Ukrayna’nın Çerkesleri savaşa itme çabası diasporayı bölüyor

GİRİŞ: 12.12.2022 09:27      GÜNCELLEME: 12.12.2022 09:27
Rasthaber -  

Rusya’ya karşı Kafkasya’da savaş açma niyetiyle Ukrayna’da “Çerkes Taburu” kurma girişimi diasporada ciddi tartışmalara yol açtı.

Ukrayna işgale karşılık Rusya’ya Kafkasya’da cephe açmayı düşlerken buna yönelik girişimler Türkiye’deki Çerkes diasporasını bölüyor.

Nalçik merkezli Dünya Çerkes Birliği (DÇB) savaşta Kremlin’in sözcülüğüne soyunurken anavatanı terk etmiş Çerkes aktivistler Kiev’in Kafkasya’da cephe açma planlarına uygun tepkiler veriyor. Fakat Çerkes sivil toplumundaki genel eğilim bu girişimlerin tehlikeli olduğu yönünde. 

Kiev Rusya’ya karşı son savaşı 1994-1996 ve 1999-2002 yılları arasında vermiş olan Çeçenlerin bağımsızlık yanlısı kanatlarını kolayca yanında buldu. Çeçenya Cumhuriyeti Başkanı Ramzan Kadirov Rusya’nın öncü kuvveti olmayı seçerken sürgündeki Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti’ne bağlı unsurlar ve bağımsız savaşçılar Cahar Dudayev Taburu, Şeyh Mansur Taburu, İmam Şamil Taburu ve Hamzat Gelayev Müfrezesi adıyla Kiev lehine cephede yerini aldı. Mayısta Kiev’de Ukraynalı yetkililerle görüşen Çeçen-İçkerya Başbakanı Ahmed Zakayev de temmuzda Hacı Murat Zumso komutasında Çeçen-İçkerya Özel Hareket Taburu’nun (OBON) kuruluşunu ilan etti.

Ancak Kafkasya’da son savaşı 1864’te vermiş olan Çerkesleri Ukrayna adına savaşa sokmak kolay değil. Çerkesler Rusya Federasyonu içinde ağırlıklı olarak Adıgey, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes cumhuriyetlerinde yaşarken diasporanın nüfusu anavatanı 4-5 kez katlıyor.

20 Haziran’da Ukrayna parlamentosu Rada’da 10 milletvekilinin girişimiyle “Özgür Kafkasya İçin” adlı grup oluşturuldu. Grubun öncüsü Oleksiy Gonçarenko 24 Haziran’da 1763-1864 Büyük Kafkas Savaşı’nda Çerkeslerin yaşadığı soykırımın tanınması talebiyle bir tasarı sundu. 

Rada ekimde Çeçenya’nın bağımsızlığını tanırken Çerkes soykırımı tasarısını bekletiyor. Çerkeslere yapılan çağrıların karşılık bulacağından emin olmak istedikleri anlaşılıyor. Gonçarenko tasarının sunumundan hemen sonra 25-26 Haziran’da İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Çerkes Konferansı’na seslenmek istemiş ama katılımcılardan bazılarının itirazları üzerine hayal kırıklığına uğramıştı. 

Gonçarenko diasporanın nabzını yakından yoklamak için 25 Kasım’da İstanbul’da Çerkes Dernekleri Federasyonu’nu (ÇERKESFED) ziyaret etti. ÇERKESFED konferansta Gonçarenko’ya platform vermek isteyen taraftaydı. Gonçeranko, Çerkeslerin yüzde 90’ının anavatanlarında yok edildiğini hatırlatarak “Bu insanlar anavatanlarını Rus diktatörlüğünden kurtarmak istiyorlar. Çerkesler tüm dünyanın soykırımı tanımasını ve topraklarında yaşamayı hak ediyorlar. Rus İmparatorluğu yok edilmeli” dedi. 

Gonçeranko’nun Twitter’da paylaşmadığı ama video kaydında geçen bir de çağrısı var: “Çerkesler, ayağa kalkın ve özgürlüğünüz için savaşın. Ukrayna size elini uzatıyor ve bu mücadelede yanınızda olacak."

Ukrayna’yı mutlu edecek karşılık şaşırtıcı bir adresten geldi. Kabardey-Balkar’da “halk adamı” diye bilinen, Avrupa’da “Çerkes atı” yetiştiricisi olarak tanınan, muhalif kimliği yüzünden 20 yıldır işlettiği at çiftliği elinden alınan ve nihayetinde Polonya’ya sığınan İbrahim Yağan, Kafkasya’yı özgürleştirmek üzere gönüllü birlik oluşturma çağrısı yaptı. “Özgür Çerkesya” için Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin yardımıyla “Seferberlik ve Teknik Destek Merkezi” kurdukları bilgisini paylaşan Yağan, “Çerkeslere, ‘Çerkes Gönüllüler Taburu’ kurmaları konusunda çağrıda bulunuyorum. Bu tabur ileride ‘Özgür Çerkesya’nın özgür ordusunun temellerini oluşturacak” dedi. Yağan katılım formu eşliğinde maddi destek de istedi.

