Özetle hepsi çok önemli bu liderlerden yalnızca Kafkaslarla ilgili değil Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra kurulan yeni dünya düzeni ile ilgili çok şey öğrendim.

Bu arada Karabağ’ın tümünü, Nahçıvan’ı, Karabağ-İran sınırını, Aras Nehri’ni gördüm, Hazar denizinin ortasında Azeri petrol platformlarına gittim ve Azerbeycan ile Gürcistan dağları üzerinden Dağıstan’a oradan da Çeçenistan’a girdim.

En az otuz yıldır Kafkasya’yı izlerim ve tarihi ile ilgili çok şey bilirim.

Ama ben hiçbir zaman Kafkas uzmanı olduğumu söylemedim ve söylemem. Ortadoğu uzmanı da değilim. Ben mesleğimin etik kurallarına bağlı ve objektif bir gazeteci olmaya özen gösteren biri olarak sizlere gerçekleri anlatmaya çalışıyorum.

Peki başkaları ne yapıyor?

Çok azı hariç hepsi palavracı ve üç kağıtçı.

Televizyon televizyon dolaşan fiks aynı adamlar her konuda uzman olduklarını kanıtlamanın çabası içindeler.

Eski politikacı, emekli asker, sözde gazeteci, hukukçu, din adamı, akademisyen, sporcu ve daha kimler kimler!

Tam bir şamata!

Hepsi de çok sinirli, bağırıp çağıran, vatan millet numarası ya da Atatürk’le kalkıp Atatürk’le oturan, bir çoğu iki yüzlü, bazıları Fetö artığı ve çoğu iktidarın klasik yalakaları.

Aralarında fark yok.

Hepsi avanta peşinde.

Maşallah her şeyden de anlarlar.

‘Her şeyden anlayanların hiçbir şeyden anlamadığı’ bildik bir tekerlemedir. Ama adamların umurunda değil çünkü her zaman onlara kanan insanları buluyorlar.

İktidarda ya da muhalefette farketmez

Gelelim son Karabağ çatışmalarına.

27 Eylül-10 Kasım 2020’de 44 gün süren savaşta Ankara ve Tel Aviv destekli Azerbaycan ordusu Ermenilerin daha önce işgal ettiği Azeri topraklarının hemen hemen tümünü ve Karabağ’ın da yaklaşık onunu geri aldı. Sağlanan ateşkesi bölgeye yerleşen Rus askeri koruyor. Rusya’nın Azerbaycan ve Kollektif Güvenlik Anlaşması (Rusya, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Belarus) üyesi Ermenistan ile ilgili özel hesapları var. Kafkaslar üzerinden Orta Asya’ya ulaşmak isteyen Ankara bu amacına Azerbaycan, Gürcistan ve barışmak istediği Erivan’la plan yapmayı sürdürüyor. Azerbaycan’la 900 kilometre sınırı olan Tahran ise Bakü’nün İsrail ile işbirliğinden tedirgin oluyor ve kendince önlem alıyor. Türkiye’nin Aras üzerinde inşa ettiği Karakurt barajı, İran’nın batısında yaşayan Türk kökenli Azerilerin (çoğunluğu Şii) etnik kışkırtılması ve Ermenistan’la İran arasında 44 kilometrelik sınırın kapatılma senaryoları işin başka boyutlarıdır.

Demek istediğim Kafkaslar durulmayacak.

Rusya’yı sıkıştırmak isteyen ABD ve Batılı müttefiklerinin Kafkasya tezgahlarının sonu gelmeyecektir.

Karadeniz üzerinden Ukrayna’ya yakın olan Kafkasya tarih boyunca emperyalist ülke ve güçlerin sürekli ilgi alanı olmuş ve hep öyle kalıcaktır.

Bu kaderi değiştirmenin bir tek yolu var o da bölge ülke ve halklarının birlikte kardeşçe, dostça ve barış içinde yaşamayı öğrenmeleridir.

Yoksa bu topraklarda savaşlar sittin sene bitmez.

korkusuz