Çavuşoğlu konuştu bedenler sarsıldı

GİRİŞ: 01.08.2022 08:29      GÜNCELLEME: 01.08.2022 08:29
Rasthaber -  Türk bayrağı ile sarılmayı ve Abidin Dino, Atilla İlhan, Demirtaş Ceyhun, Münir Nurettin Selçuk ve alanında nice güzel eserler bırakmış isimlerin olduğu Aşiyan (Yuva) mezarlığında defnedilmeyi vasiyet etmiş. FETÖ için kullandığı “Fetuş” tabirinin mucidi, bu duruşu sebebiyle baskıların birçok çeşidine maruz kalmıştı. 1999’da Antalya’nın yerel gazetesi ‘Yeni İleri’ gazetesindeki köşe yazısında, ABD’de bulunan FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’e açık bir mektup kaleme alan İlhan İrem, “Sevgili Fetuş; Türkiye Cumhuriyeti'nin, Kemalist devrimlerin sarsılmaz bekçileri olarak, seni bu coğrafyada bekliyoruz. Gel de, içten pazarlıklı hayallerinin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini yakından gör!” mesajı göndermişti. Kendisi ve yazısını yayımlayan gazete sahibi hakkında 1 milyar lira tazminat davası açıldı. O dönem yargıdaki müritleri hâkimler ve savcılar sayesinde kontrolü ele geçirmiş olan FETÖ’nün talebi doğrultusunda 100’er milyon lira tazminat ödemeye mahkûm edildiler. İcra takibi başlattılar. Etnik bölücülüğe, dini-dar bağnazlığa ve mandacılığa karşı çıktı. Mustafa Kemal’in tam bağımsızlık ülküsünü telkin eti. Habis bir el kendisini açlığa ve hastalığa mahkûm etmeye çalıştı. 67 yaşında böbrek yetmezliğinden Dünyevi hayatına veda etti. Müziğin romantik, mistik ve realisttik boyutlarında sanatını icra etmiş rahmetli İlhan İrem’in (Aldatmaz) ruhu rahman ismiyle şad olsun.

TUNÇ YASA: ABD’YE DİRENME MECBURİYETİ

Sevgili okurlarımız, özellikle gazetemiz yazarları Mustafa İlker Yücel’in ‘Tel Rıfat’taki Kara Kediler’, Utku Reyhan’ın ‘Livaneli’nin Abdülhamid’i’ ve Fikret Akfırat’ın ‘İsrail’de Tahran-Ankara Ortaklığı Telaşı’ yazılarını okumanızı öneriyorum. Malumunuzdur; birçok kimse Türkiye ve ABD’nin karşı karşıya gelebileceği ve bu sürecin bir savaşa doğru evirilebileceği ihtimalini dahi kabul etmemektedir. Türkiye’de ABD’nin desteği ve onayı olmadan iktidar olunmayacağını, özellikle Erdoğan hükümetinin ABD tarafından iktidar yapıldığını, ABD’nin elinde Erdoğan ve şürekâsı hakkında birçok dosyasının olduğunu, Erdoğan’ın ABD, İsrail ve Batı ile aldatmaya yönelik danışıklı bir dövüş içinde olduğunu, bu merkezlere karşı samimi bir mücadele yapamayacağını söylüyorlar.

Bu iddiaları yapanların iki argümanı var: ABD halen dünyanın bir süper gücü ve Türkiye iktidarları ve ana muhalefet partileri onun feleğindedir ve rahmeti altındadır. Tarihi gerçekler ABD ile dost ve müttefik olan ve ABD tarafından iktidar yapılan ve korunan birçok ülke liderinin daha sonra ABD ile cepheden mücadele ettiği ve Washington tarafından düşman ilan edildikleri bilinmelidir. Zira bir tunç yasasıdır; değişmeyen tek şey değişimin kendisidir ve mecburiyetler tercihlere galip gelir. Konu hakkındaki gerekçelerimizi 14 Mayıs 2017’de yayımlanan ‘Türk-ABD Savaşı Kaderde Yazılı’ ve ‘Biden; Türkiye Suriye’de ABD İçin Bir Tehdit’ yazılarımızdan yeniden okumanızı öneriyoruz.

