Üniversitelerde Erişilebilirlik Öne Çıktı

YÖK, Türkiye’deki üniversitelerin performansını ortaya koyan “Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025”i yayımladı. 201 üniversitenin 67 göstergeyle değerlendirildiği rapor, 2023–2024 eğitim-öğretim yılı ile 2024 mali ve takvim yılı verilerine dayanılarak hazırlandı. Çalışmada üniversiteler için bir lig ya da sıralama tablosu oluşturulmadı. Her kurumun kendi gelişim eğiliminin izlenmesi hedeflendi. Raporda bu yıl ilk kez dijital erişilebilirlik ve bilim iletişimi kriterleri izleme kapsamına alınırken eğitim ve öğretim, araştırma-geliştirme, uluslararasılaşma, sürdürülebilirlik ve topluma hizmet başlıkları altında yükseköğretimde kalite anlayışının kapsamı genişletildi

ERİŞİLEBİLİRLİK İLK KEZ PERFORMANS GÖSTERGESİ

2025 raporunun en dikkat çekici yeniliği, üniversite internet sitelerinin uluslararası Web Content Accessibility Guidelines (WCAG) standartlarına göre ölçülmesi oldu. Bu kapsamda 199 üniversitenin dijital erişilebilirliği değerlendirildi. Üniversitelerin ortalama erişilebilirlik oranı yüzde 87,9 olarak hesaplanırken, 76 üniversite yüzde 90’ın üzerinde erişilebilirlik başarısı gösterdi. Bu veriyle birlikte, yükseköğretimde bilginin herkes için erişilebilir kılınması da kalite göstergeleri arasına girdi.

BİLİM İLETİŞİMİ KURUMSALLAŞIYOR

Raporda ilk kez bilim iletişimi başlığı da izleme sürecine dâhil edildi. Verilere göre Türkiye’de 115 üniversitede bilim iletişimi ofisi bulunuyor. Üniversiteler 2024 yılı içinde toplam 2 bin 317 bilim iletişimi faaliyeti gerçekleştirdi. Bu faaliyetler; bilim söyleşileri, toplumla buluşmalar, açık etkinlikler ve medya çalışmaları gibi başlıkları kapsadı. YÖK, bu göstergelerle üniversitelerin bilimsel bilgiyi yalnızca akademik çevrelere değil, toplumun geneline aktarma kapasitesini de izlemeye başladı.

AÇIK ERİŞİMLİ YAYIN ORANI YÜKSELDİ

Araştırma-Geliştirme başlığında öne çıkan göstergelerden biri açık erişim oldu. TR Dizin ve Web of Science indeksli yayınlarda açık erişim oranı yüzde 64,46’ya ulaştı. 195 üniversitede açık erişim oranının yüzde 50’nin üzerinde olduğu kaydedildi. Bu veri, akademik bilginin daha geniş kitlelere ulaşması açısından önemli bir eşik olarak değerlendirildi. Rapora göre 2024 yılında üniversiteler tarafından 96 binin üzerinde Web of Science indeksli yayın üretildi. Yayınların niteliğini ölçen Kategori Normalize Atıf Etkisi (CNCI) ortalaması 0,93 olarak hesaplandı. 58 üniversite, dünya ortalamasının üzerinde atıf etkisine ulaştı. Üniversite-sanayi iş birlikleri ve olumlu sonuçlanan patent oranlarındaki artış da araştırma ekosistemindeki gelişimi ortaya koydu.

MEZUNLAR DAHA HIZLI İSTİHDAMA GEÇİYOR

Eğitim ve Öğretim kategorisinde mezun verileri öne çıktı. 2024 verilerine göre lisans mezunlarının yurt içinde ilk işlerini bulma süresi ortalama 137 gün, ön lisans mezunlarının ise 140 gün olarak hesaplandı. Akredite lisans programı sayısı 1.345’e yükseldi. Doktora mezun sayısındaki artış da raporda dikkat çeken göstergeler arasında yer aldı. Raporda Türkiye’nin yükseköğretimdeki uluslararası çekim gücüne ilişkin veriler de yer aldı. 2023-2024 eğitim-öğretim yılında Türkiye’de öğrenim gören uluslararası öğrenci sayısı 333 bin 328 oldu. Türk üniversitelerinin THE, QS ve ARWU gibi küresel sıralamalardaki görünürlüğünün arttığı vurgulandı.

ÖZVAR: “GELECEĞE YÖN VEREN BİR YOL HARİTASI”

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, raporun yalnızca bir durum tespiti olmadığını belirterek, çalışmanın üniversiteler için geleceğe dönük güçlü bir yol haritası sunduğunu ifade etti. Özvar, yükseköğretimde kalite, erişilebilirlik ve toplumsal etkiyi birlikte ele alan bu yaklaşımın önümüzdeki dönemde de sürdürüleceğini vurguladı.

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın