Baraj çevresinde inceleme yapan Muğla Sıtkı Koçman
Üniversitesi Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ceyhun Özçelik,
"Ekim ayında başlayacak '2022 Su Yılı'nın ilk aylarında, yağış miktarının
düşük kalması beklenebilir. Kış aylarında yağışlarla birlikte rezervlerde bir
artış olacak. Ancak kuraklığın gelecek yıllarda da devam edebileceği
düşünülerek gerekli önlemler alınmalıdır. Bölgeye düşen yağış miktarı aylık
olarak izlenmeli. Kuraklık eylem planları oluşturularak gözlenen yağışlar
doğrultusunda sürekli olarak revize edilmeli ve geleceğe yönelik projeksiyonlar
oluşturulmalıdır" dedi.
"BÜYÜK MENDERES
İLE GEDİZ NEHRİ BEYŞEHİR, AKŞEHİR, EĞİRDİR VE MARMARA GÖLÜ"
Doç. Dr. Özçelik, küresel iklim değişikliğinin etkilerine
bağlı olarak, ülke genelinde '2021 Su Yılı' (Yer altı suyunun minimum kabul
edildiği an) itibariyle yüzde 20 oranında yağış eksikliğinin söz konusu
olduğunu belirterek "Yağış eksikliğinden kaynaklı olarak öncelikle karasal
su kaynaklarında sonrasında tarımsal ürün rekoltesinde negatif etkiler
görüyoruz. Ege Bölgesi bu etkilerin en fazla gözlendiği yerlerin başında yer
alıyor. Özelikle İç ve Güney Ege'de kuraklık etkileri ciddi oranda kendini
gösteriyor. Büyük Menderes ile Gediz Nehri başta olmak üzere Beyşehir, Akşehir,
Eğirdir ve Göl Marmara'da su miktarlarında önemli azalmalar söz konusu. Diğer
taraftan içme ve kullanma suyu ihtiyacımızın önemli bir kısmını karşılayan
baraj, rezervuar, gölet gibi yapay biriktirme yapılarımızda da rezervlerimizin
azaldığını görüyoruz" diye konuştu.
'KURAKLIĞA RAĞMEN
TAŞKIN DA OLABİLİR'
Kuraklığa rağmen taşkın olabileceği konusunda uyarıda bulunan
Özçelik, şunları söyledi:
"Hidrolojik döngü gereği yağış eksikliği kendisini kısa
süreli şiddetli yağışlar ile dengeleme arayışı içerisinde olacaktır. Alt yapısı
zaten sorunlu olan Bodrum'da kısa süreli şiddetli yağışların, taşkınlara
dönüşme potansiyeli oldukça yüksektir. Kuraklık ve su kaynakları yönetimi etkin
bir biçimde sürdürülürken, binlerce kez patlayarak milyonlarca metreküp su
kaybına yol açan iletim hattı ile ilgili sorunlar derhal çözüme
kavuşturulmalıdır. Bodrum'un alt yapı sorunları çözülememesi durumunda küresel
iklim değişikliğinin etkileriyle şiddetlenen su kaynaklı afetler, can ve mal
kaybına yol açabilir. Bu gibi sorunlarda Bodrum'un marka değerine de büyük
zarar verir."
Yeniçağ