Kur’an, Hz. Muhammed (a.s)’in peygamberliğini ilan ettikten
sonra O’ndan önceki peygamberlerden mûcizeler istendiği gibi kendisinden de
birtakım mûcizelerin istendiğine değişik yerlerde işaret etmektedir. Bu konuda
zikredilen ayetlerden en meşhuru ise “inşikâku’l-kamer” hâdisesidir. Ayın
yarılması olayı, Peygamber’in en parlak mûcizelerinden biridir.
Bismilahirrahmanirrahim, el-hamdulillahi ala dini’l-İslam ve
kemali’l -iman!
“Saat yaklaştı, ay yarıldı. Bir ayet görecek olsalar yüz
çevirirler ve 'bu süregelen bir büyüdür' derler. Yalanladılar, nefislerinin
heveslerini uydular. Oysa her iş yerini bulacaktır” (Kamer, 1-3).
İnşikâku’l-kamer terkibi, sözlükte “yarılmak, bölünmek”
anlamına gelen inşikâk ile “ay “manasına gelen kamer kelimelerinden oluşmuş
olup “ayın iki parçaya bölünmesi” demektir.
Şakku’l-kamer olarak da zikredilen bu hâdise Hz. Peygamber’in hayatında
meydana gelen en önemli olaylardan biridir. Ulema arasında yaygın olan görüşe
göre ay, Rasûlullah zamanında müşriklerin istekleri üzerine bir mûcize olarak,
Allah tarafından ikiye ayrılmış sonra tekrar birleştirilmiştir. Müfessirlerin
tamamına yakını da ayın Rasûlullah zamanında mûcize olarak yarıldığını kabul
ederler. Delilleri ise Kamer suresinin ilgili ayetleridir.