Vahdet Nedir? Kiminle ve Hangi Eksende Vahdet? Paneli

GİRİŞ: 18.11.2019 00:40      GÜNCELLEME: 18.11.2019 00:40

Rasthaber -  Toplumsal Araştırma ve Yardımlaşma Derneği (TAYDER)’nin aylık olarak düzenlediği panellerin onyedincisi "Vahdet Nedir? Kiminle ve Hangi Eksende Vahdet" başlığı altında düzenlenen paneli moderatör İbrahim Demir’in açılış konuşması ile başladı.

Panel konuşmacılarından İlk olarak Tayyibe Türen konuşmasında; Ali İmran 103'te topluca Allahın ipine sarılın buyrulmuştur. Buradaki ipten kastın Allah'a doğru çıkmak anlamına gelir ve Ehlibeyt ipidir. Peygamber ashabıyla içeride oturduğunda bir açıklama geldi. Kendisine Allah'ın ipi hangisidir diye soran adamı Hz. Ali'yi getirip buna sarıl buyurdu. Adam da kabul edince onun cennetlik olduğunu bildirmiştir. 

"Necm Suresi'nde O Vahiyden başka söylemez buyrulmuştur. "

İnsan Toplumsal bir varlıktır. İnsanlar hacda hep bir arada vahdet içinde yaşamayı temsil eder. 

Vahdet uyum içinde farklılıkları değiştirmeden yaşamaktır. bu gün ümmet kardeşliği en önemli ihtiyacımızdır. Vahdet haftasında ve sonrasında bu konuların ve vahdeti teşvik edici konuşmaların yapılması gerekir. Vahdet bizim Peygamberimize ve diğer Müslüman kardeşlerimize karşı görevimizdir. Camilerde sokaklarda evlerde her yerde problemleri halleden bir eğilimle bu konuyu yayalım. Şii Sünni demeden kardeş olarak yaşayalım. İnsanlar bu örnekleri gördükçe uyanacaklardır. Ümmet birliği ve adalet söylemleriyle yaklaştıkça yeni ümitle yaşanacak sorunların çözülmeyecek türden olmadığı görülecektir. 

Bu güzel kardeşliği bir daha hiç kaybetmeyelim. Muhammed 7. ayette Ey İman edenler eğer siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder.. buyurmaktadır.

Tayyibe Türen konuşmasının devamında "basın doğru yazmalı insanlar emperyalistlerin karşısında birlik olmalı. Haritaları sınırları talan etmeye çalışan düşmana kendi öz İslam kültürümüzle karşı koymalıyız. Bunu Ümmeti Muhammed için yapmalıyız. Hak yolda İslami Vahdet ile çaresiz insanların yardımına koşalım.

Saf suresinde Allah kendi yolunda kenetlenmiş duvar gibi savaşanları sever buyurmaktadır. Müslüman kardeşler gerektiğinde öfkesini yenebilmeli, eşkıyalara tekfircilere fırsat vermemelidir. 

İmam Bakır a.s vahdet en önemli farzdır, diğer farzlar bunun uygulanmasına bağlıdır buyurmuştur. 

Vahdet birbirimizi koruyup kollamak, farklılıklar için İslamı düşmana teslim etmemektir. 

Güzel günlerin geleceğini ümit ediyoruz.

Daha sonra panel konuşmacılarından Saadet Kandemir, sonradan Şii olmuş biri olarak Sünniler ile farklılıkları hep dikkatimi çekmiştir. Validehan Camii benim bu vahdete önem verme ve mümkün oluşları bakımından güzel bir örnek. Bu camide Yahudi aile gördüm. İranlı Hristiyan ermeni bir kadın da gördüm. Bizimle beraber Aşura gününde sine vurup göz yaşı döküyordu. Bu kişiler İslam devrimini sevmiyorlardı ama yine de İmam Hamenei'nin verdiği imkanla yaşıyorlardı. 

Böylesi vahdet örneklerini ve dışlayıcı örnekleri Sünni camilerinde görmüyordum. Oysa bu tür işler olmamalı. Sonradan camiye abdestsiz girilmez gibi gelenekler Müslümanları vahdet simgesi olan camiden uzaklaştırmak içinmiş. Açıklamasında bulundu,

Üçüncü konuşmacı ise Alevi Dedesi Sayın Deniz Düzgün Doğan oldu.

Doğan, günün önemi ve anlamı bağlamında İmam Caferi Sadık ve Peygamberimizin mübarek doğumlarını tebrik ederek başladıkları konuşmalarını ayetle devam ettirdi. 

Allah'ın Peygamber ve kitap göndermesi, her şeye taparak parça parça olan insanları birleştirmek istedi. İçinizdekileri sapkın bağnaz düşünceleri temizledi. Size kitabı ve hikmeti öğretti. Kuran ve Peygamber gönderdi. İnsanların hak yolda toplanmalarını sağladı. Müslümanlar diyor emrediyor va'tesimi dediğinde bir emir var. Vahdet ilahi bir vazifedir ayetten çıkan ilk sonuç budur. Ali İmran 103'te Biz desek ki ipler nedir neyin etrafında toplanmalıyız. Allah diyor ki bi hablillah. Cuma suresi 2. ayette peygamber ve kitap gönderdi. Bununla da yetinmedi bu kuranı öğretme ve sapıklıktan kurtarma karşılığında hiç bir ücret isteme sadece Ehlibeytin'e tabi olsunlar. 

2. ilahi vazifemiz de ayrılmak. Tefrika çıkarmaya kimsenin hakkı yok. Birbirimize bağlanacak yolların dışında bulunma imkanımız yok mana yok.Vahdet kelime-i tevhid'den gelir. 

Bu gün bu coğrafya üzerinde Alevi'si Sünni'si Şii'siyle hakları vardır. Bizler bunların üzerinde konuşmamalıyız. Birbirimize ekşi ekşi bakarak, birbirimizin ibadetini beğenmeyerek bir yere varamayız. Bizlerin vahdet yapması için Nehcül Belağa'da İmam Ali as. buyurur ki:

Bütün Müslümanlar olarak mezhep ayrımı yapmadan bununla amel ederlerse vahdet çok rahat olacaktır.

Ey oğlum nefsini kendinle başkalarıyla tartı haline getir. Başkasının ibadethanesine girersem abdestim bozulur mu diye düşünmek, vahdete ne kadar uzak olduğunun işaretidir. Kendin için sevdiğini başkası için de sev. Zulme uğramayı sevmediğin gibi kimseye zulmetme. 

Biri geldi savaşta korkudan la ilahe illallah dedi. İmam dedi bırakın gitsin. Ya Ali korkudan dedi dediler. Dedi biliyorum. Ama kalbi Allah'a kalmıştır. 

Bildiğin az bile olsa bilmediğini söyleme. İmam Sadık (a.s)'da "cahil sussa insanlar ihtilafa düşmez" buyurmuştur.

Bu gün birbirimizi bilmediğimiz halde konuşuyoruz. Mum söndüyü iftira atmadılar mı bize yılarca? Biz de dönsek asıl siz yapıyormuşsunuz, desek böyle vahdet olur mu? Kendini beğenmek aklın afetidir. Mal biriktirenlerden olma Rabbine gittiğin zaman huşu içinde ol...açıklamasında bulundu.

Diğer bir panel konuşmacısı Gazeteci/Yazar İslam Özkan konuşmasında; 

Vahdetin tarihçesine baktığımızda, bu ihtiyacın emperyalistlerin İslam coğrafyasını işgalinden sonra ortaya çıktığını görüyoruz. Fransızların Cezayir'i işgallerinde, sömürge anlayışı onları tamamen yok eden onları Fransızlaştırmaya çalıştıkları bir anlayış. İngilizler ise daha çok sömürge bakımından işgal ediyorlar. 

