa ödemesi vaciptir.



[1] Nisa/10

[2] Nisa/2

[3] Nisa/9

[4] Vesail'uş Şia c. 12 s. 181

[5] Usul-u Kâfi c. 2 s. 250

[6] Kehf/82

[7] Tefsir-i Ali b. İbrahim Kummİ

[8] Sefinet'ul Bihar c. 2 s. 731

[9] Bihar'ul Envar c. 16 s. 199

[10] Bakara/220

[11] Nisa/6

YORUMLAR

REKLAM