Akar, ‘Afgan ordusunda yaşanan çözülmeyi asker gözüyle
tahlil etmesi’ istendiğinde şunları kaydetti:
“Askerliğin aslı, temeli, birlikte savaşma, birlikte
mücadele etme azmi ve kararlılığıdır. Bizim subay ve astsubay okullarımızda
verdiğimiz eğitimin dayandığı temel nosyon, ordunun azim ve kararlılıkla
savaşmasını esas alır. Bu nosyon ve formasyonu verebildiğiniz müddetçe başarılı
olursunuz. Bunun en çarpıcı örneği milli mücadeledir. Top, tüfek, cephane yok
ama insanların, bir milletin azmi ve kararlılığı ile mücadele alıp başını
gidiyor. Atatürk, ‘Şartlar çok ağır, karşı taraf çok güçlü’ demedi, mücadele etti
ve zafere ulaştı.
Sonuçta şunu söyleyebiliriz, bir orduya istediğiniz kadar
modern silah, teçhizat, askeri malzeme verin; bu azim ve kararlılık olmadıktan
sonra, siz onlara bu nosyon ve formasyonu kazandıramadıktan sonra bu bir sonuç
getirmez.”
Akar, “Afgan ordusunun
bu kadar çabuk çözülmesi karşısında şaşırdınız mı?” sorusuna da şu yanıtı
verdi:
“O kelimeyi kullanmayalım… Ama Taliban’ın bu kadar kısa
sürede Afganistan’a hâkim olmasını ve Kabil’i almasını ve bunun da bir parçası
olarak Afgan ordusunun bu kadar kısa zaman içinde çözülmesini beklemiyorduk…
Afganistan’da mücadele, 2002 yılında 30 ülkenin katılımıyla başladı. Biz
muharip güç olarak bulunmadık. Ancak doğrudan muharip güç olarak katılanlar 19
sene savaştılar, istenilen sonuç alınamadı. Sonuçta ülke terk edildi.”
Milli Savunma Bakanı, bu noktada bir ikileme dikkat çekti:
“Taliban’a karşı savaşta sonuç alamayanların, değindiğimiz hataları yapanların
yetiştirdikleri ordunun Taliban’a karşı sonuç almasını bekliyorsunuz… Burada
bir dilemma (ikilem), paradoks var, adına ne derseniz deyin… Bu noktaya
gelinmesinde sadece ABD’nin değil, Koalisyon üyesi ülkelerin her birinin payı
vardır.”
‘Çözülme’ meselesini
değerlendirirken Akar, “Bir hususu da
düzeltelim, Afgan ordusunun inşası, sadece ABD ile değil tüm Koalisyon
ülkelerinin katkılarıyla olmuştur” dedikten sonra şöyle devam etti:
“O eğitimi alan insanların inancı var, bir geçmişi var,
beklentisi var. Sizin verdiğiniz eğitim nereye kadar etkili? Dinliyorlar da
nereye kadar dinliyorlar? En sonunda şu noktaya gelindi: Çözülmeyi görünce
Taliban şöyle bir taktik de uyguladı. Afgan ordusundan yakaladığı askerleri
silahlarını aldıktan sonra kimliklerini alıp, yeni kimlik vererek serbest bıraktı.
Bu da Afgan askerlerinde yakalandıkları takdirde başlarına bir şey gelmeyeceği
düşüncesiyle teslim olmalarını teşvik etti, çöküşü hızlandırdı.”
Akar ayrıca ‘kritik’ bir nokta olarak sahada karşılaşılan şu
soruna dikkat çekti:
“Afgan ordusu içindeki bir kısım unsurların belki de Taliban
ile bazı benzerliklerinin de olduğunu görmek gerekiyor. İdeoloji, fikir ve
inanç konularında Taliban ile Afgan ordusunun kimi unsurları birbirlerinden
belirgin hatlarla ayrılamayabilir.”