ÇAVUŞOĞLU’NUN EYLEM PLANI: ‘REJİMLE BİRLİKTE TEMİZLERİZ’

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu çarşamba günü bir televizyon kanalına gündemin acil konuları hakkında açıklamalarda bulundu. ABD’nin terör örgütlerine verdiği silah desteğini sorguladı. Çavuşoğlu, “ABD silah desteğini devam ettiriyor. Niye bu terör örgütüne bu kadar destek veriyorsunuz. Suriye’yi mi bölmek istiyorsunuz, bize mi karşısınız? Öyle DAEŞ’le mücadele ediyoruz bunları bırakalım. Ta Amerika’dan gelip Irak’ı işgal edeceksiniz benim yanı başımda güvenlik güçlerime, askerime, vatandaşıma ve Suriyeli masumlara saldıran teröristlerle mücadelemize karşı çıkacaksın. Üstelik müttefikiz.” dedi. Ardından sadece ABD’ye çatmakla kalmadı, aynı zamanda Tahran Zirvesi’nde Suriye ve daha birçok konuda birlikte çalışmaya karar verdiği Rusya ve İran’a da nasihatleri vardı:

“Rusya ise onları (YPG’yi) rejime monte etme çabası içinde. Bu da yanlış. PKK ve YPG ikisini de kullanıyor. İran’a gelelim. İran’ın derdi ne? PKK, PEJAK ve YPG’nin birbirinden farkı var mı? Üçü de aynı terör örgütü. Terör örgütünün kolları. Türkiye’de PKK, İran’da PEJAK Suriye’de PYD, YPG PKK. Hepsi aynı şey.” Bu konuşmanın ardından Çavuşoğlu bedenleri sarsan ancak olması gereken eylem planının Tahran Zirvesi’nin formatına uygun bir bölümünü kamuoyu ile paylaştı. “Bu konuda (PKK-YPG) karşı rejimin yapacağı çalışmaya da her türlü desteği veririz. Yani siyasi desteği veririz. Rejimin de kendi topraklarında bir terör örgütünü temizlemesi en doğal hakkıdır. PKK terör örgütüdür. Ama rejimin de bu bizim hakkımız diye ılımlı muhalefeti de terörist olarak görmesi de doğru değil. Bizim Suriye’ye yönelik harekatımızın aynı zamanda siyasi faydası var çünkü Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğü destekleyicidir. Bizim bu tür harekatlarımız özellikle teröristlerin ülkeden temizlenmesi Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğü bakımından da önemlidir.” dedi.

ADIMIN ARKASINI GETİRELİM

Bu açıklamalar ABD, İsrail, PKK/YPG, İhvan hareketi (Müslüman Kardeşler Örgütü), El-Nusra ve hatta Suriye’nin “terör örgütü”, Türkiye’nin “ılımlı muhalefet” dediği çevreler Çavuşoğlu’na şiddetli eleştiriler yaptı. Perşembe bu “ılımlı” çevrelerin dini merci olarak kabul ettiği Suriye İslam Merkezi yayınladığı beyanatta cuma günü bütün camilerden “PKK’dan daha tehlikeli olan Suriye rejimine destek açıklamaları yapan Çavuşoğlu’nu protesto konuşmaları yapmaya ve Türkiye üzerinde baskı oluşturmaya” davet etmiş. Diğer kesimler Çavuşoğlu’nun konuşmasını ilginç bulmuş. Bazı açıklamalarını tashih etmişler. Toplamada denilen şudur: “AKP yönetiminde Ankara’nın dış politikası tümüyle yanlış, çelişkili ve fiyaskodur.” Bu zihniyetin kendisi sorunludur. Toptancı bir yaklaşımdır. Çavuşoğlu’nun açıklamalarında bardağın boş tarafına eleştiri ve tashih getirilirken dolu tarafının önemi ve gerekliliğine dikkat çekmek yapılması gerekendir. Ankara-Şam birlikteliği ve güçbirliği yolunda atılan bu adımı doğru, yerinde ve acilen yürürlüğü konulması gereken adım olarak değerlendiriyoruz. Gerisi teferruattır.

aydınlık

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM