Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’ye Afrin, Rasulayn ve Halep’in kuzeyinden yeniden giriş yaptığına ilişkin görüntüler sosyal medyada yayılmaya başladı. Bölgeden aktarılan bilgilere göre TSK konvoyları, özellikle Münbiç hattına doğru ilerliyor. Aynı saatlerde Şam yönetiminin de, SDG kontrolündeki Deyrizor çevresine yeni askerî takviyeler sevk ettiği belirtiliyor.
TSK’ya ait konvoylardan birinin Deyr Ballut sınır kapısından Halep bölgesine, bir diğerinin ise Advaniyah sınır kapısından gece saatlerinde Suriye topraklarına girdiği ifade ediliyor. Konvoylarda zırhlı araçların yanı sıra lojistik unsurların da yer aldığı görülüyor.
Bu gelişmeler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nun 5–6 Aralık tarihlerinde Şam’a yaptığı resmi ziyaretin hemen ardından yaşandı. Bayraktaroğlu’nun temasları, Türkiye ile Suriye arasındaki güvenlik hattına ilişkin yeni bir sürecin başlangıcı olarak yorumlanmıştı. Sahadan gelen bilgiler de, ziyaret sonrası TSK’nın üç farklı koldan Suriye’ye takviye yaptığına işaret ediyor.
Aynı zaman diliminde Suriye’de terör örgütü HTŞ hükümet güçleri de SDG kontrolündeki Arap nüfusun yoğun olduğu Deyrizor bölgesine yeni bir askerî sevkiyat başlattı. Yerel kaynaklara göre bölgeye topçu bataryaları, insansız hava araçları (İHA) ve çok sayıda personel konuşlandırıldı. Takviyelerin ağırlıklı olarak 86. Tümen tarafından gerçekleştirildiği ve özellikle kentin batı kırsalındaki noktalara yoğunlaştığı bildiriliyor.
Deyrizor’da son dönemde SDG içindeki Arap aşiretleri ile Şam yönetimi arasında işbirliği yapıldığı yönünde iddialar gündeme gelmişti. Bu yığınak, bölgedeki güç dengelerinin yeniden şekillendiğine yönelik yorumları güçlendiriyor.
Uluslararası ajans Reuters geçtiğimiz günlerde, Türkiye’nin SDG’ye Şam ile entegrasyon konusunda yıl sonuna kadar süre tanıdığı iddiasını gündeme getirmişti. Türkiye’nin Münbiç hattında artan askerî varlığının, söz konusu iddialarla ilişkilendirilebileceği değerlendiriliyor.
Sosyal medyada yayılan videolarda TSK’ya ait konvoyların Münbiç yönüne doğru hareket ettiği görülürken, bölgede hem Ankara’nın hem de Şam’ın eş zamanlı askerî hareketliliği dikkat çekiyor.
