Bölge uzmanı Sadullah Zarei, İsrail’in ABD desteği olmadan İran’la savaşa giremeyeceğini belirterek, Amerikalıların da yalnızca “sınırlı bir çatışma” senaryosunu akıllarında tuttuklarını söyledi.
Zarei, “Bölgesel Direniş Cephesi ve İran’a karşı son iki yılda yürütülen tüm baskılar, aslında çok boyutlu bir hibrit savaşın örneğiydi. Ancak sonuçlar gösterdi ki, İran ve direniş ekseni tüm güçleriyle ayakta kaldı” dedi.
Uzman, düşmanların iki planı olduğunu belirtti: İlki Gazze’den Yemen’e kadar direniş gruplarını hedef almak, ikincisi ise doğrudan İran İslam Cumhuriyeti’ne darbe indirmek. Her iki senaryonun da sonuçsuz kaldığını ve düşmanların sonunda ateşkes talep ettiğini vurguladı.
Zarei, Gazze direnişinin iki yıl boyunca ağır bombardımanlara rağmen hâlâ ayakta olduğunu ve İsrail ordusuna ciddi kayıplar verdirdiğini söyledi. Örneğin Han Yunus’ta tek bir operasyonda onlarca zırhlı aracın imha edildiğini hatırlattı. Ayrıca Hizbullah’ın gücünün, tüm İsrail hava saldırılarına rağmen artmaya devam ettiğini ve füze kapasitesinin en az %20 yükseldiğini belirtti.
Lübnan’daki tartışmalara da değinen Zarei, “Hizbullah’ı silahsızlandırma girişimleri gerçekçi değil. Ne Lübnan ordusunun buna gücü yeter ne de iç muhalif akımlar bu dengeyi değiştirebilir” dedi. Hizbullah’ın bugüne kadar ne silah ne para talep ettiğini, ne de insan gücü ya da komuta sorunundan söz ettiğini, bunun da direnişin istikrarını ve gücünü kanıtladığını ekledi.
Zarei, 12 günlük savaşın ardından İsrail’in şu sonuca vardığını belirtti: İran, hiçbir iç kriz yaşamadan uzun süreli bir savaşı sürdürebilecek kapasitededir. Bu durumun, ABD-İsrail hesaplarını kökten değiştirdiğini ifade etti.
Düşmanların dört ana noktada yanıldığını söyleyen Zarei, şunları sıraladı:
- İran’ın uzun süre savaşabilme gücü hafife alındı.
- İran, bölgedeki müttefiklerine dayanmasa bile askeri dengeyi lehine çevirebildi.
- İç kriz beklentisi gerçekleşmedi, İran toplumsal bütünlüğünü korudu.
- Yıllarca yatırım yapılan casus ağları ve muhalif gruplar hiçbir etki yaratamadı.
Zarei sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün artık netleşmiştir ki İsrail, ABD’siz savaşa girmez; ABD ise sadece sınırlı çatışmayı hesaplıyor. Bu yüzden caydırıcılığı artırmanın yolu, Washington’un Tel Aviv’e her türlü askeri macerada ‘olumsuz sinyal’ göndermesini sağlamaktır.”