Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail'in Gazze'deki saldırılarına
ilişkin Batı ülkelerini eleştirdi. "Atom bombası tehdidi dahil savaş
araçlarını kullanan İsrail ve destekleyenler, insanlık vicdanı nezdinde
yargılanacaktır" diyen Erdoğan, "Holokost utancı, Avrupalı ülkeleri
esir almış durumda. İsrail yönetimi Holokost'u kalkan olarak kullanıyor"
ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle:
"Öncelikle cumartesi gecesi Berlin Olimpiyat Stadı'nda
oynanan hazırlık maçında Almanya karşısında tarihi galibiyete imza atan A Milli
futbol takımımızı cani gönülden tebrik ediyorum. Millilerimiz deplasmanda 72
yıl sonra gelen 3-2'lik skorla tarifsiz bir gurur yaşattılar. Gurbetçi
kardeşlerimizin coşkuyla takımımızın yanında yer almaları da bizim için ayrıca
anlamlıydı.
Son Kabine toplantımızdan bu yana birçok etkinliğe görüşmeye
iştirak ettik. Türk Devletleri Teşkilatı 10. Zirvesi'nde dayanışmamızı
perçinledik. Hem üye sayısı, hem iş birliği alanı açısından kat ettiği
mesafeden memnuniyet duyuyoruz. KKTC'nin anayasal ismiyle teşkilata gözlemci
üye olması tarihi bir adımdı. Türk dünyasının Kıbrıs'a olan desteğini ortaya
koymuştuk. KKTC'deki kardeşlerimizin 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı'nı tekrar
tebrik ediyorum. Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş'ı bir kez daha rahmetle yad
ediyorum. Kıbrıs'ta adil ve kalıcı çözüm irademizi muhafaza ediyoruz. Bunun
yolunun da Kıbrıs Türklerinin eşit statüsünün teyit edilmesinden geçtiği
kanaatindeyiz.
Zaman verdiği sözlerin hilafına davranarak AB'nin ne kadar
büyük bir yanlış yaptığını ispat edecektir. Kıbrıs Türkünü ambargolarla haklı
davalarından döndürmeye çalışanların Kafkasya'da yeni oyunlar peşinde koştuğuna
şahit oluyoruz.
'ERMENİSTAN'IN BU GERÇEĞİ GÖRMESİ GEREKİYOR'
Kimi Batılı güçler bölgemizde yeni bir dönemin başladığını
hala idrak edemiyor. Gerçekleşmesi mümkün olmayan ham hayalleri körükleyerek
Ermenileri istismar ettiler, kullandılar, güvensizliğe mahkum ettiler. Bu
gerçeğin de Ermenistan'ın görüp kabullenmesi gerekiyor. Batılı ülkeler
tarafından gönderilen hiçbir silah ve mühimmat kalıcı barış ortamının
sağlayacağı huzurun yerini tutamaz. Ermenilerin barış fırsatını farklı
hülyalara kapılarak boşa harcamamak en büyük temennimizdir. Ermenistan'a
Azerbaycanlı kardeşlerimizin uzattığı barış elini tutması çağrısında
bulunuyorum.
'BUNUN FABRİKASI NEREDE' DİYE DALGA GEÇTİLER'
TOGG'un üretimi ve satışa başlamasıyla kendi markamızla
küresel rekabetteki yerimizi aldık. Her aşamasını yakından takip ettiğim bu
projenin hayata geçmesiyle 'Türk araba yapamaz, fabrikada üretim bandı yok,
vatandaş bunu almaz' diyenleri, bundan 60 yıl önce Devrim otomobilini garaja
mahkum edenlerin bugünkü uzantılarını hüsrana uğrattık. Birilerinin 'Bunun
fabrikası nerede?' diyerek aklınca dalga geçtiği TOGG, şu ana kadar 12 bin
teslimat yaptı. Üretim bandından inen ve teslim edilen araç sayısı günden güne
artıyor. Bu yarışa nasıl isabetli bir zamanda dahil olduğumuz daha iyi
anlaşılacaktır.
'DİRENİŞ AZMİNİ KIRMAYA ÇALIŞIYOR'
Gazze'de kelimenin tam anlamıyla vahşet ve gaddarlık
sergilenmektedir. İsrail bir cinnet hali içindedir. Bunun adı savaş değildir,
barbarlıktır."
Filistin'deki mazlumların acısı nasıl bizim acımız ise Uygun
Türkü, Ahıska Türkü, Kerkük Türkmeni'nin sıkıntısı bizim sıkıntımızdır.
Bunların hepsiyle yakından ilgileniyoruz. Türkiye'nin soydaş ve akraba
topluluklara yönelik hassasiyeti bizim dönemimizde zirveye çıkmıştır. Bundan
sonra da her daim kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.
İsrail'in 7 Ekim'den beri süren ahlaksız ve alçak
saldırılarına maruz kalan Gazze halkına bu anlayışla sahip çıkıyoruz. 11 uçak
dolusu malzeme ile bir sivil insani yardım gemisini Mısır'a gönderdik. Gazze'li
kardeşlerimiz için 800 tona varan malzemeyi bölgeye sevk etmiş olduk. İsrail
suyunu, yakıtını, elektriğini, iletişimini komple keserek Gazze halkını sadece
öldürmekle kalmıyor, aynı zamanda taammüden hastanelerini bombalayarak
Gazzelilerin direniş azmini kırmaya çalışıyor.
'İSRAİL BİR CİNNET HALİ İÇİNDEDİR'
Gazze'de kelimenin tam anlamıyla bir vahşet, 1000 yıl önceki
Haçlı işgali, 2. Dünya Savaşı'nda yaşananları aratmayan bir gaddarlık
yapılmaktadır. Hamile kadınları katletmekle övünen bir cinnet hali içindeler.
Çocukları, yaşlı erkek ve kadınları uçaklarla, tanklarla, toplarla
bombalayarak, üzerlerine mermi yağdırarak öldürmenin adı savaş değil barbarlık,
eşkıyalık, devlet terörüdür.
Netanyahu İsrail halkı üzerinde yitirdiği itibarı
hastaneleri, ibadethaneleri, okulları bombalayarak yeniden canlandırmak
peşindedir. Neredeyse tüm hastaneler ya yıkıldı ya zarar gördü ya da
kullanılamaz hale geldi. El Ehli Baptist ve Şifa hastanelerinde yaşanan vahşeti
hepimiz takip ettik. Bu hastanelerle ilgili İsrail'in ortaya attığı iddiaların
tamamen safsata olduğu anlaşıldı.
Güya medeni dünya İsrail'in hastanelere dönük saldırılarını
sessizce seyretti. Savaş hukukunun açık ihlali olan İsrail'i kendisini savunma
hakkı olarak diyen ülkeler gördük. Gazze'deki tek onkoloji hastanesinin
vurulması akabinde buradaki kanser hastalarının ülkemize sevki ile girişimimizi
başlattık. Toplam 88 hasta ve 61 refakatçısı ile ülkemize getirdik. Gazze'de
mahsur kalan vatandaşlarımızın bir kısmının tahliyesini dün gerçekleştirdik.
Diğerleri ile ilgili çabalarımız sürüyor.
'BATILI ÜLKELERİN VİCDANSIZLIĞI...'
Türkiye olarak Gazze'de akan kanın durması için seferber
olmuşken, batılı ülkelerin vicdansızlığını yüzümüz kızararak takip ediyoruz.
Avrupası'ndan Amerikası'na kadar en ufak tepki gelmiyor. Atom bombası
tehdidi dahil savaş araçlarını kullanan İsrail ve onu destekleyen herkes sadece
tarih önünde değil insanlık nezdinde yargılanacaktır.
'HEPSİNİN İSRAİL'E BORÇLARI VARDIR'
Ateşkes sözcüğünü kullanmaktan bile çekinen ürkeklikle,
korkaklıkla karşı karşıyayız. Holokost utancı Avrupalı liderleri esir almış
durumda. Batılı entelektüeller, basın kuruluşları, insan hakları örgütleri de
aynı şekilde İsrail'i aklamanın peşinde. İsrail yönetimi Holokost'u, soykırıma
varan katliamlara kalkan olarak kullanıyor. Almanya'ya gerçekleştirdiğimiz son
seyahatte bir kez daha üzülerek şahit olduk.
Hak bildiklerimizi birilerini rahatsız etse de cesaretle
söylememizin sebebi işi budur. Bizim borcumuz yok ama onların hepsinin İsrail'e
borçları vardır. Onlar borç ödüyorlar. Utanç veren olay Batılı ülkelerin
katliamlarına kılıf uydurma konusunda İsrail ile sergilediği yalan
kardeşliğidir.
'İSRAİL'İN NÜKLEER SİLAHLARI MESELESİNİN UNUTTURMASINA
İZİN VERMEYECEĞİZ'
Irak'ta nükleer silah arayanların İsrail'li bakanların
kameralar önünde sarf ettiği atom bombası itirafı karşısında tek cümle
kurmamaları ibretlik durumdur. İsrail nükleer güce sahip olduğunu açıkça ikrar
ediyor. Nükleer silah meselesi öyle meskut kalınacak bir konu değildir. Bugün
İsrail'e ses çıkarmayanların yarın başka ülkelere söyleyecek hiçbir sözü
olamaz. İsrail'in nükleer silahları meselesinin unutulmasına, unutturulmasına
Türkiye olarak izin vermeyeceğiz.
Riyad zirvesinde nükleer silahlar hususunda önemli kararlar
aldık. Önümüzdeki dönemde her iki meseleyi gündemde tutmaya devam edeceğiz.
Gazze'deki vahşet karşısında insanlığın vicdanı ve sesi olma görevi şu an
Türkiye'nin omuzlarındadır.
'KENDİ TOPRAKLARIMIZA UZANMASINA ENGEL OLAMAYIZ'
Kudüs davasına şaşı bakanlara hatırlatmak istediğim bir
gerçek var. Türkiye'nin siyasi ve kültürel sınırları kendi resmi sınırlarından
değil Adriyatik'ten Çin Seddi'ne diye ifade edilen çok daha geniş hattan
başlar.
Ne zamanki biz bu coğrafyaları kendi dışımızda görmeye
başlarsak o vakit eldeki vatan da tehlikeye düşmüş olur. Balkanlar, Kafkaslar,
Karadeniz, Akdeniz'in doğu kıyılarına kadar yaşanan her hadise bizi doğrudan
ilgilendirir. Karabağ ile Gazze'nin gönlümüzdeki yeri aynıdır. Asırlardır her
kritik vakitte olduğu gibi son gelişmeler karşısında milletimiz duasını ona
göre yapmakta, yumruğunu ona göre sıkmakta gerektiğinde harekete ona göre
geçmektedir.
Gazze'de yaşananlara tepki vermezsek yarın vadedilmiş
topraklar denilen işgalci fanatizmin kendi topraklarımıza uzanmasına engel
olamayız.
'İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN BİZ DE ETKİLENİYORUZ'
Türkiye olarak iklim değişikliğine bağlı ortaya çıkan çevre
sorunlarından tüm dünya gibi biz de olumsuz etkileniyoruz. Yaşadığımız sel,
fırtına ve su baskınları bunlardan sadece birkaçıdır. Dün 9 insanımız vefat
etti, 52 vatandaşımız yaralandı. 7 bin personelimizin hızlı müdahalesi
neticesiyle hamdolsun 110 insanımızı kurtardık. Zonguldak açıklarında batan
geminin bulunmasına yönelik arama çalışmalarımız devam ediyor. Vefat eden
vatandaşlarımıza rahmet, yaralı kardeşlerimize şifalar diliyorum./duvar