Böyle bir anda Osmanlı ile İran'ın birbirine yakınlaşmaya başladığın görüyoruz. Bu anda mutlak monarşiden meşrutiyete geçiş için yetki sınırlamasına gidiliyor her iki tarihte de. Cemalettin Afgani burada, çok önemli olduğunu görüyoruz. Afgani ,"Şii mi Sünni mi tartışması var ama önemli değil"diyor.

Şeriati ise Muhammedi Sünnilikle, Ali Şiiliği tabiriyle bu farklılığın çok olmadığını da görebiliyor. Bir insan aynı anda Şii Sünni de olabilir. Kısmen Şii kısmen Sünni fetvalarla da yaşayabilir ve bu da vahdete güzel bir örnektir.

Ben Abdulhamit'e karşıyım. Ama Abdülhamit'in Şii Sünni vahdeti konusunda yaptıkları olumludur. Bir çok Ehlibeyt imamının türbelerini yapıyor. Ben Şia'nın da padişahıyım Sünnilerin de diyor. Mezhepler arası değil kabilesel çatışmalarda bile imparatorluk gereği tarafsız olmak zorundasınız. Eğer taraf olursanız yeni fitne ve kaosların tarafı fitili olursunuz.

Osmanlı da tarafsızlığın meyvelerini görmüştür. Örneğin Kutul Amare'de İngilizlere karşı bir zafer kazanılmıştır. Irak Şii ulema Osmanlı ulemasının cihad fetvasını onaylaması vahdetin ne derece önemli ve başarı getirdiğini görürsünüz. Afgani'nin örgütlediği İran ulemasının vahdet içinde verdiği tütün fetvasını vahdetin gücünü göstermektedir. 

5 sene boyunca Ahteri gazetesi yayınlanıyor, Şii Sünnü ulema birlikte yazıyorlar. 18. YY'a ait bu gazeteler Atatürk kütüphanesinde duruyor bunların ortaya çıkartılması lazım. Bu bilgiler Şia Sünni yakınlaşması kitabında var. Şia'nın 5. mezhep olarak tanımlanmasına ders kitaplarından Şia'ya söven tüm ifadeleri kaldırtıyor 2. Abdülhamit.

Darut takrip, ve Mısır'daki yakınlaştırma kurumları çalışmalar yapıyor. Devrimden sonra İran'da buna çok daha önem verildi. Türkiye'de bunlar  o kadar tanınmıyor ama çok önemli. Mesela ortak raviler  derleniyor. Seyyid Kutubun ,Nevvab Safeviyle çekilmiş resmi var.Bu tür yayınların Türkiye'de de duyurulması lazım.Dedi.

Daha sonra Mehdilik Doktrini kitabının da yazarı olan Şeyh Sabahattin Türkyılmaz; öncelikle Resul ve Pak Ehlibeytinin 6.sı İmam Sadık'ın veladetlerini beşer alimine özellikle size hayırlı olmanızı dilerim diye başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü.

Vahdet konusu öyle bir konu ki toplumda en çok su istifade edilen bir konudur. Vahdetin yeniden analiz edilmesi ve düşünülmesi gerekiyor. 

Vahdet nedir? Neden ihtiyaç duyuluyor? Kur'an da bir ayette: İnsanlar bir ümmetti. Ümmeten vahide. Öyleyse insanların vahdeti vardı. İnsanların birliği beraberliği vardı. Biz Kuran'a müracaat ederek bunu iyi analiz etmemiz gerek.

Kuran da vahdet kelimesi kullanılmamıştır. Vahdet ayetleri vardır. Ama Kuran beyanında ruhunda ayrı bir açıklama ve beyan tarzı var.

Önce vahdetin ne olduğunu açıklayalım ki vahdetin neler yapılması gerekiyor nasıl sağlanması gerekiyor alanları ne, bu sunumu yapmak istiyorum.

Vahdet kiminle ve hangi eksende?

Resul: usi kum bi kelimeteyn. kelimtut tevhid ve kelimei tevhid. Bu çok güzel açıklıyor. Başka yerden alıntıya gerek yok o derece yani. Hz. Nuh a.s zamanına kadar vahdet bile söz konusu değildi çünkü insanlar o döneme kadar birlikte yaşıyorlar hiç bir şekilde tefrika yoktu. Vahdete çağrı bile yoktu. İnsanlar vahdet içindeydi. Hz. Nuh'a kadar Allah diyor ki insanlar tek ümmetti. Ne oldu da insanların vahdetleri dağıldı. İnsanların ihtilafa düşme sebepleri, insanların sistemleri ortaya çıktı. Güçlü teşkilatlar kabilecilik para gücü kavmiyet iktidar sömürü güçleri ortaya çıktı. Bunlar ortaya çıkınca da insanlar arasında çıkar ihtilafları ortaya çıktı.

Dikkat ederseniz bütün peygamberlerin mücadeleleri sistemlerle olmuştur. Günümüzde emperyalizm diyoruz. O sistemler idare eden yönetim sistemleri idi. İhtilaf tefrikaya dönüştü, o da savaşlara katliamlara dönüştü.

Vahdet tefrika ve ihtilafın yok edilmesidir.

Vahdet somut bir şey değil. Yani siz bana vahdeti elle tutulur bir şey olarak gösteremezsiniz. İnsanın fıtratındaki beraber olma duygusudur fıtri bir durumdur. Odak noktasında vahdet bulunur. Vahdetin ekseninde adalet de vardır. Vahdetin ruhunda tevhid var. Sizi kelimeye davet ediyorum. Yani tevhid kelimesine, yani düşünceleriniz inancınız tevhid olsun. Toplumsal hayatınız hayatınızın tamamı tevhid olsun. Eğer düşüncenizde tevhid olur bunu dile getirirken de tevhid yani düşünce ve ifade birliğiniz olursa işte bu vahdettir. Öyleyse tevhid merkezli olmazsa hiçbir vahdet kutsal ve vahyi değildir. 

Kuran-ı Kerim'de insanlar tek ümmetti, Hz Nuh'tan sonra insanların fıtratları değişti. Peygamberler işte öze dönüşe çağırdı. O tevhidi inanca. Vahdeti algılarken iyi öğrenmemiz lazım. Kur'an öze dönüşe davet ediyor.

Asıl anlamamız gereken, tevhide Kuran davet ederken Kuran'ın tamamını göz önünde bulunduracaksınız bir ayeti değil. 

İhtilaf tefrika ve vahdet kelimeleri açıklanmalı.

Makul ihtilaf vardır gayri makul vardır. İnsanların farklı düşünce mezhep teşkilatta olabilirler. Farklı inanca ve siyasi düşünceye sahip olabilirler. Ama bu ayrılığa tefrikaya kavgaya neden olmazsa bu ihtilaf tekamüle hizmet eder. Ama bu savaşa ve kavgaya neden olursa bu gayri olumludur.

Sabahattin Türkyılmaz konuşmasının devamında; kendilerine delil beyyine geldikten sonra insanların ihtilafa düşmeleri yasaktır. Beyyineden önce sorun değil. Beyyineden sonrası tefrika ve kavgaya neden olur. Vahdetin zıttı ihtilaf ikincisi tefrikadır. 

ihtilafın ötekileştirmeye niza ve kavgaya dönüşmesi tefrikadır. Bu iki kelimeden hareketle Kuran'ın vahdete davet eden tüm ayetler ihtilafı ve tefrikayı yasaklıyor. Kuran'ın ruhunda vahdetin beyanı açıklanırken, ihtilafı ve tefrikayı yok edin diyor. 

Kuran vahdetin sağlanmasını teorik olarak değil ameli olarak nasıl yapılmasını 4 kelimeyle ifade ediyor. Biri va'tasimu, i'tisan sarılmak, sadece elle tutmak değil onunla bir olmak onunla bütünleşmektir. 

Bu ayet, bir camiye gidersiniz 100 kişi var her biri teker teker namaz kılıyor. Ama bunlar cemaat namazı değil. Önde bir imam olur onun arkasında saf bağlarlarsa buna cemaat namazı derler. Allah'ın ipine sarılın demek herkesin tek tek sarılması demek değil. Cemian birlikte sarılacaksınız. Öndersiz vahdetsiz olmaz. 

Taavenu yardımlaşmak,ıslah etmek,ümmetin vahide,Ümmetun vasatun.

Bunlar vahdetin pratiğini beyan ediyor. 

Vahdetin unsurlarını açıklayarak bize vahdetin Kuran'ın ruhuna göre tevhid eksenli nasıl yapacağımızı bildiriyor.

Kuran'ın tefrikayı yok etme stratejisi. Bu islam aleminin en önemli konusudur. Vahdet sosyo politik bir konu, tefrika sosyo politik bir sorundur. Kuran bunlar beyan ediyor. Bir düşman vardır bir düşmanlık vardır. Düşmana karşı tavrın başka düşmanlığa karşı farklı.

Fussilet 34-35, kötülüğü iyilikle yok et. Bir bakarsın ki düşmanın olan kimseyle dost olursun. Birbirinizi yok etmeyin. Aradaki tefrikayı yok etmek vahdeti sağlamak, ama karşıdakini yok etmek vahdet demek değildir.

Vahdeti engelleyen faktörler

Tefrika fitne niza ihtilaf. Bizim bunları yok etmemiz lazım.

Vahdet Kuran'ın beyanına göre 3 alandadır. 

1- Müslümanlar

2 Tevhide inananlar

3- Beşerin arasında vahdet

Tüm vahdet toplantılarında Şia Sünni vahdeti konuşulur. Bunu genişletmemiz lazım. Biz Sünni Şia vahdetinden önce  vahdet yapmamız gereken o kadar alanlar var ki, kendi içimizde..

1. İnsanın özünde kendi aklı ile kalbi arasında vahdeti.

İç vahdetini sağlayamayan dışarda biriyle vahdet yapamaz. Ziyarette, hacda bile kavga çıkar en yakın arkadaşınızla aranızda kavga çıkar. Vahdeti öyle yapmalıyız ki desinler ki bu adamın sözüyle ameli birdir. 

Siyasi slogan ile düşman saldırısı karşısında vahdet yapıyorsunuz. 

2. İnsan kendi arasında vahdet oluşturması gerekir. Evde çoluk çocuğunuzla vahdetiniz tam mı? Evde sağlayamazsanız dışarıda sağlamaya çalışmanız slogandır.

3- Bir teşkilattasınız. Onun içinde cemaat içinde tefrikayı kaldırılıp vahdet sağlanması gerekir. Şiilerin arasında Kürt Şia ile Türk Şia arasında vahdet yoksa tevhid ve velayet eksenli bir vahdet yok demektir. 

4- Mezhebi vahdet. Velayete inanan insanların arasında sadece kavmiyetten kaynaklı bir vahdet sorunu varsa burada vahdet yoktur. Öyleyse kavmiyetçilik vahdeti kemiren bir durumdur. Mezhepler arası vahdet müştereklerlede vahdet kurmaktır. 

Vahdet inançtan vazgeçmek, mezhepten vazgeçmek demek değildir. 

Ne Sünni ne Şia vahdeti, böyle bir cümle yoktur bu batıldır. İmam Humeyni bunu dememiştir. Vahdeti İslamın ve Kuran'ın düşmanlarına karşı birlik olarak yapacağız. Gidin başka camide namaz kılın bu vahdettir diyorlar. Ben camileri ayırt etmiyorum. Vahdet düşmanlar karşısında birlik olmaktır.Dedi.

Daha Sonra katılımcıların da söz alarak sorduğu sorular panelistler tarafından cevapladı.

Panel, katılımcı Ehl-i Beyt dostlarına verilen ikram ile son buldu.

Panelin ardından ikramın da yapıldığı salonda panel sonrası diyalog ve sohbetler devam devam etti. Panelin video kayıtları en kısa sürede  siz değerli takipçilerimizle paylaşılacaktır.


FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ


YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM