Rasthaber - Bilindiği üzere su, insan yaşamı ile doğrudan bağlantısı olan bir nimettir. Su, yaşamın ve canlıların bekasının başlıca kaynağıdır.
Tarih boyuncu su, insanların yaşamına yön veren ve teknolojilerin, dil ve kültürlerin gelişmesinde önemli rol ifa eden bir etken olmuştur. Nerede su varsa köyler ve kentler inşa edilmiş ve hatta bazı medeniyetler Nil, Send, Dicle ve Fırat ırmakları gibi büyük nehirlerin adı ile adlandırılmıştır. Kuran-ı Kerim'in birçok ayetinde ve masum imamlardan aktarılan hadislerde bu hayati maddenin insan yaşamında ifa ettiği role temas edilmiştir.
Yüce Allah Enbiya suresinin 30. ayetinde şöyle buyurmaktadır:
"İnkâr edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim, onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi? Yine de inanmazlar mı?"
Bu ayette yüce Allah net bir şekilde yaratılışın kaynağını su olarak belirlediğini beyan ediyor. Bu ayetten ve birçok hadis ve tefsirden anlaşıldığı üzere ilahi yaratılışın temeli su üzerine kurulmuş ve su, varlık âleminde yer alan her şeyin ana unsur olmuştur.
Öte yandan Kuran-ı Kerim'in diğer ayetlerinden de açıkça anlaşıldığı üzere yüce Allah her canlının yaşamını ve her mahlûkun varlığını suya atfetmiştir, öyle ki su olmaksızın hayat anlamsızdır. Semavi kitabın birçok ayetinde insan, hayvan, meyve ve sebzelerin ve dünyanın imarının sudan kaynaklandığı vurgulanır.
Görünen o ki su, yüce Allah'ın insanoğlundan sonra yarattığı en değerli mahlûktur. Dünyada her türlü yaşamanı ana unsuru sudur ve su, büyük bir ilahi nimet sayılır. Su, hem hayat verir ve hem onu korur ve her şeyi kirden arındırır.
Kuran-ı Kerim ayetleri insanları hayati önem arz eden suyun üzerinde daha fazla düşünmeye davet eder. Yüce Allah Vakia suresinin 68. ayetinde "acaba içtiğiniz suyu düşündünüz mü…" diye sormaktadır.
Başta su olmak üzere dünyadaki tüm mahlûkların üzerine düşünme konusunda dikkat edilmesi gerekin konu, tüm mahlûkların yüce Allah'a hamt ve tesbih etmesidir. Kuran-ı Kerim yeryüzünde ve göklerde var olan tüm mahlûkların Rabbimizi tespih ettiğini buyurur.
Peki, acaba şimdiye kadar kendinizden bu sözün ne anlama geldiğini hiç sordunuz mu? Bu sözün anlamı şu ki varlık âleminde yer alan her zerrenin idrak ve şuur gücüne sahiptir. Varlık âleminde yer alan tüm zerrecikler yüce Allah'a ibadet ve tespih eder ve su, bu maddelerden biridir.
Japon bir araştırmacı yayınladığı araştırma raporunda su moleküllerinin insan kavramlardan etkilendiğini belirtiyor. şimdiye kadar birçok fizik ve biyoloji üzerinde çalışan kurum tarafından doğrulanan bu tez, çok sayıda donmuş suyun kristalleri üzerinde yapılan araştırmalara ve bu kristallerin bir biri ile kıyaslanmasına dayanıyor.
Profesör Masaru Emoto bulgularını yaklaşık on bir deney sonunda elde etmiş ve hepsini “Suyun mesajı” başlıklı üç ciltlik bir eserde kaleme almıştır. Profesör Emoto'ya göre çevre şartları suyun moleküler yapısını etkiliyor.
Profesör Emoto'nun kitabında belirttiği üzere su oldukça uyumlu bir maddedir ve sadece fiziksel şekli itibarı ile çevresi ile uyum sergilemekle kalmıyor, aynı zamanda moleküler yapısı de değişiyor.
İnsanların kinetik enerjisi, düşüncesi, görüşleri, musikisi, dua ve ibadeti suyun moleküler yapısını etkileyebiliyor. çrneğin prof. Emoto bir keresinde suya “Seni seviyorum” dedikten sonra suyu dondurdu ve mikroskop altında moleküler yapısını inceledi. Moleküller gerçekten güzeldi. Bir sonraki deneyde ise suya “Seni sevmiyorum” dedi ve suyu dondurdu. Suyun molekülleri bu kez gerçekten çirkindi.
Prof. Emoto, yeryüzünde çeşitli kaynaklardan temin ettiği suyun kristal yapısında da ilginç farklılıklara rastladı. Akan pınarlar ve nehirlerin suyu, oldukça güzel kristal modellerden oluşuyor. Oysa sanayileşmiş ve nüfusu kalabalık veya barajların arkasında biriken suyun kristalleri düzensiz oluyor. Demek ki durgun hale gelen su bu yüzden çirkinleşiyor, çünkü varlık felsefesi durgunlukla asla bağdaşamaz.
Prof. Emoto ayrıca çeşmelerden ve dağların içinden gelen suyun henüz insanların olumsuz düşüncelerinin etkisi altında kalmadığı için moleküler yapısı da güzel olduğunu söylüyor.
Gerçekte bu araştırmacının elde ettiği sonuçlar bizlere, olumsuz düşüncelerden men eden Kuran-ı Kerim'in güzel ayetlerini hatırlatıyor. Nitekim Kuran-ı Kerim'in Hucarat suresinin 12. ayetinde şöyle okumaktayız:
"Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. çünkü zannın bir kısmı günahtır."
Japon bilim adamının bir başka ilginç bulgusu, duaların su moleküllerini hemen etkilemesidir. Prof. Emoto duanın her şeyi güzelleştirdiği ve su da bunlardan biri olduğu sonucuna ulaştığını ifade ediyor. Kendisi bu konuda şöyle diyor:
"Kuran-ı Kerim'de yer alan ve Müslümanların su içmeden veya yemek yemeden veya uyumadan önce dile getirdiği besmele, su kristalleri üzerinde müthiş etki yapıyor. Besmele çekildiğinde su kristalleri üzerinde acayip değişimler yaşanıyor ve hepsi daha da güzelleşiyor. Bu yüzden neden İslam'da su içmeden önce besmele çekilmesinin tavsiye edildiği daha iyi anlaşılıyor."
İslam dininde en kutsal sulardan biri, Kâbe'nin yanı başında yer alan Zemzem kuyusunun suyudur. Bu kuyu gerçekten ilahi ayet ve mucizelerden biridir. Zemzem suyunu da araştıran prof. Emoto şöyle diyor:
"Zemzem suyu eşsizdir ve bu suyun kristal yapısı dünyadaki tüm sulardan farklıdır."
Zemzem suyunu araştıran ve bu suyu dünyadaki diğer kaliteli sularla kıyaslayan prof. Emoto, Zemzem suyunun özellikleri itibarı ile denediği tüm diğer sulardan farklı olduğu sonucuna varıyor. çrneğin güzel moleküler yapısı olan diğer sular olumsuz dalgalara veya durgunluğa maruz kaldığında o güzel moleküler yapısını kaybediyor. Ancak bu durum Zemzem suyu için asla geçerli değildir.
Öte yandan eğer bir damla Zemzem suyu bin damla sıradan sularla karıştırılırsa, o suların hepsi Zemzem suyunun özelliğine kavuştuğu ispatlanmış bir gerçektir. Bu konuda Japon araştırmacı prof. Emoto şöyle diyor:
"Laboratuarda yapılan tüm araştırmalar ve incelemeler bu suyun hiç bir özelliğini değiştiremedi ve bizler de şimdiye kadar bunun sebebin anlayabilmiş değiliz."
Prof. Emoto sonuç olarak Zemzem suyunun sıradan bir su olmadığını itiraf ediyor. Bilindiği üzere Ehlibeyt fertlerinden günümüze dek gelen rivayetlerde Zemzem suyunun manevi tesiri ve şifa veren özelliğine vurgu yapılmış ve Müslümanlara bu suyun içilmesi tavsiye edilmiştir. çrneğin imam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Zemzem suyu yeryüzünün en iyi suyudur. Zemzem suyu her zaman tazedir ve asla kokmaz ve hastalıklara şifadır ve asla bu kuyu kurumaz."
Prof. Emoto'nun çalışması aslında suyun harikulade yaratılışının ilginç bir gösterimidir. Emoto'nun yaptığı deneylerin sonuçları, bizlerin kendimiz ve yaşadığımız dünya ile ilgili şimdiye kadar düşündüklerimizi tamamen değiştirebilir. Bu deneylerde eğitimci ve önemli olan nokta, suyun moleküler yapısının çirkinleştiği durumlarda bile eski güzel konumuna geri dönebilmesidir.
İslam dini insanlar konusunda da bu önemli noktayı dikkate almış ve onlara tövbe ederek Allah'a yeniden geri dönme ve çirkinliklerin ve günahların izlerini silme fırsatı sunmuştur. Tövbenin etkili olduğunu vurgulayan Kuran-ı Kerim Furkan suresinin 70. ayetinde tövbe edenlere günah ve kötü amellerini iyiliğe çevirme sözü vermiştir. çte yandan Bakara suresinin 222. ayetinde de yüce Allah tövbe edenlerden pak insanlar olarak söz etmiş ve onları sevdiğini buyurmuştur.
Allah resulü (s.a.a) tövbe hakkında şöyle buyurmuştur:
"Günah işlemekten tövbe eden kimse, hiç günah kazanmamış biri gibidir."
Prof. Emoto şöyle diyor:
"Suyun bizlere önemli mesajı vardır. Su bizlere kendimize daha derin bakmamızı söyler. Su, bizlere iyiyi ve kötüyü, çirkinliği ve güzelliği anlatır. Su duayı idrak ederken, saygısızlıktan nefret eder. Su sadece iyi ve kötü ameli değil, hatta olumlu ve olumsuz düşünceleri de ayırt eder ve yine hepsine akıllı bir şekilde tepki verir."
Acaba bizler de su gibi içimizdeki kötülüklere gereken olumsuz tepkiyi verebiliyor muyuz? Acaba içimizdeki iyilikleri ve güzellikleri takviye edebiliyor muyuz? Eğer suya olumlu enerji verirseniz o da size olumlu tepki verir ve bu enerji yine size geri döner. Bu ilke sadece su konusunda geçerli değildir. Varlık âleminde neye olumlu enerji verecek olursanız, karşılığında olumlu enerji alırsınız. Buna şimdiden başlayabilirsiniz.
Evet, gelin su içmeden önce yüce Allah'ın adını dile getirelim. O'nu bize sunduğu her nimet için şükredelim ve emin olun ki o nimet de kendisinden olumlu tepki verecektir.
Gelin olumlu bir dünya ve olumlu bir düşünce oluşturalım ve bu dünyadan zevk alalım. İslam dininde olumlu düşünmenin önemi vurgulanan bir konudur ve yüce Allah olumlu düşünceler için sevap belirlemiştir. Bu yüzden bu konudaki seçim kendi elimizdedir.
Gelin sudan ders alalım ve kendimiz için sağlıklı ve ilahi bir yaşam kurarak iç dünyamızı mümkün mertebe güzelleştirelim ve böylece yüce ve hayat dolu bir topluma kavuşalım.
ehlader