Prof.Dr. Naci Görür, programda yaptığı konuşmada,
Alp-Himalaya dağ kuşağında yer alan Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu
söyledi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerde 50 binden
fazla insanın hayatını kaybettiğini hatırlatan Görür, "Bugün olmazsa
yarın, herhangi bir gün sabah uyandığımız zaman 7 büyüklüğünde bir depremin
herhangi bir yerde olduğunu ve binlerce insanımızı kaybettiğimizi duyabiliriz,
öğrenebiliriz. Bu bizim için sürpriz olmaz. Şimdi bu bir hakikat"
ifadelerini kullandı.
13 milyon seneden beri devam eden bir doğa olayının
milyonlarca sene daha devam edeceğine dikkati çeken Görür, bu nedenle herkesin
deprem dirençli kentler konusunda istekli olmasının önemli olduğunu anlattı.
"Kentlerimizi deprem dirençli hale dönüştürmeliyiz.
Çünkü depremi durdurmak mümkün değil. Eğer ölmeyeceksek kentleri deprem
dirençli yapacağız. Bu mümkün mü? Mümkün" diyen Görür, deprem öncesi
gerekli önlemlerin alınması durumunda bu kadar can kaybının yaşanmayacağını
ifade etti.
Diyarbakır'ın zemininin genel olarak sağlam olduğunu dile
getiren Görür, şöyle devam etti:
"Bazaltlar var, bunların çeşitleri olabilir ama bir
kısmı gözenekli, kimi yerlerde çatlaklı da olabilir. En genç olanlarını
söylüyorum, yüzeyde akıntı şeklinde gelişmişlerdir. Altlarında da kırmızı
renkli, kırıntılı kumlu zemin bulunur. Dolayısıyla yapacağınız temeller 5-10
metreyi geçmemeli. Büyük çoğunlukla evleriniz bazalt üzerinde olur. Siz
bazaltların üzerinde evinizi yaparsanız, evinizi de sağlam yaparsanız o evler
şununla tek karşılaşabilir, bazaltlarda göreceli olarak su bulunabilir. Deprem
sırasında bu su basıncı yediği zaman dolayısıyla aynı o basıncı iletir,
dolayısıyla temellere zarar verebilir binayı sendeletebilir ama yıkmaz.
Diyarbakır'ın özellikle ova tarafından bahsediyorum, genellikle deprem
dalgalarını sülümlendirir. Yani bazalt kütlesi o tür bir rol de oynar."
Görür, kentleri depremde dirençli hale getirmek için
yapılması gereken çalışmaları hakkında bilgi verdi.