CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Karar TV'de Elif Çakır
ve Taha Akyol ile 'Gündem Özel' programında gündemi değerlendirdi.
AK Partili Zafer Işık'ın İYİ Partili Örs'e saldırması
Mecliste İYİ Partili vekil Hüseyin Örs'ün yaralanmasına
neden olan kavgaya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
"Parlamentoda zaman zaman gerginlikler oluyor ama bir
süre sonra sükunet oluyordu. Bu sefer farklı bir şey oldu. AK Partili vekil parmağına
muşta gibi taktığı yüzükle saldırdı. En azından özür dile ama bunu da yapmadı.
Böyle bir ortam 21. yüzyıla yakışmıyor. Böyle bir saldırı Meclis tarihinde ilk
kez oldu. Bu suç üstü hali gerektiren bir olay. Savcıların hemen harekete
geçmesi gerekiyordu.
Çok gerilimli bir siyasal atmosfer sadece siyasi partileri
ve milletvekillerini değil sokaktaki vatandaşı da etkiliyor. Yumruk atan
milletvekilinin AK Parti tarafından kınanmasını isterdim. Saldırıya uğrayan
milletvekilinden özür dilenmesini isterdim."
Bütçe görüşmelerine Erdoğan'ın katılmaması
Yapılan yasa değişikliğiyle bütçe görüşmelerine Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ın katılmamasına değinen CHP lideri, şu ifadeleri
kullandı:
"Yasayı değiştirerek Cumhurbaşkanı'nın bütçeyi
savunmasını kaldırdılar. Yerine yardımcısı geliyor artık. Kendi bütçesini
kendisinin savunması gerekiyor. Ortaya şöyle garip bir durum çıkıyor. Atanmış
birisi Meclis kürsüsüne gelip seçilmiş bir vekile en ağır hakaretleri
edebiliyor. Bir cumhurbaşkanı hazırladığı bütçeyi parlamentoya getirip
savunmalı. Bu bütçenin vatandaşa ne getirdiğini anlatmalı, halka umut vermeli.
Ama bunlar artık eskide kaldı. Kavga var dövüş var artık. Eskiden nitelikli
tartışmalar olurdu."
2023 bütçesi
Açıklamalarını 2023 bütçe görüşmelerine ilişkin görüşleriyle
sürdüren Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Bütçe daha parlamentoya geldikten bir süre sonra
rakamların değerini kaybettiğini görüyorsunuz. Böyle bir enflasyonun olduğu
ortamda başka bir şey mümkün değil. Önümüzdeki aylarda bütçeye yeni ekler
yapmak zorunda kalacaklar. Geçtiğimiz aylarda önceki bütçe için bunu
yapmışlardı.
İkili bir yapı var devlette, bir saray bürokrasisi ve bakan
bürokrasisi. Yukarda alınan kararlar aşağıya yansırken ya tam yansımıyor veya
eksik yansıyor. Garip bir devlet yapısı ortaya çıktı. O nedenle bütçeler halka
umut vermiyor artık. Ülkede enflasyon çok fazla bu nedenle, 'Acaba asgari
ücreti yılda 4 kere yenileyelim mi?' düşünmeye başladılar. 4 kere demelerinin
nedeni de şu otoyollarda dolar bazında sözleşme yapıldığından fiyatlar sürekli
değişiyor. Asgari ücreti de bari 4 kez düzenleyelim diye düşünüyorlar.
Asgari ücretin belli rakamı aşması halinde orta ölçekli
şirketlere ağır yükler gelecek. Bu nedenle asgari ücretin vergi dışında
tutulması lazım."
Zincir market tartışmaları
Son dönemde gündemden düşmeyen zincir market konusuna da
değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Temel Bey'in güzel bir tanımlaması oldu. 'Ülkenin 3
harfli sorunu aslında iktidar' demişti. Devlet yönetiminde bir acziyet olduğu
için bir suçlu bulmaları lazım. Eskiden hep CHP suçlu derlerdi. Artık onu da
diyemiyorlar. Bir açıklama yapıyor yetkili kişi domatesi tarladan sıfır
maliyetle alsam, bu domates tezgahta 7 lirayı buluyor. Bunu iktidarın iyi
değerlendirmesi lazım, nereden kaynaklanıyor bu artış şeklinde. Fideye zam,
vergiye zam, akaryakıta zam, köprüye zam... Bunlar maliyetleri artırıyor.
Devletin kurumları planlama yaparak bunların önüne geçmek için çalışacağına
polisiye önlemler alıyorlar.
Madem bu zincir marketler fiyatları yükseltiyor buna Rekabet
Kurumu'nun bakması gerekir. Eğer fiyatlar artıyorsa ceza kesersiniz. Buna kimse
itiraz etmez. Siz bunları yapmıyorsunuz 3 firma var özellikle bir firmaya
saldırıyorsunuz. Bunlar doğru değil. Belediye zabıta memuruna git ceza ver diye
talimat veriyorlar."
Enflasyonun baz etkisi ile düşmesi
Artışa devam eden enflasyona ilişkin ise CHP lideri, şu
ifadeleri kullandı:
"1Hayatın gerçeği şu, ben bir tüketici olarak markete
gittiğimde domatesin fiyatı düşmediyse enflasyon düşmemiş demektir. İşin özeti
vatandaş markete manava gittiğinde fiyatların düşüp düşmediğidir. O düşme fiyat
artış hızının yavaşlaması anlamına geliyor. Enflasyonda artış sürüyor. Üretici
fiyat endeksiyle tüketici fiyat endeksi arasında uçurum var. Üretici maliyeti
çok yüksek yüzde yüzün üzerinde. Sonuçta üreten kişi üzerine kar ekleyip bunu
yansıtmak zorunda. Fiyatlar mecburen yükselecek. Hayatın gerçeğini, fiyatın
düşmediğini markette pazarda göreceksiniz.
Fiyat İstikrar Komitesi kurdular. Ne oldu? Hiçbir fiyatın
düştüğünü gördünüz mü? Peynir fiyatı ilk kez et fiyatını geçti. Şunu kabul
edelim; Türkiye öngörülebilir bir anlayışla yönetilmiyor. Günübirlik kararlar
alınıyor.
Merkez Bankası'nın görevi enflasyonu önlemek ama yasalara
uymuyor. Faizi düşürdük diyorlar yüzde 9'la kimse faizle kredi alabiliyor mu?
İlk kez ödenen faizler borcu aştı. Borç yüz liraysa faizi 110 lira oldu. Böyle
garip bir tabloyla karşı karşıyayız."
Arap ülkelerinden alınan borçlar
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Şu olur mu? Bir ülkenin tepe yöneticisi ülke ülke
dolaşıp para dileniyor. Bize dolar, euro, riyal verebilir misiniz diye. Böyle
ülke yönetilebilir mi? Bunu önlemek için devlette liyakat olması lazım. Biz
altı lider olarak bunu önleyeceğiz."
Başörtüsü meselesi
Başörtüsü meselesine ilişkin de görüşlerini paylaşan
Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
"Önce hazırladıkları teklifi görmemiz lazım. İçinde
başka maddeler var mı yok mu bunlara bakacağız. Kadının kılık kıyafetiyle
siyaset uğraşmamalı. Biz siyasetin istismar etmemesi için kanun teklifi verdik.
Onlar anayasa teklifi verelim dediler. Getirdikleri anayasa teklifini
göreceğiz. Önce kendi içimizde gelen teklife bakacağız. İlla karşı çıkalım
şeklinde hareket etmiyoruz. Biz sorunu Türkiye'nin gündeminden çıkarmak
istiyoruz. Türkiye'nin gündemi bu olmamalı. Ülkeyi nasıl büyütmeliyiz ülkenin
gündemi bu olmalı. O yapay sorundan Türkiye'yi çıkarmak istiyoruz. Eğer bizim
dediğimizi yapıyorlarsa memnun oluruz.
Erdoğan bizim teklifimizin üzerine anayasa çıkışıyla
gelerek, yine başörtüsünü istismar etme yolunu seçti. Vay sen nasıl
başörtülülerin kılık kıyafetiyle uğraşmıyorsun diyor. Niye itiraz etmiyorsun
diyor. Bizim amacımız bu alanı tümüyle siyasetin dışına çıkarmak. Ben eminim ki
bu teklifin içinde bir değil birkaç madde olacak. Erdoğan ben nasıl bunu
siyasete malzeme yaparım diye düşünüyordur. Orban'ın Macaristan'da yaptığını
Türkiye'de yapmak istiyor. Kaç madde geleceğini bilmiyoruz. Geldikten sonra ona
göre karar vereceğiz. Bizim yasal önerimize ters düşmüyorsa altına imza atarız.
Referanduma götüremezler. Başörtüsüne itiraz eden yok ki..."
Altılı Masa'da işler nasıl gidiyor?
"Var olan sistemin değişmesini istiyoruz. Bunun içinde
anayasa değişikliği gerekiyor. Bizi bir araya getiren temel etmen, varolan
sistemin değişmesi. İlk çalışmayı bu sistemi nasıl değiştiririz üzerine yaptık.
Güçlendirilmiş parlamenter sistemin esaslarını belirledik. Bu esasların ileride
bir tartışmaya zemin açmaması için kanun maddelerini yazdık.
Demek ki hükümet olurken uzun sürecek tartışmaları daha
hükümet kurmadan tartıştık ve önemli mesafe aldık. Şimdi sıra hükümet
programına geldi. 72 maddeden oluşan yapacaklarımıza dair program hazırlıyoruz.
İktidara geldiğimizde ne yapacağımız o gün belli olacak. Hazırlıklarımız büyük
ölçüde tamam. Bir sonraki toplantıda bunun yüzde 95'i bitmiş olabilir.
6 ay içinde topluma nefes aldıracağız. 1 yıl içerisinde
ekonomide toparlama dönemi başlayacak. Hem bizim hem de yabancı işverenlerin
Türkiye'de yatırım yapacağına inanıyoruz. Çünkü önlerini görmüş olacaklar.
Aldığımız ekonomik kararların ne kadar doğru olduğunu ifade edeceğiz.
Ekonomiyle ilgili çalışmalar altılı masanın bu toplantısında bitmeyebilir. Ama
bir sonraki toplantıda kesin biter. Artık 15 günde bir toplanacağız. Çünkü
seçim geliyor.
Benim şahsi kanaatim ekonomiye ilişkin 1,5 yıl içinde pek
çok sorun çözülür. Vatandaş ve işveren yapılan işleri görür ve bir güven
oluşur. AB'nin demokratik standartlarını ülkemize getirmek istiyoruz. O haklara
bizim halkımız da sahip olsun. Bu konuda da görüş birliğimiz var. Bu koşullar
oluştuğu takdirde ülkeye ciddi yatırımlar gelecek. İngiltere'de de iş
insanlarıyla bunu görüştüm."
'Adayı şu an açıklamak büyük hata olur'
Altılı Masa'nın cumhurbaşkanı adayına ilişkin açıklama yapan
CHP lideri, şu ifadeleri kullandı:
"Diyelim ki aday belli oldu. Daha hükümet programı
üzerinde anlaşmamışız. Bir parti lideri ayrı açıklama yapacak, aday ayrı
açıklama yapacak. Vatandaş demez mi ki, bunlar daha aralarında anlaşmamış. Önce
biz kendi programımızı oluşturacağız. Hepimiz aynı şeyi söylemeliyiz ki söylem
birliği oluşsun. Bunları oluşturmadan aday belirlemek asla asla doğru olmaz. Bu
çok tehlikeli bir şey, neyi nasıl yapacağımız konusunda anlaşmalıyız.
Ayrıca sorun aday meselesi değil. Sorun sistemde. Devletin
kurumlarını sağlıklı olarak oluşturursanız o zaman Ali gelir yönetir Veli gelir
yönetir. Bizim ikinci yüzyıla çağrı programında söylediğimiz neydi? Ülkenin
sürekli bir kurtarıcı beklemek durumundan kurtarılması. Bu devlet dediğiniz
kurumun sağlıklı işleyişini sağlamamız lazım. Artık devletin kurumları sıcak
siyasete alet olmamalı. Belçika'da iki yıl hükümet kurulamadı ama kimse devlet
nerede demedi. Önemli olan sistemi oturtmak. Artık Türkiye bir daha bu tür
krizlere girmesin. Bu ülkenin o kadar nitelikli insanları var ki... Merkez
Bankası'nın başına getireceğiniz kişi hem para hem ekonomi politikasını
izleyecek. Plan yapacaksınız o planlar bir saat gibi çalışacak. Vatandaş
kolundaki akrep ve yelkovanı görür. Akrep ve yelkovanın arasında bir mekanizma
var, sürekli dönen çarklar var. İşte o çarklar devlettir. O çarkların birisi
Merkez Bankası'dır, birisi planlamadır, birisi Hazine'dir, birisi Dışişleri
Bakanlığı'dır. Bunların tamamımın aynı hedefe kilitlenmesi ve aynı politikayı
değişik yerlerde yapmaları gerekiyor. Bunu yapacak olan bürokrasidir. Talimatı
verecek olan da siyaset kurumudur. O mekanizmalar bozuldu, akreple yelkovanda doğrusu
göstermiyor. Biz hem mekanizmayı düzeltmek istiyoruz hem de akreple yelkovan
doğruyu göstersin istiyoruz. Devlet partilerin sıcak siyasetine alet olmamalı.
Türkiye yeni bir ufka açılmak zorunda."
Cumhurbaşkanı adayı nasıl olmalı?
"Cumhurbaşkanı adayı elbette önemli. Devletin nasıl
yönetilmesi gerektiğini bilmesi lazım. Krizi çözecek anahtar cumhurbaşkanıdır.
Cumhurbaşkanı akil bir insan olmak zorundadır. Ön yargısız olmak zorundadır.
Toplumu kucaklayıcı olmalıdır. Cumhurbaşkanı adayını belirleyecek olan altılı
masadır, biz de o karara uyacağız.
Topluma biraz umut vermemiz lazım. Toplumda bir beklenti
var. O beklentiyi güçlendirmemiz lazım. Gençler geleceklerini yurt dışında
arıyor onlara iyi bir gelecek vaat etmek lazım. Bunu sadece ben yapmıyorum
diğer liderler de yapıyor. Altı liderin temel hedefi daha güzel bir Türkiye
inşa etmek. Her birimizin belki dünyaya bakışı farklı. Ama demokrasi konusunda
bir araya gelebildik. Bu birlikteliği büyütmemiz lazım.
Olay cumhurbaşkanından çok bir sistem olayı. Seçimden sonra
seçilecek cumhurbaşkanının altılı masayı da götürmesi lazım. Cumhurbaşkanı
adayını belirledikten sonra liderlerle uyum gibi bir sorun çıkarsa bu felakete
yol açar. Hepimiz de bunun farkındayız. Cumhurbaşkanı adayı Altılı Masa'daki
liderlerden biri olabilir. Seçimden sonraki süreç çok daha önemli.
Artık eski kalıpları kırıp yeni dünyaya bakmak zorundayız.
Alt gelir gruplarından üst gelir gruplarına olağanüstü bir kaynak transferi
var. Bu alt gelir gruplarının perişan olmasına neden oluyor. İşçi, emekli,
memur emeğinin karşılığını alamıyor. Yukarıdaki dar bir grup milyarları alıyor.
Bu tablonun değişmesi lazım. Bu tablo değiştiği zaman farklı bir Türkiye ortaya
çıkacak."
Kılıçdaroğlu, Altılı Masa'nın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için
anket yapacağı iddialarına yanıt veren MHP lideri Devlet Bahçeli'nin,
"Ankette kim çıkarsa ona karar verelim, siz de katılır mısınız dediler.
Ben henüz cevap vermedim. Eğer birisi ankette bana gelirse, siz bu ankette
kimse evet dersiniz derse, tercihim sınıf arkadaşımdan yana olur"
açıklamasına ilişkin olarak, "Gazeteciler sordu herhangi bir yorum
yapmadım, bugün için de bir yorum yapmayı doğru bulmam. Sınıf arkadaşıyım
zaten, aynı okulda okuduk aynı dönemde mezun olduk. O dönem görüşmemiz olmadı,
özel bir yakınlığımız olmadı. Derslerine devam eden çok iyi çalışan bir
öğrenciydim. Sınıfın çalışkan öğrencilerinden biriydim, Devlet Bey de bunu
görmüş olacak" dedi.