Türkiye ekonomisi işsizlik, yüksek enflasyon ve yüksek faiz
sarmalına hapsolurken, artan fiyatlar vatandaşın alım gücünü büyük ölçüde düşürmüş
durumda.
Ekonomist ve Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci ise,
artan fiyatlara rağmen kimsenin gerçekte kazanmadığı görüşünde.
"Tarlaya bakıyorsunuz çiftçi sudan ucuza ürününü
satıyor ama aynı ürün raflarda ateş pahası. Çiftçi kazanmıyor ama inanın
aracılar da kazanmıyor. Hatta daha da ileri gidelim ve halka açık bilançolardan
söyleyelim: Satıcılar da kazanmıyor" yorumunu yapan Kahveci, yazısını şu
satırlarla sürdürdü:
"Benzer durum konut sektöründe de yaşanıyor. İnşaat
firmalarının adeta iflas kuyruğunda beklediği yerde, konut fiyatları da
arttıkça artıyor. Ama ortada net bir kazanan yok... Ne üretici kazanıyor ne de
tüketici.
İhracatta da aslında durum benzer şekilde. Kazanmış gibi
görünen bazı sektörlerdeki yerli üretici, aslında ucuz hayatını yabancıya
satmış oluyor. Ucuz işgücü adeta tek kazanç kapımız olmuş.
Fakirleştiren bir ihracat ve/veya fakirleştiren bir büyüme
yaşıyoruz.
Bakınız, bir ülkede herkesi üniversiteli yaparak kâğıt
üstünde kazanmış gibi görünebiliriz. Ama aslında kazanmıyor ve kaybediyoruz.
Hatta bir nesil bu politika sonucu adeta bir hayat kaybediyor.
Evlerde oturmuş iş kapısı açılacak diye bekleyen milyonlarca
üniversite mezunu öylece duruyor. Birçok üniversite adeta işsizlik kampı
şeklinde çalışıyor. Ama yine de aynı politikaya devam ediyoruz.
Son aylarda en fazla gıda ve konut sektörü tartışılıyor. Dün
konutta rakamları verdim: (2013-2020 arasında) Nüfus artışına dayalı ihtiyacın
iki katı yeni konut satılmış.
Hatta bir not ekleyeyim: Yıllık nüfusları açıklanan yıl
olarak almışım (yanlış yapmışım). Buna göre dünkü yazıda verdiğim nüfus artışı
(2013-2020) 8 milyon 271 bin. Ama aslında gerçek nüfus artışı 7 milyon 987 bin
kişi. Gerçi uzun sürede bu sapma çok etki yapmıyor.
Nereden bakarsanız bakın 2013-2020 döneminde artan nüfusun
konut ihtiyacı 2,4 milyonken satılan yeni konut sayısı 4,6 milyon adet.
Fazladan satılan 2,2 milyon konut stokunu nasıl açıklayacağız?
Hadi bunun 220 bini de yabancılara satıldı. O zaman geriye
kalan 2 milyon fazlalık konut ne olacak?
Bir anda bir konut ihtiyacı mı hasıl oldu? Bir anda nüfus mu
patladı? Bir anda bu ihtiyaç nereden çıktı?
Bunun bir tek izahı olabilir: Artan maliyetlere dayalı yeni
davranış şekli... Yani ihtiyaca bağlı bir pazar değil, maliyete bağlı bir pazar
şekli."