Transatlantik çözülme

ABD’nin Cumhuriyetçi Parti Kongre üyesi Thomas Massie, Temsilciler Meclisi’ne “ABD’nin NATO’dan çekilmesini” isteyen bir yasa teklifi sundu.

Massie, teklifinde NATO’yu “Soğuk Savaş kalıntısı” olarak niteledi ve ittifaka ayrılan bütçenin “ABD’nin kendi savunması için kullanılması gerektiğini” savundu.

NATO’nun genişleyerek “asıl işlevini yitirdiğini” belirten Cumhuriyetçi Kongre üyesi Massie, ittifakın “artık ABD’nin güncel ulusal güvenlik çıkarlarıyla örtüşmediğini” savundu.

NATO TARTIŞMASI DÜNYANIN YARARINA

Yasa teklifinin, ABD’nin Avrupa’yla ilişkilerini “gevşeteceğine” işaret eden yeni Ulusal Güvenlik Strateji belgesiyle eşzamanlı olması anlamlı ancak teklifin yasalaşması mümkün değil. Çünkü ABD’nin NATO’dan vazgeçmesi mümkün değil.

Ancak yine de böyle bir teklifin Kongre’ye gelmiş olması, ABD içinde NATO’nun sorgulanması, işlevinin tartışılması, bütçesinin yük olarak görülmesi önemli ve dünyanın yararına. (Bu arada ABD’de bile Kongre’ye “NATO’dan çekilme” teklifinin gelebildiği şartlarda, TBMM’ye de böyle bir önergenin gelebilmesi gerekmez mi?)

ABD-NATO-AB

Avrupa’da zaten bir süredir NATO tartışması vardı. Fransa “NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiğini” savunuyor. Üstüne Almanya başta birçok ülke, özellikle Trump’ın Ukrayna barış planıyla birlikte NATO’nun geleceğini sorgulamaya başladı.

ABD Ulusal Güvenlik Strateji belgesi açıkça “NATO’nun sürekli genişleyen bir ittifak olarak algılanmasını sona erdirmek ve bunun gerçeğe dönüşmesini engellemek” şeklinde bir “Avrupa genel politikası önceliği” ilan etmiş durumda. Dahası, belge “Bazı Avrupa ülkelerinin güvenilir müttefikler olarak kalmaya yetecek kadar güçlü ekonomilere ve ordulara sahip olup olmayacağı henüz belli değil” diyor.

Haliyle bu durum, zaten “ABD bize sırtını mı dönüyor” diyen bazı Avrupa başkentlerinde tedirginliği artırdı.

MERZ TRUMP’A YALVARDI

“Transatlantik çözülme” işaretleri veren gelişmeler karşısında en tedirgin başkentin Berlin olduğu görülüyor. Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, ABD Ulusal Güvenlik Strateji belgesinin “Bazı kısımlarını, Avrupa perspektifinden kabul edilemez” bulduklarını açıkladı.

Bu, Trump’ın ne kadar umurunda, elbette soru işaretli ama Almanya açık açık ABD’ye “bize sırtını dönme” mesajı verdi. Merz Trump’a şöyle seslendi: “‘Önce Amerika’ iyi ama ‘yalnız Amerika’ sizin çıkarınıza olamaz. Dünyada ortaklara da ihtiyacınız var. Bu ortaklardan biri Avrupa olabilir. Avrupa ile anlaşamıyorsanız, en azından Almanya’yı ortağınız yapın.”

Merz’in “Bari Almanya’yı dışlamayın” sözleri, “büyük Alman gururunu” ayaklar altına alıyorsa da mevcut ekonomik, askeri ve siyasi şartlar, Berlin’i hâlâ “Washingtonsuz hareket edemez” pozisyonunda çakılı tutuyor.

AB’NİN BİRLİĞİNİ KORUMA SORUNU

Almanya ve bazı AB ülkeleri, Ukrayna’nın yenilgisini, AB açısından NATO’nun yenilgisi ve buradan hareketle çözülmesinin başlangıcı olarak yorumluyorlar. Trump’ın Rusya’yla masaya oturması ve AB’yi masanın dışında tutması, AB başkentlerinde ABD-AB ilişkilerinin zayıflaması ve “Transatlantik çözülme” işareti olarak yorumlanıyor.

Ve buradan hareketle üzerinde asıl durulması gereken de şu: AB, ABD’siz birliğini koruyabilir mi? Çünkü “Transatlantik çözülme”nin AB içinde farklı çıkarlara göre hareket etme öncelikleri oluşturacağı düşünülüyor. Örneğin Almanya’da “Fransa nükleer füzeleri bizi ne kadar koruyabilir” endişesi oluşacağı, örneğin Polonya’nın Baltık ve Doğu Avrupa ülkeleriyle farklı bir çıkarı savunabileceği, örneğin Akdeniz ülkelerinin bambaşka bir gündemle hareket edebileceği gibi endişeler daha şimdiden tartışılıyor.

Avrupa’da bunlar tartışılırken bizde hâlâ iktidar ve ana muhalefet partileri, dış politikalarının merkezine yerleştirdikleri “AB üyeliği hedefini” pazarlıyorlar!

cumhuriyet

 

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın