Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen çalıştayın sonuç
bildirgesini Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Aslan okudu.
Hükümetin Alevi politikası ile Erdoğan'ın tekrarladığı
'Alisiz Alevilik' sözlerinin eleştirildiği 5 maddelik sonuç bildirgesi şöyle:
KAYGILARI DAHA DA ARTIRDI
Başta merkezi federasyonlarımız olmak üzere aşağıda imzası
bulunan Alevi kurumları olarak bizler, 17-18 Eylül 2022 tarihinde Serçeşme’de
Hünkar’ın huzurunda, önümüzdeki dönemde birlikte davranış taahhüdünde bulunmak
yanı sıra nasıl bir yol hattı izleyeceğimize dair irdelemelerde bulunduk.
Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Alevi kurumlarının asli
muhataplığını yok sayarak, önce Hüseyin Gazi Cemevi’ni ardından da Hacıbektaş
Veli Dergahı’nı ziyareti ve nihayet İstanbul konuşmasında kendi anlayışı
dışındaki Alevileri “sapkınlıkla” ve “insan bile olmamakla” itham ederek hukuk
öznesi olmaktan çıkarması, özetle düşmanlaştırması, Alevi toplumunun süregelen
kaygılarını daha da arttırmıştır. Esasen bu düşmanlaştırıcı dile eşlik etmek
üzere bir süredir; İçişleri ve Kültür bakanlıkları eliyle yürütülen devletin
güvenlikçi ve dilencileştirici Alevi politikalarını değerlendiren kurumlarımız
şu yaklaşımlarda birliktelik ve kararlılıklarını kamuoyuna ilan etmeye karar
vermişlerdir:
1- Öncelikle Alevi sorununun çözümüne yönelik her adımı
olumlu karşılayacağımızı, bu konuda üzerimize düşecek her türlü sorumluluğu
göstereceğimizi ilan ederiz. Ancak şu ana kadar karşılaştığımız davranış ve
değerlendirmeler, atılan adımların çözüme yönelik olmaktan tamamen uzak
olduğunu göstermektedir. Gerek bu ziyaretlerde kullanılan dilin ötekileştirici
ve ayrıştırıcı niteliği, gerekse de merkezi kurumlarımızı devre dışı bırakarak
uygulanan dayatmacı yöntemler, bir çözüm süreciyle değil, bir diz çöktürme ve
Alevilerin ağır bedellerle sağladıkları örgütlülüklerini dağıtma
seferberliğinin karşısında olduğumuzu göstermektedir. Bu süreçte zaten
Alevilerin hakkı olan ayni ve nakdi yardımlar, hem Alevilerin asli talep ve
sorunlarının çözümü gibi sunulmakta, hem de bunların diyeti olarak Alevilere İslamcı
politikalara biat dayatılmaktadır. Cumhuriyet tarihi boyunca inançsal kimlik
hakları reddedilmiş olan Aleviler, bugün çok daha ağır bir İslamcı asimilasyon
baskısı altına alınmış bulunmaktadır.
5 TEMEL TALEP
2- Dilencileştirme ve sadaka politikaları Alevilerin tarih
boyunca maruz bırakıldıkları eşitsizlik politikalarını telafi edemeyeceği gibi
hiçbir sorunu da çözemez. Çözümün öncelikli yolu, başta Aleviler olmak üzere,
inançsal, ulusal etnik, cinsel ve dilsel kimlikleri üzerinden düşmanlaştırılmış
kesimlerin uğratıldıkları eşitsizlik, inkar ve asimilasyon gibi mağduriyetlerin
derhal sona erdirilmesidir.
Alevi toplulukların ve kurumlarımızın üzerinde bir kez daha
mutabakat tazelediği eşit yurttaşlık talebimizin gerekleri, bu çalıştayımızda
bir kez daha teyit edilmiştir. Bu kapsamda öncelikli taleplerimiz şöyle
belirginleştirilmiştir:
a) Cemevlerinin ibadethane statüsünün kabul edilerek, bu
statünün gerektirdiği tüm hakların tanınması ve el konulmuş dergahlarımızın
bize iade edilmesi,
b) toplumun tüm kesimlerine bir deli gömleği gibi
giydirilen, zorunlu din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, toplumun
tümüyle çağın gerisine savrulmasına neden olan eğitimin dinselleştirilmesinden
vazgeçilmesi,
c) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, toplumun tümünü domine
etmeye yönelik girişimlerden bir an önce elini çekerek, temel siyasal
sorunlarımız konusunda bir referans mercii olmaktan uzaklaştırılması ve nihayet
tasfiyesine dönük adımların atılmaya başlanması,
d) gerek kamu kaynaklarının ve gerekse kamu kadrolarının
liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerine göre dağılımının sağlanması, başta
Aleviler olmak üzere ötekileştirilen tüm kesimler aleyhine sürdürülen negatif
ayrımcılığa derhal son verilmesi,
e) Madımak’ın utanç müzesi yapılması ve rejimin tüm
insanlığa karşı suçlarıyla yüzleşilmesi.
3- Açıkça ilan ederiz ki öncelikle bu sorunların çözümü için
adım atılmak isteniyorsa, bunun doğrudan muhatabı, Alevilerin on yıllara
yayılan mücadeleleriyle oluşturdukları kurumlarıdır. Başta federasyonlarımız
olmak üzere kurumlarımızı ve bu çalıştayda bir kez daha teyit ettiğimiz
birleşik irademizi yok sayarak, doğrudan Cemevlerine ve özellikle dedelere
yönelik manipülatif çabalar, çözümün değil, çürütme ve parçalama iradesinin
göstergeleridir. Aleviler, tüm renkleri ve kurumlarının birleşik iradesiyle bu
beyhude ve anti demokratik çabaların karşısında duracaktır. Devlet, Alevi
sorunun çözümüne yönelik gerçek bir adım atmak istiyorsa, öncelikle
kurumlarımızın muhataplığını kabul etmek ve başta AİHM kararları olmak üzere
evrensel hukukun gereklerini yapmaya başlamak zorundadır.
EŞİT YURTTAŞLIK
4- Buradan tüm ülke kamuoyuna ilan ederiz ki, iktidar
Alevilerin sorunlarını, şimdiye kadar olduğu gibi görmezden gelmeye devam
edemez. Kürt sorununda olduğu gibi Alevi sorununu da çözmek yerine çürütme
inadı, sadece söz konusu bu kesimlere değil, Türkiye halkının bütününe de büyük
bedeller ödetmektedir. Gerçeklik buyken Alevi kurumları, sadece kendilerine
yaşatılan mağduriyetin çözümü için değil, bir bütün olarak Türkiye’nin
sorunlarının çözümü için uğraş verdiğinin bilinciyle davranmaktadır. Alevi
hareketinin her kanadını temsil eden ve Serçeşme huzurunda birlikte eşit
yurttaşlık hak mücadelesi verme sözleşmesi gerçekleştiren bizler, Türkiye’nin
her kimlikten halkına, vicdanını kaybetmemiş herkese gerçek bir demokrasi,
gerçek bir laiklik ve sosyal hukuk devleti için birlikte mücadele etme çağrısı
yapmaktayız.
5- Hünkar’ın huzurunda dosta düşmana ilan etmek istediğimiz
bir diğer hususta da, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına ilişkin kendi bağımsız
tutumumuzun ilanıdır. Türkiye’nin bugünü ve tarihinde gericiliğe karşı hep
ilerici safta yer tutmuş olan Aleviler, kendilerini salt bu saflaşmaya
hapsetmek isteyenlere karşı da, yeni taleplerini yükseltme kararı almıştır. Her
türden tek tipleştirmeye karşı ikinci yüzyıla ilişkin perspektifimiz, çok
kimlikli çok kültürlü bir Türkiye’nin gerçekleştirilmesi, başta bizler olmak
üzere kimsenin kimliğinden dolayı mağduriyete uğramaması, eşit yurttaşlık
hakkının tüm herkes için sorgulanamaz bir hak haline getirilmesidir. Birinci
yüzyılını mağduriyetle, asimilasyonla, katliamlarla geçirdiğimiz Cumhuriyetin
ikinci yüzyılında artık Pirlerimizin belirttikleri çizginin, yani “72 millete
bir nazarla bakma” düsturunun gerisinde kalan bir yedeklenmeyi kimse bizlerden
beklemesin. Barış savunucusu, barışçıl bir topluluk olarak biz Aleviler,
özellikle dış politikada kendini gösteren yayılmacı, savaşçı yaklaşımların, iç
politikada eril şiddet diline dönüşerek kadınları ve farklı cinsel kimlikleri
ezmesine her platformda karşı çıkacağımızı ilan ederiz.
Saygıyla duyururuz.
ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU VE 36 BİLEŞENİ
ALEVİ DERNEKLER FEDERASYONU VE 38 ŞUBESİ
ALEVİ VAKIFLAR FEDERASYONU VE 10 BİLEŞENİ
AVRUPA..ALEVİ..BİRLİKLERİ…KONFEDERASYONU,14..ÜLKE
FEDERASYONU VE 280 CEMEVİ
HACI BEKTAŞ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI VE 53 ŞUBESİ
ALEVİ KÜLTÜR DERNEKLERİ VE 98 ŞUBESİ
PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ VE 81 ŞUBESİ