Adaylar belli oldu, seçim maratonu başladı. Her aday
kendisini ve programını tanıtarak
kazanmayı hedefliyor. Seçimde sadece biri kazanacak diğerleri eski işine
dönecek.
İnsan neden cumhurbaşkanı olmak ister? Makam için mi, servet
için mi, itibar için mi, arkasındaki gücü memnun etmek için mi, kendisini bu
makama seçen halka hizmet için mi? Bu soruların cevabı zahiri ile batını bir
birinin zıddı bir muammadır.
Her hâlükârda Adaylar TV'lerdeki programlarında ve karşılıklı
tartışmalarda planlarını anlatmaya çalışıyorlar.
Adaylar hem seçime, hem de ülke sorunlarına ideolojik
bakıyorlar, bundan daha doğal bir şey olamaz tabi ki çünkü ülke zaten ideolojik
bir sistemle yönetiliyor.
Ülkenin sorunlarına ve adayların kazanma azimlerine
bakılınca adayların ülkenin sorunlarına çözüm ararken kendi cenahlarının
ideolojisinin propagandasını yaptıkları
dikkat çekiyor.
Kendi planlarını tanıtırken rakibi suçlama, mevcut durumun
suçlusunu tanıtma çabasının yanı sıra gelecekteki başarısızlığın sorumlusunu da
şimdiden tanıtmaya çalışıyorlar.
Adaylar arasında şimdiye kadar yapılan münazaraların özeti
kısaca bu…..
Dikkatlerden kaçan
nokta ise seçimin kaderini Z kuşağının belirleyecek olmasıdır.
Söylemeye cesaret edilemeyen gerçekler, görmezlikten gelinen
realite, idrak edilemeyen hakikatler.
Dini sosyoloji değişiyor; Z kuşağı minberden bir adım
öndedir, minberde duyacaklarına internet aracılığıyla daha hızlı ulaşıyor.
Üniversiteli üniversitede öğretim görevlisinden bir adım öndedir, derste
anlatılan klasik bilgilerin daha yenisine ve orijinaline internette
ulaşabiliyor.
Z kuşağı eskiler gibi ideolojik düşünmüyor; İnkılaba, İslam
devletine, Velayeti fakihe bakış açıları farklıdır. Siyasete, ekonomiye, dine
farklı bakışları olan bir neslin ortaya çıktığı görülmektedir.
Bu neslin beklentileri farklıdır. Meşru talepleri var,
zamanın gereksinimine göre beklentileri var, bunlar görmezlikten gelinemez.
Bu nesli fetvayla, kanunla, baskıyla değiştiremezsiniz;
Küresel dünyada artık ne tek başına emmame, ne cüppe, ne de üniforma ideal
yapılandırmada yeterlidir.
Z kuşağı muhatap almayan seçimi kazansa da başarılı olamaz.
Bahanelerin arkasına sığınan; ambargo, yetki eksikliği, kanuni engeller,
muhalefetin takoz koyması, enkaz devraldık gibi bahanelerle süresini doldurur.
Muhatap da “Siz bunların varlığını seçimden önce de biliyordunuz“ diyerek kabul
etmez.
Teknolojik, dijital hayatı ilkel araçlarla yönetmek ve
yönlendirmek artık zorlamadır.
İran değişime açık mı?
Ekonomik sorunların sorumlusu kim? X ve Y kuşağı değil mi?
Hortumlama, rüşvet, kaçakçılık, tekelcilik, fesat, yolsuzluk, hukuksuzluk
bunlar eskilerin bıraktığı miras değil mi?
Ülkeyi bu durma getiren X ve Y kuşağı eski metotları
kullanarak sorunları çözme hatasına düştüklerini göremiyorlar.
Yeni sorunlar yeni metotlarla çözülür. Değişim, yeni
beyinler, küresel söylem, küresel düşünce sorunları çözmede tek seçenek olduğu
görülmelidir.
İmam Hamenei Z kuşağı olan günümüz gençlerinin üç alanda önünün
açılması gerektiğini buyuruyor;
- Z kuşağı genç beyinlere fırsat verilmeli
- Z kuşağı genç beyinlere sorumluluk ve yetki verilmeli
- Z kuşağı genç beyinler faal ve aktif olmalı
Adaylar Z kuşağının taleplerine cevap verebilecekler mi?
Z kuşağını isteklerini tanıyorlar mi?
Z kuşağının dikkatini çekebilecekler mi? Bunu seçimden sonra
göreceğiz.
Bir bakarsınız Z kuşağı bir sürpriz yapmış sonucu belli
sanılan bu seçimin kaderini değiştirmiştir.
Sabahattin Türkyılmaz