''Sonunda biz cahillerden ve zalimlerden olduk.'' diyen
Dilipak, ''Sonuçta, Allah da cahil ve zalimlere yardım etmiyor işte.
İşlerimizi sarp dağlara sardırıyor ve üstümüze pislik yağdırıyor. Biz hep
başkalarını eleştiriyor, başkalarına söylediklerimiz konusunda kendi nefsimizi
hesaba çekmiyoruz. O Allah ise, biz kendimizi değiştirmeden yardımının bize
ulaşmayacağını söylüyor. Biz ise kendimizi değiştirmek konusunda inatla
direniyoruz. Hani işi ehline verecektik, yalan söylemeyecektik, kamu malına el
uzatmayacaktık, adaletten sapmayacaktık. Ne oldu! Böyle yaparsanız, Allah’ın
gazabı yakın denmedi mi bize, zalimlere yardım eder, onlarla beraber olursanız,
onları yakan ateşin bize de dokunacağı, Allah’ın o zalimleri bizim başımıza
bela edeceği haber verilmedi mi bize." ifadelerini kullandı.
''Para ve makam bizi bozdu'' diyerek özeleştiride bulunan
Dilipak yazısının devamında şu ifadeleri kullandı:
"Halbuki, ne güzel hayallerimiz vardı. Dün dinimiz
uğruna direniyorduk, yardımlaşıyorduk. Para ve makam bizi bozdu. Şöhret bizi
bozdu. Daha doğrusu bunlar bizi bozmadı. Bunlara sahip olunca, içimizde
gizlediğimiz Şeytani sapkınlıklarımız gün yüzüne çıktı. Fuhşiyata dalanlarımız,
kumar oynayanlarımız, heva, heves, oyun ve eğlence peşinde, malayani işlerle
ömür tüketenlerimiz çoğaldı. Kimileri meğer ötekileri kıskanıyormuş. Onların
bazıları mal ve makam için kavga ediyormuş ve bu gayelerine ulaşmak için dini
basamak yapıyormuş.
Bana göre, bugün paramız ve gücümüz aklımızın ve imanımızın
önüne geçti. Gücümüze, servetimize aklımız ve imanımız değil, aklımız ve
imanımıza gücümüz ve servetimiz, güç ve servet sahipleri yön vermeye çalışıyor.
Yani inandığımız gibi yaşamayınca, yaşadığımız gibi inanmaya başlıyoruz ve asıl
felaketin sebebi de bu. Biz Allah’ın ipini bırakınca, O da bizim ipimizi
bırakıyor. Şunu unutmayalım: Tek gerçek var imtihan oluyoruz. Ve biz kendimizi
değiştirmeden de Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek. Yani asıl
değişmesi gereken biziz biz!"