Yağan gençler üzerinde etkili olabilecek bir isim. O yüzden tartışmaları alevlendirdi. “Çerkes Taburu” projesinin gençleri ateşe atacağı ve diasporanın anavatanla ilişkilerine zarar vereceği itirazları gelmeye başladı. 

6 Aralık itibariyle 582 kişinin imzasını taşıyan bir bildiride, geçmişte ABD’nin Gürcistan üzerinden Kafkasya’ya yönelik oynadığı oyunun bugün Ukrayna ve Polonya’nın dahliyle sahnelendiği, silahlı taburlar kurulduğu ve halkın savaşa davet edildiği belirtilerek şu uyarı yapıldı: “Küresel güç mücadelesindeki aktörlerin halkımızı kendi çıkarları doğrultusunda vekalet savaşlarına katmak için yoğunlaşan çabalarını endişe ile izliyoruz... Vekalet savaşlarından ve kışkırtıcılarından uzak durmak zorundayız. Halkımız için yok oluş sürecini tetikleyebilecek hayati riskler barındıran savaş ve savaş söylemleri ise kesinlikle bir seçenek değildir.” 

Bu bildiriyi Rusya’nın saldırganlığını meşrulaştırma olarak görenler de oldu.

56 derneğin çatı kuruluşu Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) ise hem Rusya’nın nüfus erozyonu yaşayan Kafkasya’dan gençleri orantısız sayıda savaşa götürmesini hem de Ukrayna üzerinden gönüllü Çerkes Taburu girişimini reddeden bir açıklama yaptı. Koşulsuz barıştan yana tavır aldıklarını belirten KAFFED anavatanını terk eden Çerkes aktivistlerin Avrupa’da örgütlenerek savaş karşıtı çağrılar yaptığını ama daha sonra “Gönüllüler Taburu” girişimiyle meselenin boyut değiştirdiğini not etti. Çerkeslerin soykırımın tanınması ve Kafkasya halklarının özgürleştirilmesi perspektifiyle savaşın paydaşı yapılmak istendiğini belirten KAFFED anavatan ve diasporanın savaşla kazanabileceği bir şey olmadığını vurguladı. 

Çerkes Taburu fikrini irrasyonel bulan KAFFED savaşın yıllarca sürecek büyük kırılmalara yol açacağını kaydetti. KAFFED, tüm Çerkeslerin Rusya’nın arkasında olduğunu iddia edip savaşa karşı çıkanları hain ilan eden DÇB’yi Rusya’yı aklamak, Çerkesleri Kremlin’in politikalarına yedeklemek ve halkı kutuplaştırmakla eleştirdi. “Çerkesler hiçbir güce yedeklenmeden örgütlenmek ve politika geliştirmek zorundadır” denildi.

Gürcistan da 2008 savaşında yenilince Rusya’yı Çerkes kartıyla vurmuştu. 2010’da The Jamestown Foundation’ın girişimiyle Tiflis’te Rusya’nın suçlarına odaklanan bir konferans düzenlenmiş ve ertesi yıl soykırım parlamentoda tanınmıştı. 

Bugünkü tabloya benzer şekilde Türkiye, Ürdün ve ABD’den sınırlı sayıda Çerkes’in katıldığı Tiflis’teki girişimlere KAFFED mesafeliydi. 1992-1993’te Gürcü-Abhaz savaşında Abhazya’ya destek olan diaspora, Tiflis’in kararını heyecanla karşılamamıştı. Bu tutumda sadece Gürcistan’ın Abhazya’ya düşmanlığı değil, Çerkes soykırımındaki rolü ve bunu siyaseten kullanması etkiliydi. 

Kiev’de de 14 Ekim'de “işgal altındaki Kafkasya halkları forumu” düzenlendi. Çevrimiçi olarak Adıgey, Abhazya, Dağıstan, Gürcistan, İnguşetya, Tataristan ve Kırım’dan konuşmacılar katıldı. Zakayev ve Yağan da katılımcılar arasındaydı. Ukrayna’nın Çerkes kartına oynaması da benzer gerekçelerle diasporada ilgi görmeyebilir. 

Ayrıca Çeçenya’da bağımsızlık iradesinin acımasızca yok edilmesi, Çerkesler için de sarsıcı dersler bıraktı. Üstelik çatışma ortamı başka felaketlere yol açtı: Geleneksel Çerkes kültürüne de savaş açan İslamcı hareketler ortaya çıktı; bütün Kafkasya’da istihbarat rejimi derinleşti; sivil siyaset bitirildi. Savaşın felaketten başka bir şey getirmeyeceğine dair kanaat güçlü. Yine de tarihsel husumetin izleri hep canlı kaldığından Rusya ile hesaplaşma macerasına giren Çerkeslerin çıkması şaşırtıcı olmaz


Al-Monitor

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM