AKP vekillerinin seçim öncesi söylenen yalanların, verilen vaatlerin
atılan itirafların iş başına geldiklerinde unutulmasını inkar edilmesini normal
gördüklerini biliyoruz.
Bunun yanında Binali Yıldırım
kürsülerden şunu itiraf etmişti.
“Seçim kampanyalarında söylenen sorumluluk omuzlarınıza yüklenince
söylemleriniz hiçbir zaman aynı olmaz. Hiçbir ülkede de aynı olmaz. Bu
siyasetin gereğidir. Siyaset ile hakikat hiçbir zaman birbirleri ile örtüşmez”
demişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı
Rex Tillerson ile görüşmesinin ardından Amerikalı bir gazetecinin Erdoğan’ın
Rahip Brunson gerginliğinde ABD’ye hitaben “Bunlar hiç "Osmanlı tokadı yememiş " sözünü sorması üzerine Çavuşoğlu'nun bunun “iç piyasaya” yönelik bir
söylem olduğunu itiraf ettiğini hepimiz
ekranlardan işittik.
Hal böyle iken şunu anlıyoruz ki AKP’li bazı siyasetçiler seçim öncesi her
türlü yalan ve iftirayı rakiplerine atıp “İç piyasa” dedikleri halkı kışkırtıp galayana
getirmeyi ve bunu da oy olarak devşirmeyi mubah görüyorlar.
Bu nazarda birçok iftiralarında olduğu gibi Fetö ve PKK ile ilgili
rakipleri için tüm söyledikleri şeyler yalan ve iftiradan ibarettir. Elbette
kaliteli yalan çok küçük doğru kırıntılarının üzerine inşâ edilirse daha
tutarlı ve faydalı olur.
Şimdi birileri kalkıp Kandil’de saltanat süren terörist başlarına
bir şeyler söyletiyor. CHP ve Kılıçdaroğlu’nu
destekledikleri hakkında.. Terör örgütüne karşı nefret ile bakan her kesimden insan
sorgulamadan buna inanmayı tercih ediyorlar. Neden çünkü buna inanmak kolaydır
bir de devleti yönetenler söylüyorsa. Siz biraz da arada kalmışsanız karar
vermenizde böylesi bir terör örgütü ile ilişkiyi duymak sizi tam da etkileyecek
şeydir. Hele de biraz bunu söyleyenlere sempatiniz varsa. Nefsinize bu hoş geliyorsa, taraftarsanız,
fanatikseniz..
Şimdi ben size Kemal Kılıçdaroğlu “PKK ile mücadelemiz
sonuna kadar sürecek” diyor desem “asla teröristlere taviz vermeyiz” diyor desem
bana inanmaz ve araştırmaya bile gerek duymazsınız.
Ama aynen öyle ve
Kemal Kılıçdaroğlu açık bir şekilde beyan ederek kendisi PKK'ya karşı olduğunu
söylüyor.
PKK’lı teröristlerden nefret etmenize rağmen onlardan birinin
bazılarının ricası ile söyledikleri ve bir amaç uğruna sürekli ekranlarda
döndürülen sözlerine İnanır ama ne benim ne de Kemal Kılıçdaroğlu ‘nun sözüne
inanmazsınız.
Şimdiki ben içinizden birine “şöyle böyle” bir adamdır desem
benim söylediklerim sırf ben bunu söylüyorum diye doğru olur mu? Yoksa araştırmak
mı gerekir? İspat mı ister? Hele ben devletin askerini polisi ögretmenini halkını
öldürmüş biriysem bana hemen inanır mısınız yoksa iftira attığım kişiyi en
azından bir dinler misiniz?
Bunun yanında bu iddiaları en çok dillendiren ve propaganda
malzemesi olarak kullanan kimdir bir bakın. Rahmetli Mahir Kaynak’ın meşhur tespiti
ne kadar doğruydu! Unutuldu mu?
“Bir olayı kimin yaptığını anlamak istiyorsanız en çok kimin
işine yaradığına bakın” derdi..
...ve bakıyoruz
Biz bu iddiaları en çok kullananın Osman Öcalan’ı TRT'ye çıkartıp
konuşturarak Abdullah Öcalan'a mektup yazdırıp o mektubu Kandil'e göndererek
daha önce oy devşirmeye çalışan AKP olduğunu biliyoruz ve onun açılımda PKK’ya verdiği tavizlerden
iyi tanıyoruz. PKK ile derin ilişkileri olduğu aşikardır.
2015 seçimlerinde iki seçim arasında değişen %10 Kürt oyunun
HDP ile yapılan gizli anlaşmalarının sonucu olduğunu iyi biliyoruz. PKK ve
Kandil'deki kişilerin bu tür söylemlerinin talimatla olduğunu CHP kaybetsin
diye bunların konuşturulduğunu çok iyi biliyoruz. PKK'ya tepkinin bu ülkede
yoğun olduğu bir anda ve iktidarın iftira ile CHP'yi bununla suçladığı bu
zamanda bu kadar açık bir şekilde ekranlardan PKK elebaşları bunu söylüyorlarsa
bu kimin işine yarar. Yani siz terör
örgütü lideri olsanız gerçekten siz
Millet ittifakını destekleseniz ve bu konuda bilenmiş ve nefret dolu bir halkın
önünde kamuoyuna açık bir şekilde kalkıp da destek açıklaması yapar mısınız? Yaparsanız aptal ya da siyaset bilmez süzme
bir salak olmanız gerekir. Yoksa tam tersi ona olan desteğinizi gizli mi
yaparsınız?
Buna rağmen bu
yapılıyorsa CHP'nin zarar görmesi için yapıldığı aşikardır. Bunu yaptıran da
bir numaralı rakibi ve kaybedeceğini anlamış taraf olabilir ancak. Apo'ya bir mektup daha yazdırmış göndermiş
olması muhtemeldir. Aksine ancak saflar ve kendilerini kaptırmış hakkı adaleti
görmez koyu taraftarlar inanır.
Kemal Kılıçdaroğlu:
“Terörle mücadeleyi bunların yaptığı gibi yapmayacağız. Söz
veriyorum söz o Kandil denilen terör yuvasını yer ile yeksan etmezsem bana da Kılıçdaroğlu
demesinler” diyor
Bu yüzden;
PKK'nın saldırı düzenlendiği tek lider KEMAL KILICDAROĞLU’dur.
Tarih 25 Ağustos 2016. Şavşat’tan Artvin’e giden CHP
konvoyuna Ardanuç mevkiinde roketli terör saldırısı yapıldı. Saldırı sonucunda
Jandarma Er Fatih Çaybaşı şehit olurken, iki asker de yaralandı. Saldırıyı PKK
üstlendi..
PKK’nın saldırdığı tek lider olan Kılıçdaroğlu'nu kim niye
terör örgütleriyle ilişkilendirmek istiyor? Bu işten kim daha çok kâr sağlar
iyi bir düşünün derim. Daha önce PKK ile organik bağ kuran kimdir? Kandil üzerinde yaptırımı olan kimdir. Daha
önce Kandil ve Öcalanlar üzerinden Kürt halkını etkileyecek girişimlerde bulunan
Mektup yazdıran kimdir? Yassıada ve Kandil’den nabız yoklamadan karar almayan yasa
çıkarmayan kimdir. İyi bir düşünün ve vicdanlı olun derim. Düşmanında olsa dürüst olmak ve iftiradan
Allah’a sığınmak gerekir.
Ama bazıları at
gözlüklerini çıkarmadan bunu anlayamaz.