Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Quintin ile ortak basın
toplantısı düzenledi.
Fidan, basın toplantısında yaptığı konuşmada, “(Suriye’de)
Yeni dönemde de kendini sıkıntıda hisseden herhangi bir çoğunluk ya da azınlık
varsa, kim olursa olsun, Türkiye bunların da hamisidir" dedi.
Bakan Fidan açıklamasında, Suriye'de özellikle terör örgütü
PKK'nın sadece Suriye'yi değil, Türkiye ve bölge ülkeleri de tehdit ettiğinin
altını çizerek, "Terör unsurlarının ülkeyi terk etmelerini istiyoruz"
cümlesini kaydetti.
Fidan, şunları kaydetti:
Bu yeni dönemde de kendisini sıkıntıda ve endişede hisseden
herhangi bir Suriye'de çoğunluk veya azınlık varsa, kim olursa olsun;
Nusayriler olur, Aleviler olur, Yezidiler olur, Hristiyanlar olur, kimler
olursa olsun, Türkiye, diğerlerinin olduğu gibi bunların da hamisidir,
koruyucusudur. Bunların Suriye'de başına bela gelmemesi için her türlü girişimde
bulunuyoruz. Suriye'nin yeni yönetimi de bu konuda fevkalade hassas. İnşallah
hiçbir şey olmaz ama olması durumunda Cumhurbaşkanımız bu konuda son derece hassas, prensipleri
belli. Kim zulme uğrarsa biz zulme uğrayanın yanında yer alırız. Onunla gerekli
dayanışma içerisinde bulunuruz. Dolayısıyla kime olduğuna değil, ne yapıldığına
bakıyoruz.
Türkiye'nin Suriye konusunda gerek kendi imkanlarını, gerek
uluslararası toplumun imkanlarını seferber etmede elinden geleni yaptığını
söyleyen Fidan, şöyle devam etti:
Özellikle Suriye'nin yeni hükümetinin bu aşamada iç
bütünlüğünü sağlarken, güvenliğini sağlarken, toprak bütünlüğünü, siyasal
egemenliğini sağlarken aynı zamanda ülkenin yeniden inşası için gerekli olan
ekonomik ve finansal araçların, ticari araçların bir an önce sağlanması
konusunda da görüş birliği içerisinde olduk. Bu konuda elimizden gelen her şeyi
yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ettik.
Fidan, Gazze'de devam eden soykırımın, insanlığa karşı
işlenen suçların sadece Gazze'deki Filistinleri tehdit etmekle kalmadığını,
aynı zamanda AB başta olmak üzere uluslararası sistemi 'inanılmaz derecede zor
bir duruma' düşürdüğünü vurgulayarak "Bunun bir an önce son bulması
gerektiği konusundaki görüşlerimizi kendisine de ilettik" dedi.
Fidan, kendisine yöneltilen "Suriye'deki yabancı
savaşçılarla ilgili Türkiye nasıl bir rol oynayabilir?" sorusuna ilişkin de şunları söyledi:
Kamplarda ve hapishanelerde bulunan DEAŞ tutukluları
meselesi, bu konuda Türkiye uzun yıllardır net bir pozisyon ortaya koymakta.
Özellikle kamplarda ve hapishanelerde tutulan DEAŞ tutukları bunlar ait
oldukları ülkeler tarafından geri alınmalılar. Bunların burada belirsiz bir
süre için tutulması, herhangi bir yargılama prosedürüne tabi tutulmaması ve
geleceklerinin ne olduğuna dair herhangi bir planın veya ajandanın olmaması
bölgede gerçekten büyük bir kriz kaynağına dönmüş durumda. Özellikle de DEAŞ
tutuklularını orada tutmak için başka bir terör örgütünü getirip, PKK'yı, bu işte
memur etmek gerçekten uluslararası sistemin şu anda baş başa kaldığı büyük bir
açmaz ve kriz.