Malumunuz Trump, yazının başlığına ilham kaynağı oldu. Türk heyetine, “Hiçbir Hollywood setinde böyle bir ekip kuramazsınız.” demişti. Bırakın Hollywood’u, Hindistan’ın hiçbir uçuk Bollywood filmlerinde dahi Trump gibi bir kurnaz, münafık ve üçkâğıtçı artisti seyredemedik. Türkiye’ye karşı CAATSA kapsamında alınan yaptırım çerçevesinde yerli KAAN uçağının ihtiyacı olan motorların verilmesi ve başta Halkbank davası ve diğer konularda taleplere karşılık, “Bunları karşılayabilmem için benim için bir şey yapmamalılar.” dedi. Trump’ın ilk etapta hangi talepleri Türkiye tarafına bildirdiğini, Sayın Erdoğan’a eşlik eden heyetten tahmin edebiliyoruz. Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, imzaladığı iki sözleşmenin ihtiva ettiği nükleer işbirliği ve LNG satışı için sosyal medya platformu X’ten, “Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki köklü ve çok boyutlu ortaklığı nükleer enerji alanında daha da derinleştirecek yeni bir süreci başlattık.” ifadelerini kullanmıştı.
ANLAŞMALARLA İLGİLİ ŞÜPHELER
Burada üç çetrefilli konu var: Enerji mutabakat zaptını Türkiye adına Enerji Bakanı imzalarken, ABD adına Enerji Bakanı Chris Wright değil Dışişleri Bakanı Marco Rubio imzalıyor. İkinci mutabakat zaptı Washington’dan gelen, “Rusya’dan gaz ve petrol ithalatını azalt, hatta sıfırla!” mesajının ardından yapıldı. ABD’den 2026’dan itibaren 20 yıl vadeli 70 milyar dolar kıymetinde Türkiye’ye LNG satışıyla ilgiliydi. Anlaşmayı destekleyenler; “Türkiye’nin Rusya’ya bağımlılığını azaltma, enerji sepetini çeşitlendirme ve jeopolitik özerkliğini artıracağını, LNG anlaşmasının, Türkiye’nin enerji-jeopolitik dengesinde yeni bir sayfa açtığını” iddia ediyor. Bu anlaşmaları eleştirenler ve sorgulayanların ise haklı argümanları ve şüpheleri var:
“ABD’nin sahip olduğu 90 nükleer güç santrali Rusya’dan uranyum yakıtı ithal ederken, ABD menşeli General Electric şirketi birçok Rus yapımı nükleer güç santrallerine (Akkuyu dâhil) türbin sistemleri tedarik ederken, ABD, Türkiye ve başta Avrupa devletlerinden Rusya ile nükleer sahada işbirliğinin sonlandırılmasını hangi hakla talep ediyor? Şimdilik Rusya’nın şirketi Rosatom yaptırım listesinde değil. Bu uygulama bile ABD ve Avrupa’nın münafıklığına en bariz göstergedir. İhtiyaçları varsa kendilerine mubah, yoksa herkese haram. Kaldı ki Ukrayna’da savaş devam ederse bu şirketin de yaptırıma maruz kalacağı aşikâr. O vakit Akkuyu Santrali de ciddi sorunlar yaşayacak. O vakit ABD ve Avrupa devletlerinin bile ihtiyacı olan ve Rusya’dan tedarik ettiği donanım, yedek parça, bakım-onarım, malzemeyi kim verecek?
NEDEN ‘ÖNDEN BUYUR’ DENMİYOR?
ABD, Texas, Houston merkezli petrol şirketleri dolaylı ve bazıları dolaysız yollarla Rus petrolü ticareti yaparken, tüketirken ve Avrupa pazarlarına Rus petrolünü satarken, Rus petrolü, Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan menşe yapılarak Avrupa’ya ve dünya pazarlarına satılırken Türkiye ve Avrupa devletlerinden “Rusya ile tüm petrol ve enerji ticaretinizi sıfırlayın” diyen Trump’a neden “önden buyurun yoksa haddini bil” denilmiyor. “Sizin gazınıza ihtiyacımız yok. Bizim 30–35 yıllık gazımız var, Rusya burnumuzun dibindeyken, daha ucuza verirken ve komşular birbirlerinin külüne muhtaçken neden ABD’den LNG alıyoruz, neden ABD için komşumuzla kötü olalım, Rusya ile bu nedenle bozulma ihtimali yüksek ilişkilerin bize faturası ne olur?” denilmiyor.
TRUMP’A BORCUMUZ MU VAR?
Biz egemen ve bağımsız bir devlet değil miyiz? Genelde ABD’nin özelde Trump’ın özellikle Almanya başta olmak üzere Avrupa üzerindeki tahakkümünün tarihi sebeplerini birçok yazımızda anlattık. Biz meşruiyetimizi halktan alırız diyen hükümetimizin ABD ve Trump’a borcumu mu var ki hadsiz, pervasız ve patavatsız Trump ve ekibi bizimle eğlenir. “Benim için bir şeyler yapacaksınız” diyen Trump için bunların ne olduğunu tahmin edelim;
• Gazze ve Filistin’de ABD-İsrail planına destek vereceksiniz. Filistinlileri silahsızlandıracaksınız ve çıkarlarımız doğrultusunda tanzim edeceksiniz.
• Sadece bizim arzu ettiğimiz bir Filistin Devleti’ni tanıyacaksınız; Silahsız, muhtaç ve görevli olacak.
• ABD menşeli gümrük tarifelerini sıfırlayacaksın. Rusya ve Çin’le ticaretine gem vuracaksın. Siyasi ve askeri işbirliğinden kaçınacaksın.
• Suriye’de 9 Ekim 2019’da sayın Erdoğan’a yazdığım ve ilişikte gönderdiğim Mazlum Abdi’nin mektubunda yer alan şartlar çerçevesinde bir çözümü kabul edeceksiniz. Kuzey Irak misali bir oluşuma katkıda bulunacaksınız.
• Suriye’de Türkiye için belirlediğim bölgeler dışında nüfuz alanınız olmayacak. İsrail’in Suriye’deki varlığına, güvenliğine ve nüfuz alanlarına tehdit oluşturmayacaksınız.
• Aktif hale getirmemek ve kullanmamak şartıyla S-400’leri Suriye’ye verebilir veya kendi kontrolünüzde olan bölgenize götürebilirsiniz. Bu sayede S-400’leri elden çıkardılar, sattık deriz ve Kongreyi Türkiye’ye karşı yaptırımları kaldırması için elimiz güçlenir.
• İkinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi, önce Hitleri destekledik büyüttük sonra onu İngiltere ve Fransa’nın üzerine saldık. Hitler sayesinde İngiltere ve Fransa’nın dünya hegemonyasını yıktık ve ABD geminin kaptanı oldu. Şimdi aynı şeyi Zelenskiy üzerinden planlıyoruz. Avrupa ile Rusya’yı daha büyük bir savaşın içine çekeceğiz ve iki tarafı birbirine kırdıracağız. Hem Rusya’nın askeri gücünü, ekonomisini felç edeceğiz hem de Rusya’nın darbeleriyle ağır yaralanan Avrupa’nın kaynaklarına, pazarlarına tamamen çökeceğiz. Bu planda İnönü gibi tarafsız kalamazsınız.
• Çin’i kuşatma ve evine hapsetme planlarımızı İran üzerinden başlatacağız. Çin dostu Pakistan’ı Suudi askeri ve mali ittifaklarla cephemize kazanacağız. Burada Pakistan’ı ikna etme çalışmalarında bize yardımcı olacaksınız.
• İran’a karşı askeri bir hazırlık yapıyoruz. İran’a karşı yaptırımları tekrar ve el yükselterek uygulayacağız. Rusya ve Çin’in vetosuna rağmen biz ve müttefiklerimiz tek taraflı olarak bunu uygulayacağız. Buna Türkiye de katılmalı. Bu kararı hızlıca almış olman güzel. Ama yeterli değil. İran’a karşı Azerbaycan’la birlikte toplumsal ayaklanmalar, ekonomik baskılar ve benzeri faaliyetlere destek vermelisiniz.
• Katar’a Almanya’daki üslerimizden savaş uçakları yolladık. İran’a karşı İsrail’le bir savaş başlattığımızda köstek değil destek olacaksın. Bölge için tasarladığım, tarihin şahit olacağı en muazzam “Trump’ın Cennet Projesine” istediğimiz her katkıyı sağlayacaksınız.
• Oval Ofiste basın önünde ve kapalı oturumlarda sizden talep ettiklerimizi eksiksiz ve amasız yerine getirinceye kadar hükümetinize, Halk Bankasına, Türk iş adamlarına ve Türkiye’ye karşı alınan yaptırımlar olduğu gibi devam edecek.
NASRETTİN HOCA HİKAYESİ
Trump’ı durduracak güçte olmadığımız için, “Ya Sultan, Ya Eşek Ya Nasrettin Hoca Ölür” hikâyesinde olduğu gibi günü kurtarma peşinde miyiz? TOP (Trump Ortadoğu Projesi)’a karşı bir önlem paketimiz var mı? Trump iki seçenek sunuyor ve zamanı az: Ya benimle söylem ve eylemde benimle olacaksın yahut “Ekonomini mahvederim, meşruiyetini sorgularım!” diyor. Manevra alanınız dar. Zira ilk düğmeyi yanlış iliklediniz ve kurban edilmesi istenen Rusya, İran ve Çin bizim sarı öküzlere benzemez. Biri Ayı, biri Ejderha biri de Çita.
Rusya’nın Suriye’nin sahil bölgesindeki askeri hareketlilik, Lazkiye Hymeymim Üssü’ne büyük sayıda ağır askeri malzeme getirmesi ve bunları Lübnan’a sınırı olan Tartus Üssü’ne taşıması, Suriye sahilinde Rus askeri hazırlık ve hareketliliği hayra mı alamet yoksa Türkiye’nin ABD ile yaptığı son antlaşmalara karşı Suriye’den Ankara’ya mesaj ve cevap niteliği mi taşıyor? Bu senaryoların hayrımıza olmasını ve bunun akıllı bir kurgulamanın ürünü olmasını diliyorum, ama keşkelerle keşkek olmuyor.
aydınlık