Akit gazetesinin de medya
sponsoru olduğu kongrede Akit muhabirine demeç veren Tanrıverdi, “İslam
birliğinin” nasıl olacağını şu sözlerle ifade etti:
“İslam birliği Mehdi
hazretleri geldiği zaman olacak. Mehdi hazretleri ne zaman gelecek Allah bilir.
Bizim bir işimiz yok mu? Ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte aslen bunu
yapıyoruz.”
METİNER’DEN TEPKİ: OTURUP
DİZİMİZİ DÖVELİM
Tanrıverdi’nin sözleri
bir süre sonra sosyal medyaya yansıyınca tepki çekti. Eski AKP milletvekili
Mehmet Metiner, şu sözlerle Tanrıverdi’yi eleştirdi:
“Cumhurbaşkanımızın
askeri başdanışmanı sıfatını taşıyan biri böyle konuşuyorsa oturup dizimizi
dövelim! Düşmanlarımızın arayıp da bulamadığı şeyi kendi ağzından sunuyor!
Şimdi o birileri kalkıp bu laflar üzerinden Cumhurbaşkanımızı hedef tahtasına
oturturlarsa ne diyeceğiz?”
Çok sayıda sosyal medya
kullanıcısı da Cumhurbaşkanı’nın askeri danışmanının dini referanslarda
bulunmasını eleştirdi. Bazıları ise Mehdi inanışının İslam’da olmadığını
belirterek Tanrıverdi’ye tepki gösterdi.
Kongrenin açılışına
Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati ve Diyanet İşleri Başkanı
Prof. Dr. Ali Erbaş da katılmıştı.
SADAT’IN KURUCUSU
Eski özel harpçi Adnan
Tanrıverdi tarafından kurulan SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi,
kontgerilla eğitimi vermesi ve devlet tarafından denetlenmemesi ile tartışma
yaratmıştı. Adnan Tanrıverdi, şirketinin amacını 2012’de şu ifadelerle
anlatmıştı: “Türkiye’nin köklü askeri gelenekleri ve birikimini ihtiyacı olan
ülkelere aktarmak. Kendi deneyimi ve birikimi olmayan ülkelerin silahlı
kuvvetlerinin eğitim, strateji gibi ihtiyaçlarını karşılayacağız. Dünyada
örneği çok. Türkiye’de ilk olacak.”
Tanrıverdi’nin kurucusu
olduğu SADAT’ın para karşılığında Suriye’deki silahlı gruplarını eğittiği
basına yansımıştı.
Eyyubi Hanedanlığı
Devleti’nin simgesinin 16 Türk Devleti’nin simgesiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı
forsuna 17. yıldız olarak dahil edilmelidir. Kürt kimliği tanınmalıdır. 1982
Anayasası’nın 66. Maddesinde geçen, “Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla
bağlı olan herkese din ve ırk farkı gözetmeden Türk denir” hükmü yerine
“Vatandaşlık temel bir haktır. Kanunun öngördüğü esaslara uygun olarak bu
statüyü kazanan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır” ifadesine benzer bir
hüküm yer almalıdır.”