Az magazin

GİRİŞ: 31.05.2022 08:32      GÜNCELLEME: 31.05.2022 08:32
Rasthaber -  Körfez ülkelerinin etkin olduğu Arap ve İslam coğrafyasında politik gelişmeleri anlamak için az magazine bakmak gerek.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı’nın çekildiği bölgeye İngiliz ve Fransızlar yerleşmişti.

Lübnan ve Suriye, Fransızların payına düşerken; bölgenin geri kalan bölümlerine İngilizler yerleşti.

Suudi Arabistan 1932, Kuveyt 1961 ve BAE, Katar ve Bahreyn ise 1971’de bağımsız olabilmiş ama hepsi Londra’ya daha sonra Londra ile birlikte Washington’a bağlı kaldı ve bugün de öyleler.

1970’de bağımsız olan Umman Sultanlığı dahil, hepsinde Amerikan ve İngiliz üsleri var.

Gelelim magazine.

Sömürgecilik dönemi ve sonrasında  bu ülkeleri yöneten aynı aileler.

Hicaz’da el-Suud, BAE’de el-Nahyan, Kuveyt’te el-Sabah, Bahreyn’de el-Halife, Katar’da el-Sani ve Umman’da el-Said aile ya da aşiretleri.

Önce Hicaz’a ya da 1932’de adı Suudi Arabistan Kırallığı olan ülkeye ve kurucu kralı Abdülaziz el-Suud’a bakalım.

Hazretleri, 38 kadınla evlenmiş ve 36’ı erkek 27’i kız, toplamda 63 çocuğu olmuş.

Onlar da o gün bugün bu ülkeyi yönetiyorlar.

Abdülaziz’in oğlu olarak şimdiki Kral Selman ise altı kadınla yetinmiş ve 13’ü erkek biri kız ondört  çocuğu olmuş. Veliaht olarak ülkeyi fiilen yöneten Kaşıkçı’nın katili Muhammed bin Selman sıralama olarak babasının dördüncü çocuğu.

Gelelim BAE denilen ve aslında 7 emirlikten oluşan ülkeye. Bu ülkenin Kurucu Başkanı Zayid el-Nahyan.

Zayid Hazretleri, 8 kadınla evlenmiş ve 11’i kız, 19’u erkek toplamda 30 çocuğu olmuş. İki hafta önce üvey kardeşinin  ölümünden sonra başkan seçilen Muhammed bin Zayid’in aynı anneden olan kardeşleri ülkede her şeyi kontrol ediyor ve en önemli görevlerin başında onlar bulunuyor.

“Aynı anneden” dedim çünkü Suudi Arabistan’da olduğu gibi BAE ve Körfez’in diğer ülkelerinde “Saray Entrikaları” yaşanıyor ve hepsinde Hürrem benzeri hikayeler anlatılıyor. 

Örneğin Katar’da.

1971’de bağımsız olan ülkenin başında Ahmed el-Sani vardı. Bir yıl sonra amca çocuğu Halife Ahmed’e darbe yaparak iktidarı ele geçirdi. Üç yıl sonra da Halife’nin oğlu Hamed, Haziran 1995’te babasına darbe yaparak kendini ülkenin hakimi ilan etti. Hem bu darbede hem de Hamed’in “sağlık gerekçesiyle” Haziran 2013’te görevini bırakıp yerine oğlu Temim’i emir ilan etmesinde Hamed’in eşi Moza’nin rolü çok büyüktü. Çünkü Hamed’in üç eşi, 13 erkek ve 11 kız çocuğu vardı ve Temim yaş olarak dördüncü sıradaydı yani emir olması için diğer üç kardeşini beklemesi gerekirdi.

Beklemedi çünkü annesi Moza gerekeni yapmıştı!

Gelelim Temim’e. O da üç kadınla evli ama çocukları henüz küçük.

Özetle ‘El’lerle yönetilen bu ülkelerde her şey soyadı “El” olanların kontrolünde.

Siyaset, ordu, istihbarat ve elbette para.

Onun için de yolsuzlukların boyutu ve sınırı yok.

Hepsi doğal gaz ve petrol zengini olduğu için yolsuzluklar yüz milyarlarca dolarla hesaplanıyor.

Bu durum, yolsuzlukların nedeni olan batılı ülkelerin umurunda değil.

Çoğunda atamalarla oluşturulan Şura Meclisleri var ama işe yaramazlar. Çoğunda anayasa var ama göstermelik.

Hiç birinde siyasi parti, sendikalar, meslek ve sivil toplum örgütleri ve bağımsız medya yok ama batılı ülkeler, bu ülkelerle birlikte Suriye’ye demokrasiyi getirecekti!

Tabii ki AKP yönetiminde Türkiye ile birlikte!

Gülebilir ya da sinirden tırnaklarınızı yiyebilirsiniz.

İşe yaramaz ama tercih sizin, çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan bu “El”leri çok seviyor.

Önce söylemediğini bırakmadı ama baktı ki işe yaramıyor hepsiyle kanki olmaya karar verdi.

Onlarla olunca doğal olarak İsrail’le de olmak zorunda.

İsrailliler her gün Filistinli gençleri öldürüyor ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakan Çavuşoğlu’nun dört gün önce ziyaret ettiği İsrail’le stratejik iş birliğinden söz ediyor.

O da yetmeyince Savunma Bakanı Akar bağnaz ve radikal Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya saldırmasından iki gün sonra dün bu ülkeye gitti.

Sırada Muhammed bin Selman’ın Ankara ve Biden’ın Riyad ziyareti var.

Büyük Tiyatro’ya devam.

korkusuz

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM