Tehlikeli oyuncak IŞİD

GİRİŞ: 18.02.2022 18:05      GÜNCELLEME: 18.02.2022 18:05
Rasthaber -  IŞİD yanıbaşımızda ve nedense biz öldürülen örgüt liderinin yerini 'bilmemişiz ya da tespit edememişiz'. El Kureyşi’nin bulunduğu yer MİT için sürpriz miydi

Son dönemde yaptığı saldırılar ve lideri Ebu İbrahim El Haşimi El Kureyşi’nin ABD’nin düzenlediği operasyonda öldürüldüğünün açıklanması IŞİD’i bir kez daha tartışmaların odağına taşıdı. Ortak soru “IŞİD’in bundan sonra tekrar etkili olup olamayacağı” sorusu.

IŞİD’in eski gücünde olmadığı aşikar. El Kureyşi’nin güvenli bölge olarak kendisine Fırat’ın batısında bir yeri seçmesi bu görüşü destekliyor. Fırat’ın doğusunda, başka yerlerde ya da Irak’ta rahat hareket edeceği ya da saklanacağı yerler olsaydı adamlarına daha yakın olmayı tercih ederdi. IŞİD’in daha önce olduğu gibi açıktan cephe savaşına gir(e)mediği de bir gerçek. Buna rağmen IŞİD’in eski gücüne kavuşacağını düşünenlerin sayısı az değil.

Doğru(ya yakın) bir tespitte bulunabilmek için IŞİD denilince akla gelen devletlerin IŞİD ile olan mücadele / ilgilerine, IŞİD’e karşı kırılganlıkları / pozisyonlarına bakmak lazım.

IŞİD zirve yaptığı dönemlerde de istihbarat örgütlerinin dahline / yönlendirmesine açıktı. Bu cümleyi “bazı istihbarat örgütlerinin kontrolündeydi” şeklinde mi kurmak lazım? IŞİD’in bundan sonra ne kadar etkili olabileceği sorusunun cevabı da bu cümle ile düşünülmeli.

IŞİD bazı ülkeler tarafından faydalı bir oyuncak olarak kullanılıyor ve bundan sonra da kullanılabilir.

ABD’nin “IŞİD’e karşı mücadele verdiği” iddiası ne kadar doğru? Birincisi IŞİD şu anda ABD’nin Ortadoğu / Suriye’deki askeri, somut varlığını meşru kılan örgüt. Bu nedenle ABD Ortadoğu / Suriye’de var olmak istediği sürece IŞİD adını duymaya devam edeceğiz. Ortadoğu devletleri arasında görece bir yumuşama havası varken, Çin ve bununla bağlantılı olarak da Ukrayna gibi meselelere yönelmişken ABD’nin tutunacağı başka bir argüman, somut gerekçe var mı? IŞİD bu nedenle ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarlarına faydalı. SDG ile birlikte kontrol ettiği bölgelerde bulunan IŞİD’liler ile ilgili somut bir adım atılmaması, gerektiğinde hem siyasal olarak hem de “pratikte” kullanılmak üzere elinde potansiyel bir güç bulundurduğunu gösteriyor. Zaten geçmişte aynı bölgelerden helikopterler ile Tenef taraflarına militan taşıdığı ve bu militanların Humus kırsalında Suriye ordu konvoyları ve sivil konvoylara saldırı düzenlediği biliniyor. Buna benzer bir kullanım ile gelecekte de karşılaşılabilir.

SDG – ABD bölgesinde yaklaşık 10-12 bin kişilik bir IŞİD varlığından söz ediliyor. Bunların bir kısmı Batı ülkelerinden örgüte katılanlar. Bu gibilerin yargılanmak üzere kendi ülkelerine ya da Suriye otoritelerine teslim edilmesi gerekiyor. Ancak asıl amaç terör ile mücadale ve bölgenin huzur bulması olsaydı bu gibiler ile ilgili hukuki sürecin çoktan başlaması gerekirdi.

Ancak Batı ülkeleri kendilerinin de büyük katkısı ile oluşan kaos / boşluk ortamında doğan IŞİD’e yine kendi medyalarının “halkla ilişkiler çalışmaları sonucunda” katılan vatandaşlarını geri kabul etmeyerek Suriye ve Irak halklarının terör altında inlemelerine katkıda bulunarak iki yüzlülük sergiliyorlar. Bu anlamda IŞİD Batı ülkeleri için de faydalı bir oyuncak.

IŞİD diğerleri için faydalı bir oyuncak ama Türkiye için tehlikeli bir oyuncak. IŞİD yanıbaşımızda ve nedense biz öldürülen örgüt liderinin yerini “bilmemişiz ya da tespit edememişiz.” El Kureyşi’nin bulunduğu yer MİT için sürpriz miydi? Yoksa IŞİD Suriye’de düşmanlarımızın düşmanı dostumuz mantığı ile görmezden mi geliniyordu?

İki ihtimal de bizim açımızdan iyi değil. Bilinmiyorsa bu durum Türkiye açısından tehlikenin ne kadar büyük olduğunu, istihbaratın yeterince verimli çalışmadığını gösteriyor. Biliniyorsa ve diğerlerine verebileceği zarar potansiyeli nedeniyle sessiz kalındıysa uluslararası alanda bizim de “terör örgütü olarak kabul ettiğimiz” ve “IŞİD’e karşı savaştığımız” retoriği boşa çıkar.

IŞİD’in varlığı Rusya ve Suriye’nin de kullanabildiği değil belki ama “konjonktür gereği razı olduğu” bir oyuncak. SDG’nin örgütü daima ensesinde hissetmesi, Rusya ve Suriye’nin “yardımını” gerektirebilir. Diğer yandan bulunduğu bölgede ABD’ye her daim problem çıkarabilir. Tabii bu ABD’nin IŞİD ile gerçek savaş yürüttüğü durumunda geçerli.

IŞİD SDG açısından da ABD’nin bölgede kalması için gerekli. ABD o bölgede SDG için bulunduğunu açık bir şekilde kabul etmiyor.

Özet olarak IŞİD çeşitli vesileler ile tarafların birbirlerine karşı kullandığı ya da aleyhlerine sessiz kaldığı, bir şekilde herkesin işine yarayan bir oyuncak.

IŞİD “banttan oynamaya” imkan tanıyan bir örgüt olduğu sürece ismini duymaya devam edeceğiz. Eskisi gibi kalıcı şekilde etkili olamayacağı kesin ancak sadece Türkiye değil başka bir ülkede başka bir coğrafyada ortaya çıkmayacağının garantisi yok. Suriye ile sınırımız uzun.

IŞİD’in tamamen yok edilmesi ve sadece Suriye ve Irak’ın değil, bütün bölgenin rahat edebilmesi için ise yapılması gerekenin ana hatları çok basit. Türkiye, Suriye’deki bazı güvenlik kaygısı tanımlamalarını yumuşatır, tavrını değiştirir, devamında Irak ve Suriye otoritelerinin yanısıra yerel dinamikler ile de birlikte hareket ederse zor bir süreç olsa da hem ABD’nin hem de IŞİD’in varlığını gerektirecek şartlar ortadan kalkar. Ancak “düşmanının düşmanı dostumdur” mantığı ile devam edilirse zarar görmeye devam eden tuzu kuru ABD ve Batı değil biz bölge halkları olacağız.

sol

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM